Baz'ın hayali vardı

Mexmûr Kampı'nda şehit düşen Gökhan Kırboğa’nın (Baz Dijwar) ablası Elif, "Onun hayali vardı; özgür Kürdistan’ı kuracağız, derdi" diye anlattı.

Mexmûr Kampı'na dönük saldırıda şehit düşen Mexmûr Halk Savunma Güçleri üyesi Gökhan Kırboğa (Baz Dijwar), 11 kardeşin en küçüğüydü, hep gerilla olmak istiyordu...

Amed'in Sur ilçesinde 1993'te dünyaya gelen Baz Dijwar, daha 19 yaşındayken birer asimilasyon kurumlarına dönüşen devlet okullarının gerçeğini fark edip liseyi terk etti. 7 Ekim 2011'de ise yönünü özgürlük mücadelesi saflarına çevirdi. Ömrü boyunca haksızlığı kabul etmeyen ve gençliği mücadeleyle dolu geçen Baz Dijwar'ı, ablası Elif ve ağabeyi Hanefi anlattı.

YAŞAM DOLUYDU

Baz Dijwar'ın Sur’da işlettiği dükkânda kendisine yardımcı olduğunu belirten ağabeyi Hanefi Kırboğa, kardeşinin her zaman güleç yüzlü olduğunu söyledi. Kırboğa, "Sevecen ve yaşam doluydu, bu heyecanını yaşamı boyunca koruduğundan şüphem yoktur. Katılım yapacağını anne ve babamdan öğrendim. Bunu sorduğumda ise gülerek sadece 'olabilir’ cevabı verdi” dedi.

HAKSIZLIĞI KABUL ETMEDİ

Kardeşinin çocukluğundan beri haksızlığı kabul etmediğini kaydeden Kırboğa, şöyle devam etti: "Kardeşim çok cesaretliydi. Paylaşmayı ve çalışmayı seven birisiydi. Yanlışa karşı çıkar, doğru olanı söyledi. Yanımdan ayrılınca kendi ayaklarım üzerinde duracağım diye bir kahvaltı salonunda çalışmaya başladı. Folklor dersleri almaya başladı. Katılım yapmadan önce çalıştığım dükkâna geldi. Birlikte köyden gelen üzümü yedikten sonra çay içtik. Akşam da birlikte yemek yedikten sonra bizimle vedalaşarak eve gitti. O akşam vedalaşır gibiydik. Sabah olduğunda ise çalıştığı yerin sahibi annemi arayarak Gökhan’ın işe gelmediğini söyledi.”

11 KARDEŞİN EN KÜÇÜĞÜ

Kardeşiyle katılımdan sonra görüştüğünü ve kendisine sürekli kitap okumayı nasihat ettiğini anlatan Kırboğa, "Şehadetini duyduğumda yıkıldım. Biz 11 kardeşiz. Şehit Baz bizim en küçüğümüzdü. Onunla arkadaş gibiydik. Bizler birlik olmadığımız sürece hep böyle olacak. Bu yüzden bir an önce birlik olarak bu yaşananlara artık yeter, dememiz gerekir” diye konuştu.

HEP KATILMAK İSTERDİ

Baz Dijwar'ı anlatan ablası Elif Kırboğa ise birlikte geçirdiği zamanları anımsatarak, şunları paylaştı: "Onunla çok iyi anlaşırdık. Ben ondan küçük olduğum için sürekli birbirimizle uğraşırdık. Bir arkadaş gibiydik. Benden iki yaş büyüktü. Beraber okula giderdik. Okuldan dönerdik. Gitmeden bir gün önce telefonunu satmıştı. Babama, sattığı telefonun parasıyla şarj makinesi almıştı. O parayla eve birkaç eşya da almıştı. Evde ona ait olan bir hafıza kartı kalmıştı. Evdekilere Elif’e söyleyin onu kaybetmesin demişti. Ben de o hafıza kartını alıp yastığımın altında sakladım. Onun katılım haberini aldım sonra.

ÖZGÜR KÜRDİSTAN HAYALİYDİ

Abimden biraz çekinirdi. Benimle daha samimi olduğu için bana sürekli gideceğini söylerdi. Ben de ona 'Gökhan orada ne yapacaksın?' dediğimde 'Ben gideceğim. Oraya gittiğimde özgür Kürdistan’ı kuracağız' derdi. Onun hayali vardı. Özgür Kürdistan hayaliydi. Sürekli neşeli, güler yüzlü ve hep şarkı söylerdi. Gökhan ailenin neşesiydi. O benim için bir ağabeyden öte bir arkadaştı. Gerilla yaşamını hep kendisine ilke edindi, örnek olarak benimsedi ve ona göre yaşadı.”