Babadan oğula ulaşan PKK mirası

Özgürlük Hareketi’yle 1982’de tanışan Abdurrehman Temê ve Kamile Temê, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın emanetlerine sahip çıktı. Oğlu Dilbirîn ise anne ve babasının ulaştırdığı emanetlere sahip çıkıyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1979’da Bakurê Kurdistan’dan Rojavayê Kurdistan’a gelişi ile binlerce Rojavalı aile, görüşme fırsatı elde eder. O ailelerden biri de Dêrîk’in Merga Mîra köyünden olan Temê Ailesi. Abdurrehman Temê ve Kamile Temê, 1982’de PKK ve Abdullah Öcalan ile tanışır ve o yıldan itibaren evleri gerillanın evi, ısındığı odası, yemek yediği salonu olur.


Abdurrehman Temê, 1982’de Suriye rejiminin askerliğini yaparken Özgürlük Hareketi’nin adını duyar ve Şehit Xebat ile tanışır. Şehit Xebat’ın katkılarıyla daha da ilgi duyan Abdurrehman, Şehit Xebat ile 1982’de Lübnan’a, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yanına gider. Abdullah Öcalan ile tanıştığı dönemde evli olan Abdurrehman, bir yurtsever olarak görev ve sorumluluk üstlenir. 7 çocukları olan Temê çifti, Özgürlük Hareketi’ne bağlılıklarını çocuklarına da anlatır.

AİLENİN 14 ŞEHİDİ VAR

Temê Ailesi, hem Özgürlük Hareketi hem de Rojava halkı içerisinde bilinen ve sevilen bir yurtsever aile. 14 şehidi olan Temê Ailesi’nin ilk şehitlerinden Axîn (1990-1994) ve Hemîd Temê (1992-1996), 90’lı yıllarda Kurdistan Özgürlük Mücadalesine katılır ve Lübnan’da Önder Abdullah Öcalan’ın doğrudan ilgilendiği akademide eğitim alır. Kurdistan dağlarında şehadete ulaşan Axîn ve Hemîd kardeşler, mücadele çizgisinde ısrarlı bir şekilde babaları Abdurrehman’ın bağlılığı ile yaşama katılırlar.

Temê çiftinin oğlu Dilbirîn Temê, 1983’te Merga Mîra köyünde doğar ve bu köydeki evde gerillanın yaşamına şahit olur. Dilbirîn, babası Abdurrehman’a Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından emanet edilen bayrakları ile 1982’den bu yana evlerine gelen gerillaların fotoğraflarını günümüze kadar koruyor ve ailesine de PKK’yi anlatıyor. ANF’ye, annesi ve babasının Özgürlük Hareketi ile yol aldığı serüveni anlatan Dilbirîn Temê, 1983’ten bu yana gerilla ve PKK ile yaşamanın gurur verdiğini söyledi.

GERİLLANIN EVİ MERGA MÎRA KÖYÜ

Dilbirîn, “1986’da gruplar evimizden çıkmaya başladı. O sıralar daha üç yaşındaydım. Bir grup geliyordu, bir grup gidiyordu. İlk önceleri 60, ardından gün geçtikçe 70, 80 oldu ve 100’ü buldu. O aralar çok fazla aklıma gelmiyor ama gidiş gelişler, kalabalık ortam aklımda kalmış. Evimizin gerilla ve Önder Apo’nun evi olduğunu söylerdi hep annem. Hem de büyük bir özlemle dile getirirdi” dedi.

Abdurrehman Temê uzun yıllar milis olur ve Suriye rejimine meydan okurcasına onca işkenceye rağmen geri adım atmaz, durmak nedir bilmez ve her geçen gün gerillaya daha sıkı bağlanır. Merga Mîra köyünde olan evlerinde bir grup gerillanın Lübnan’a geçeceği gün halası (Şehit Axîn) ve amcasının (Şehit Hemîd) da o grupta olduğunu söyleyen Dilbirîn, şöyle devam etti: “Babam anlatırdı. Kendi elleriyle kız kardeşini Önderlik Sahasına götürüyor. Halam ve amcam birlikte bir grubun Lübnan’a gitmek için bizim bahçeye geliyor fakat birbirlerinden haberleri yok. Şaşkın bir şekilde birbirlerine bakarken o ara babam geliyor ve gülüyor. Kalabalığın içerisinde fark edilmeyeceklerini düşünüyorlar. Babam da ikisini birden götüremeyeceği söyleyince -tabii nenem de hazır fakat kızının ve oğlunun gidişine engel olmuyor-gurur duyuyor ve şehitlerin izinde yürümeleri için söz alıyor. Babam önce halamı bir diğer grupla da amcamı Lübnan’a götürüyor. Amcam hazmedemiyor, günlerce yemek yemiyor, babam amcamı ikna ediyor, ta bir diğer grup yola çıkana kadar.”

DİRENDİ, PİŞMAN OLMADI

Suriye rejimi, Abdurrehman’ın milis olduğunu anlar ve peşine düşer, onca işkence ardından milis olduğunu anlayan Suriye rejimine karşı pes etmez. Lübnan’a, giderek iki ay Lübnan’daki akademide kalır. Dilbirîn, babasının Suriye rejimi tarafından 4 kez tutuklandığını ve ağır işkencelere maruz kaldığını belirterek, “Önderlik Sahası ardından Dêrık’e döndü ve Suriye rejimi tarafından 6 ay tutuklandı ama direndi, bir gün olsun pişman olmadı” dedi.

KÜRT HALK ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN, AİLE İLE VEDALAŞTI

Suriye’den 1998’de çıkan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın vedalaştığı yurtsever ailelerinin arasında Temê çifti de vardı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Temê çifti ile vedalaşırken 1988’de verdiği PKK bayrağı dışında üç bayrak teslim eder. Dilbirîn babasının anlatımlarından yola çıkarak şunları dile getirdi: “Önderlik babama bayrak emanet etti. Hala evimizde saklıyoruz. Sahadaki bayraklardan birini Lübnan’da 1988’de babama vermişti, Suriye’den çıktığı zaman Önder Apo’nun görüntülerinde de var, masadaki küçük bayrakları ve bir PKK bayrağını yine babama emanet ediyor ve sahip çıkmasını tembihliyor. 30 yıldır evimizde ve nesilden nesle aktarıyoruz.

ÖLÜMÜ GÖZE ALIR, SAHİP ÇIKAR

Babam, Önderliğin emanetlerine gözü gibi bakıyordu. Her birinin tarih olduğunu ve tarihin canlı kalması gerektiğini söylerdi. Bunları dile getirirken aslında ben nasıl koruduysam sen de öyle korumalısın öğüdünü veriyordu. Babam nasıl bu kadar PKK arşivine sahip çıkarak koruduysa ben de onun izinde devam ediyorum. Büyük zorluk ve tehlikelerle bu arşivler saklandı, korundu. Her bir grup nasıl geldi, gitti. Yemeğinden tut sohbetine kadar fotoğraf çekilmiş. Babam hep söylerdi, Önderlik arşive çok önem verir, onlar olmazsa bile anıları kalacak, derdi, diye anlatıyordu.”

25 YIL BOYUNCA KORUR

Merga Mîra köyünde bir kartonun içinde 25 yıl boyunca gerilla ve Öcalan’ın fotoğraflarını toprağa gömen Abdurrehman, bir gün köyüne gider ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın emanetlerini çıkarır. Dilbirîn, o günleri şöyle anlattı: “Elleriyle toprağın altından çıkardı fotoğrafları, tek tek temizledi. Fotoğraflar rutubet almış, birbirine yapışmıştı. Üstündeki toprakları yavaş yavaş kaldırdı, ardından bir bezle temizledi. Fotoğraf içerisinde sadece Önder Apo’nun fotoğraflarına zarar gelmemişti. Kenarları küflenmiş, ıslanmıştı ama çehresi olduğu gibi kalmıştı. Babam o an çok duygusal olmuştu, biran durup rutubet içerisinde bile sağlam kaldı, gözüm gibi sahip çıkmalıyım bu anılara, dedi ve fotoğrafa sarıldı.”

İŞKENCE NEDENİYLE AĞIR HASTALIK

Suriye rejimi tarafından 2012’e tekrar tutuklanan Abdurrehman, 20 gün işkence altında kalır ve bir yıl aradan sonra özgürlüğüne kavuşur. Abdurrehman Temê, Suriye rejiminin zindanında uğradığı işkenceler nedeniyle ağır hastalığa yakalanır ve 2013’te şehit düşer.

YARALARINI SARAR, SAÇLARINA KINA YAKARDI

Dilbirîn, annesi Kamile’nin, kendisinden çok gerillalara annelik yaptığını belirterek, şöyle konuştu: “Annem canı gönül hizmet ederdi. Kadın arkadaşların saçlarını kınalar, yaralı arkadaşların yaralarını sarardı. Kendi kızıymış gibi yaklaşırdı. Arkadaşların doktoru olmuştu ve bir gün olsun arkadaşların yaralarını kimsenin eline bırakmadı, yemeklerini kendi elleri ile yapar ve yedirirdi.”

O DA ÇOCUKLARINA ANLATIYOR

Üç çocuk babası olan Dilbirîn, babası ve annesinin emeğine layık olmak istediğini söyleyerek, şunları ekledi: “Önder Apo ve PKK’nin ilk dönemlerini daha çok ailemden dinledim. Anlama düzeyine ulaştığımda Temê Ailesi’nin emeğine layık olacağıma söz verdim. Şu an bir ailem var ve en önemli görevim babamın bıraktığı mirası çocuklarıma anlatmak, tıpkı babamın yaptığı gibi. Önder Apo’nun emanetlerini bugünlere kadar nasıl ulaştırdıysak benden sonra da çocuklarım sahiplenmeli ve gelecek nesile anlatmalı. Fotoğraflar ve bayraklar, bir tarihi anlatıyor; Önder Apo’nun emeğiyle örülen bir tarihi. Bu mirası nasıl ki babamdan devraldım, öyle de çocuklarıma devredeceğim.”