Atılım ruhundan Demokratik Modernite gerillacılığına

YJA Star Komutanı Kawenda Herekol, 15 Ağustos Atılım ruhu ve çizgisinin kendisini demokratik modernite gerillacılığı olarak yenilemekte olduğunun altına çizerek bu derinleşmenin yeniden yapılanma temelinde zafer gerillacılığını geliştireceğini belirtti.

Kürdistan Özgürlük Hareketi'nin efsanevi komutanlarından Mahsum Korkmaz (Agit)öncülüğünde gerçekleştirilen 15 Ağustos atılımının bugüne kadar büyüyerek yaşıyor olmasının sırrını YJA Star Merkez Karargah Komutanlarından Kawenda Herekol anlattı. PKK’nin silahlı mücadele startını verdiği 15 Ağustos atılımı, 35. yılını geride bıraktı. Dünyanın en uzun ulusal kurtuluş mücadelelerinden birine imza atan, ARGK’den HPG-YJA Star güçlerine evrilen, dönemin koşullarına göre kendini konumlandıran Kürdistan özgürlük gerillasının ilk kurşunu sıkmasından bugüne kadar Kürdistan’dan Ortadoğu ve dünyaya ilham veren pozisyonunu koruyor.

YJA Star Merkez Karargah Komutanlarından Kawenda Herekol, 15 Ağustos’a ilişkin yaptığı değerlendirmelerde şunları belirtti: "Özgürlük mücadelemizde diriliş ve kurtuluş bayramı olan 15 Ağustos atılımının 36. yıldönümünü bu atılımın mimarı olan Önder Apo başta olmak üzere, tüm yoldaşlara, kadınlara, halkımıza, özgürlük ve demokrasi için direnen herkese kutluyorum. Tarihimize altın sayfa olarak kaydolan bu şanlı atılımın büyük komutanı Agit yoldaşı ile 15 Ağustos Atılımının ruhu ve çizgisi ile mücadeleyi süreklileştiren Beritan, Zilan, Adıl, Reşit, Delal, Armanç, Medya, Atakan, Zeki, Helmet yoldaşlar şahsında devrim şehitlerimizi saygı ve minnet ile anıyoruz."

15 AĞUSTOS ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMANIN İLK ADIMIDIR

Kürt ve Kürdistan halkının varlığının inkar edildiği, soykırım kıskacına alındığı, Kürdistan’ın haritada bir yeri olmadığı bir dönemde silahlı direnişlerinin başlatıldığını hatırlatan Herekol, şöyle konuştu:

"Bu halkın ve bu kadınların bu gün nasıl böyle bir düzeye ulaştığı çokça merak konusudur. Araştırılır. Bir sır, bir gizem gibi görülür, bir mucize olarak bakılır. Ancak gerçekte olan ve yaşanan Önderliğimizin geliştirdiği hakikat mücadelesidir. Kurtuluş yolunda egemen sisteme ve onun yarattığı köleci zihniyete sıkılan ilk kurşun olarak tanımlarız. Yani egemen sistemin öncelikle kendi varlığını ezeli ve ebedi kılmayı öğrettiği zihniyet yerle bir edilmeden egemen sistemi aşmak mümkün değildir.

Önderliğimiz, PKK Kuruluş Manifestosunda bunu ‘En tehlikeli sömürgecilik zihinlerde meşrulaştırılmış sömürgeciliktir’ sözleri ile ifade etmiştir. Yani bir kadın, bir insan, bir halk düşmanını önce beyninde yenebilmelidir. Düşmanın zihninde yarattığı kölelik zincirlerini kırmadan karşısındaki düşmanı yenebilmesi mümkün değildir. Çünkü bu egemen sistem öncelikle kendisinin hakikat olduğu yalanını zihinlere yerleştirir. Güç, iktidar, sermayenin hakikat olduğunu ve bunu sürdürmek için her türlü yalanın, zorbalığın, zulmün meşru olduğunu zihinlere kodlar. Ve bu yalan öyle bir içselleştirilmeye çalışılır ki kadınlar, insanlar, halklar buna öyle bir inandırılmaya çalışılır ki kendi varlığından bile şüphe duyar hale getirilir.

Öz bilinci, öz iradesini kaybederek her türlü yalanla yaşamaya alıştırılır ve her türlü zorbalığa boyun eğer hale getirilir. İşte bu yüzden Önderliğimiz öncelikle bu tarihi yalanı deşifre etmiştir. Ters yüz edilen tarihi ayakları üzerine oturtma mücadelesi vermiştir. En fazla düşürülen, köleleştirilen kadınların tarihte ki varlığını ortaya koymuştur. Biz kadınları bu tarihimize, özümüze sahip çıkmaya ve onu savunmaya, yaşamsallaştırmaya çağırmıştır. Varlığı bile inkar edilen halkımızın tarihin en kadim halkı olduğunu ortaya koymuştur. Prometeosun ateşi tanrılardan çalarak yeniden insanlığa vermesine benzetmiştir mücadelesini. Yani kaybettirilen hakikatimizi gün yüzüne çıkarmış ve ona sahip çıkmamız, savunmamız, yaşatmamız için ellerimize vermiştir.”

14 TEMMUZ BEYİNLERE VE YÜREKLERE KAZINMIŞTI

Kürdistan dağlarına gerillacılığı ve savaşı geliştirme adına yola çıkıldığını kaydeden Herekol, şöyle devam etti: "Filistin kamplarında görülen kısmi askeri eğitim, dünya devrim tarihleri, gerilla mücadeleleri konusunda teorik birikim, Kürdistan coğrafyası, halk gerçekliği, gerillacılık deneyimi adına hiçbir tecrübenin olmadığı koşullarda asi Kürdistan dağlarına gerillacılığı ve savaşı geliştirme adına yola çıkıldı. Kürdistan dağlarına ulaşmanın bile büyük bir cesaret ve irade gerektirdiği zamanlarda yola çıkılmıştır. Bu dağlarda hiç böyle yürünmemiş ve dolayısıyla hiçbir iz yoktur. İz yaratılmıştır. Yol bilen olmadığı için üç günlük yolun bile bir ayda yürünmesi ile bu izler açılmıştır. Ve 12 Eylül Faşizminin yarattığı ölüm sessizliğinin, kör karanlığında 14 Temmuz Direnişçilerinin vasiyetleri beyinlere, yüreklere kazanmış, bu vasiyetin gereklerini yerine getirme sorumluluğu omuzlara yüklenmiştir. Ve bu vasiyetin gereklerini yerine getirmenin büyük yoldaşlığı, inancı, kararlılığı ile İlk Kurşun sıkılmıştır. Sıkılan bu ilk kurşun ile özgürlük bilinci, inancı ve kararlılığının aşamayacağı hiçbir engel olmadığı tarihe kaydedilmiştir. Kürt kadını ve halkını küllerinden yeniden yaratarak dirilişin ve kurtuluşun yolunu açan bu tarihi özgürlük tutkusu, inancı, kararlılığının eylemselleşmesi olmuştur."

AĞUSTOS ATILIMI KÖKLÜ BİR DİRENİŞ GELENEĞİ

15 Ağustos Atılım çizgisi ve ruhunun yarattığı gelişmelerin egemen güçlerin en büyük kabusu haline geldiğinin altını çizen Herokol şunları ifade etti: "Kürdistan dağlarında, coğrafyasında kendi özgün deneyimini, tecrübesini ortaya çıkarmış ve bunun başarısını kanıtlamış bir gerilla gerçekliği vardır ve bugün sadece dört parça Kürdistan’da değil, bölge çapında bir mevzilenmeye kavuşmuş dağ, şehir, ova gerillacılığını geliştirmiştir. Bugün gerilla mücadelemize yönelik saldırı konsepti bu gelişmeden duyulan korku ve bunu durdurma, geriletme, tasfiye etme çabasıdır. NATO verilen onca desteğe rağmen Türkiye’nin başarısız kaldığını görmekte ve NATO Gladyosu olarak bu savaşı beslemektedir. 36.yılına giren 15 Ağustos Atılımı köklü bir direniş geleneği, gerillacılık tecrübesi ortaya çıkarmış ve Türk devletinin, ordusunun kara gücü ile bu savaşta başarı şansı olmadığını dost, düşman herkese göstermiştir. Mevcut durumda 15 Ağustos Atılım ruhu ve çizgisi kendisini demokratik modernite gerillacılığı olarak yenilemekte, derinleştirmekte ve yeniden yapılanma temelinde zafer gerillacılığını geliştirmektedir.

3. Dünya Savaşı koşullarında bilim ve tekniğin gelişmeleri en fazla da savaş sanayisinin geliştirilmesine yönlendirilmektedir. Türk devleti ve ordusuna bu imkanlar büyük oranda açılmaktadır. Karadan savaşı kazanamayacağını kabul eden Türk devleti, ordusu da çağın bu teknik imkanlarından yararlanarak, adeta bütün ekonomisini buna yatırarak sonuç almaya çalışmaktadır. Teknik, istihbarat ve özel savaş konsepti ile savaşı yürütmeye çalışmaktadır. Hareket olarak da düşmanın yaptığı bu değişimler değerlendirilerek demokratik modernite gerillacılığı temelinde yeniden yapılanma süreci geliştirilmektedir. Ve bu tarihi önemdedir. Önderliğimiz uluslararası komplo saldırılarını nasıl demokratik modernite paradigması ile aşmış ise 21. yüzyıl teknik, istihbarat, özel savaşa dayalı savaş konsepti de demokratik modernite gerillacılığı ile aşılacaktır. Yeniden yapılanma böylesine köklü ve tarihsel bir perspektif üzerinden derinleştirilmekte ve geliştirilmektedir.

Demokratik modernite gerillacılığı temelinde yeniden yapılanma partileşme, gerillalaşma ve profesyonelleşme temelinde üç ana ayak üzerine oturtulmaktadır. Birinci ayakta partileşme olmaktadır. Önderliğimiz uluslararası komplo sürecine karşı demokratik moderniteyi geliştirirken öncelikle kapitalist modernitenin tüm kalıntılarının kişiliğinde iflas ettiğini belirtti. Yeniden yapılanma demokratik modernite gerillacılığı süreklileşen bir derinlik, yenilik, yaratıcılık gerektirmektedir. Önderliğimizin fikir, zikir, eylem birliği dediği tarzı ortaya koymak gerekmektedir. Yeniden yapılanma da partileşme ölçüsünde niteliği geliştirmek bununla mümkündür. Böyle bir anlayışta derinleşen kendine ve birbirine yeterlilik oluşturan, inisiyatif ve irade gücü olan tim, takım gücünün ortak akıl ve ruh birliği ile çok güçlü gelişmeler ortaya koyacağı açıktır."

ÖZGÜRLÜK BİLİNCİ GELİŞMELERİ BELİRLEDİ

Savaşta düşmanla aralarında sayısal ve imkanlar bakımından büyük farklar olmasına rağmen gerillanın başarısına dikkat çeken Herekol, şöyle konuştu: "Gerillacılığın özü ve sırrı, tarzının çözülememesi, denetim altına alınamaması dolayısıyla bilinmezliği olmaktadır. Bu yüzden hem sayıca hem de imkan olarak farklı seçeneklere sahip bir düşman karşısında başarı tarzını ortaya koymaktadır. 15 Ağustos Atılımından günümüze kadar düşmanla aramızda sayısal ve imkanlar bakımından bırakalım bir dengeyi bir uçurum vardır. Ancak bütün başarılar buna rağmen ortaya çıkarılmaktadır. Örneğin 15 Ağustos Atılımında, Eruh eyleminden sonra düşman sayısal gücüne ve imkanlarına dayanarak ‘Birkaç çapulcudur, 72 saat içerisinde enselerinden yakalayıp yüce Türk adaletinin önüne çıkaracağız’ demişlerdir. Değil 72 saat 36 yıldır bu yalanla kendilerini halen avutmaya çalışmaktadırlar.

15 Ağustos Atılımının 36. yılında bir kez daha görüyoruz ki savaşın sonucunu belirleyen ne sayısal üstünlük ve ne de imkanlar olmuştur. Özgürlük bilincini edinmiş, özgücünün farkına varmış bunu örgütlemiş, tarz, taktiğe dönüştürerek vuruş tarzını belirlemiş duruşlar gelişmeleri belirlemektedir. Agit Yoldaş bu tarzın komutanlığını ortaya koyarak bizler için zafere giden komuta ve savaşçılık duruşunu belirlemiştir. Önderliğimizin, Agitleşen erkeği, Zilanlaşan kadını severiz sözü bize bu hakikati her daim hatırlatmakta ve bunun gereklerine göre katılımı dayatmaktadır. O halde bu tarz derinliği, inceliği ve titizliğini ne kadar geliştirebiliyoruz? Bu soruları sorduğumuzda elbette gelişmeler vardır. Bu anlamda yeniden yapılanmanın gerillacılık tarzını, askeri kültürünü, disiplinini, savaş tarzı, taktiğini geliştirmeye çalışırken 15 Ağustos ruhu, çizgisi ve Agit Komutası temelinde derinleşme ve hamlesel gelişmenin bizleri başarıya ulaştıracak kaynak olduğu açıktır."

ASKERİ VE TEKNİK DONANIMIZDA ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞANIYOR

Askeri ve teknik donanımımız açısından da önemli gelişmeler yaşandığını ve bu gelişmelerin zafer gerillacılığına doğru gidecek yolun önünü açacağına vurgu yapan Herekol, şunları ifade etti: "15 Ağustos Atılımında en kıt kanaat imkanlarda elindekini yetkince değerlendirme ile başarının geliştirildiğini bir kez daha görüyoruz. 36 yıllık gerilla deneyimi, birikimi kadar askeri eğitim imkanlarımız, branşlaşma ve elimizde ki imkanları amatör değil profesyonelce kullanma koşullarımız çok daha güçlenmiştir. Askeri ve teknik donanımımız açısından da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Dolayısıyla partileşme temelinde hamle yapmış, gerillacılığını derinleştirerek, yenilemiş bir düzeyin profesyonelleşeceği açıktır. Bunu taktik ustalık ile birleştirerek düşmanı hiç beklemediği yer ve zamanda etkili bir biçimde vurarak başarılı gerillacılığı ortaya koyacaktır. Düşmanın teknik, istihbarat ve özel savaşa dayalı saldırı konseptini de başarısızlığa uğratarak zafer gerillacılığının geliştirilebileceği açıktır. 20. yüzyılın son çeyreğinde 15 Ağustos Atılımı ile ortaya çıkan diriliş 21. yüzyıl, demokratik modernite gerillacılığına dayalı yeniden yapılanma temelinde kurtuluşu sağlayacak ve zaferi kesinleştirecektir. 5 Ağustos’un 36. yıldönümünü bu inançla karşılıyor diriliş ve kurtuluş bayramımızı zaferle taçlandırma iddiası ve kararlılığı ile bir kez daha kutluyoruz."