Yazılı bir açıklama yapan Mezopotamya Halklar Kongresi, faşist İslamcı AKP devletinin Turabdin’de Asuri-Süryanilere ait manastır, kilise, arazi ve mezarlıklara el koyarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edildiğini kaydetti.

Faşist-İslamcı AKP’nin iktidara geldiğinde Türkiye halklarının gözünü boyamak için önce “Kürt sorunu vardır, bu benim sorunumdur ve bunu çözeceğim” dediği de hatırlatılan açıklamada, “Ardından bu hareketin lideri faşist İslamcı Recep Tayip Erdoğan bir konuşmasında ‘Azınlıkları bu ülkeden sürmek ve mallarına el koymak faşizm değil de nedir’ diye soruyordu.

Ama aradan çok geçmeden azınlıklara ait birçok taşınmaz iade edilmediği gibi yenilerine de el koydu. Mor Gabriyel Manastırı’nın el koyduğu araziler buna örnektir. Son çıkardıkları kararname ile de mevcut tüm yapılara el koydu. Diyanet İşlerine bağlanan bu kiliselere yine faşist İslamcı bir yuva olan Diyanet İşleri Başkanı’nın ‘bu, kilise değil camidir’ diyerek bir imamı atamayacağının hiçbir garantisi yoktur. Ayasofya bariz bir örnektir. Düne kadar müze olan Ayasofya Kilisesi’nin de ilk olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imamlığında namaza açıldı.

Bu faşist zihniyet yüzyıllardır Türkiye halklarını kıyımdan geçiriyor, sürgün ediyor, mallarını gasp ediyor. Şimdi de kilise, manastır ve tarihi değeri olan her şeye el koyup tarihten silmek istiyor.

Öncelikle dünyanın neresinde olursa olsun halkımızın tüm kurum ve kuruluşlarının bu konuya ciddi bir şekilde eğilmeleri ve bunu bulundukları ülkelerin parlamentolarında mutlaka gündeme getirmelidir. Bu faşist zihniyetin amacı biz tarihten silmektir. Buna seyirci kalmamalıyız.

Türkiye halklarına, devrimcilere, demokratlara ve insanlıktan yana tüm kurum ve şahsiyetlere bu olay karşısında duyarlı olmalarını ve gerekli tepkiyi vermelerini bekliyoruz.

Faşist AKP devletine de şunu söylemek isteriz ki, başarmayacaksın. Defolup gideceksin. Ve Türkiye halklarına bu yaptığın faşist uygulamaların hesabını vereceksiniz” dedi.