Alman silah devi nihayet hakim karşısında

Dünya çapında her yıl binlerce insanın ölümüne neden olan G36 silahlarını üreten Almanya’nın önde gelen silah devlerinden Heckler & Koch şirketi, yıllar sonra Meksika’da işlenen bir katliamdan dolayı mahkemede hesap verecek.

26 Eylül 2014 günü Meksika’nın Guerrero eyaletinde bir gösteri sırasında gözaltına alınan 43 öğrenci, daha sonra Guerreros Unidos adlı çetenin üyelerine teslim edildi. Bir süre sonra çete üyelerinin öldürdüğü kişilerin gömüldüğü toplu mezarlarda onlarca ceset bulundu. Cesetlerin kayıp öğrencilere ait olup olmadığına yönelik araştırma ise aylarca sürdü.

O dönem uzun süre Meksika’nın gündeminde kalan toplu mezarın bulunması sonrasında Guerreros Unidos üyesi 80’i aşkın kişi gözaltına alınırken, ele geçirilen silahlar arasında 36 adet Alman yapımı G-36 marka silah da vardı. Ancak bu marka silahın Meksika’nın sadece bazı eyaletlerinde kullanılması gerekiyordu.

G36 tipi silahlardan 9 bin 500 tanesi, 2007 yılında Alman Hükümeti tarafından verilen onayla Meksika’ya satılmıştı. Alman hükümeti satışa verdiği izin sırasında Guerrero dahil 4 eyalette bu silahların kullanılmaması şartını getirmişti. Ancak Almanya’nın yasa dışı silah satışını araştıran barış aktivistleri 2006-2009 yılları arasında Heckler & Koch’a ait binlerce silahın Meksika’nın bütün eyaletlerinde kullanılmak üzeri satıldığını ortaya çıkardı.

ŞİRKETTEN KATLİAMIN İŞLENDİĞİ EYALETTE SİLAH EĞİTİMİ

Alman silah devinin suçları sadece bununla da sınırlı değildi. Heckler & Koch şirketi çalışanları katliamın işlendiği Guerrero eyaletinde güvenlik güçlerine silah eğitimi de vermişti. Skandalın ortaya çıkması ardından Jürgen Grässlin isimli barış aktivist ve Avukat Holger Rothbauer’in öncülüğünde şirketin merkezinin bulunduğu Stuttgart’ta bir dava açıldı.

Silah satışlarının Alman silah satış yasaları ile dış ticaret kanunlarına aykırı olduğuna dikkat çekilen davanın ilk duruşması 8 yıl sonra nihayet önceki gün yapıldı. Stuttgart’taki Eyalet Mahkemesi’nde görülen ve dönemin Heckler & Koch’un yöneticilerinin yargılandığı davanın sonbahara kadar sürmesi planlanıyor.

Almanya’nın yasa dışı silah ticaretini araştıran Silahlanmaya İlişkin Bilgilendirme Bürosu Başkanı Jürgen Grässlin “Dava, böylesi suçların unutulmaması açısından oldukça önemli. Yasa dışı şekilde ölüm makinelerini savaş bölgelerine satanlar cezasız kalmamalı” diye konutu. Davayı açan Avukat Holger Rothbauer ise savcının iddianamesine dikkat çekerek “Yargılanan yöneticilerin en az 1 yıl hapis cezası almasını umuyoruz” bilgisini verdi.

ŞİRKETİN YÖNETİCİLERİ EN AZ 4500 SİLAHI GİZLİCE SATMIŞTI

Heckler & Koch’un yöneticilerinin yargılandığı sırada Meksika polisinin işbirliğiyle çeteler tarafından katledilen 43 öğrencinin fotoğrafları mahkeme binası önünde yapılan bir gösteride taşındı. Söz konusu yöneticiler 2006-2009 yılları arasında Meksika’daki çatışmalı bölgelerine 16 kere toplam 4 bin 500 adet G36 silahını yasa dışı şekilde satmakla suçlanıyor.

Şirket yöneticilerinin federal Alman hükümetinin izni olmadan yaptıkları bu ticaretten 4,1 milyon Euro para kazandıkları belirtiliyor. Ancak Heckler & Koch bunu ilk kez yapmıyor. Türk ordusunun Kürdistan’daki kirli savaşta kullandığı silahların üreticisi de olan şirket, daha önce birçok kez benzer dava ve soruşturmalardan sıyrılmayı başarabilmişti.

LİBYA VE SURİYE’DE DE ‘KAÇAK SİLAHLAR’

2011 yılının Ekim ayında Stuttgart başsavcılığı, Almanya'nın en büyük, dünyanın ise tüfek ve tabanca üreten beşinci büyük silah üreticisi olan Heckler & Koch hakkında soruşturma açtı. Gerekçe ise firmanın ürettiği G-36 tipi piyade tüfeklerin Libya'daki iç savaşta isyancıların eline nasıl geçtiği ve batının Kaddafi rejimine uyguladığı silah ambargonun delip delinmediğiydi.

Almanya'da üretilen bu silahlar, 2011'de Libya'nın öldürülen lideri Muammer Kaddafi'nin doğduğu kent Tripolis’daki çatışmalarda kullanılması görüntülerle belgelenmişti. Fakat tezat olan başka bir durum ise aynı çatışmalarda aynı silahların Kaddafi'ye bağlı askerlerin elinde de olmasıydı.

Soruşturmadan hiçbir sonuç çıkmazken, Heckler & Koch yetkilileri hiçbir şekilde Libya'ya malzeme satmadıklarını iddia etti. Söz konusu silahlar ise 2003 yılında Mısır Savunma Bakanlığı'na satılan lisanslı silahlar olabileceği öne sürüldü. Merkezi Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Heckler & Koch'un aslında ürettiği 'mükemmel' silahlar kadar 'kirli' geçmişiyle de biliniyor.

BÜTÜN KİRLİ SAVAŞLARDA O VAR…

1980'lerde batının ambargosunu dikkat almayarak Doğu Almanya ve Yugoslavya'ya silah satan firmanın 1988 yılında CIA'nın yardımı ve sahte lisans belgelerle Nikaragua'ya silah sattığı ortaya çıkmıştı. 1993'te ise İngiltere üzerinden Dubai'ye ile satış yaptığı için firmanın şefi yargılanırken, 2006'da Kafkasya'daki gerginliğin yükseldiği bir dönemde Alman hükümetinin onayı olmadan G-36 piyadeleri Gürcistan'a satılmıştı.

Türk ordusunun envanterinin en önemli silahı olan G-3’lerle Kürdistan’da birçok katliam ve cinayet gerçekleşti. Bunlardan birisi de 2006'da Amed’de 7 yaşındaki Enes Ata'nın G-3 silahından çıkan plastik mermilerle ölümüydü. "Bu silahlar sivillere karşı ve çatışmalı bölgelerde kullanılamaz" anlaşması bir kez daha ihlal edilmişti.

Aynı şekilde Türkiye ise G3'leri kendi lisansını kullanarak üretiyor. DAİŞ çetelerinin elinde kullandığı silahların Türkiye’de üretilen G3 oldukları daha önce birçok kez gündeme gelmişti. En az 92 ülkeye silah satan ve Alman Barış Topluluğu'na göre 1961-2001 arasındaki 40 yıl boyunca dünya çapında 1,5 milyonun ölümünden sorumlu tutulan Heckler&Koch firmasının bu son davadan nasıl bir ceza alacağı merak konusu.