Akademiden direnişçilere mektup

Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi üyeleri, açlık grevi ve ölüm orucu direnişçilerini selamlayarak, tecridin parçalanacağından kuşku duymadıklarını belirtti.

Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi’nde eğitim üyeleri, açlık grevi ve ölümü orucu direnişçilerine hitaben bir açık mektup yazdı.

Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi imzasıyla 7 Mayıs’ta gönderilen mektup şöyle: “Yoldaşlığın dağ kokulu, güneş sıcaklığı ve aydınlığında bitimsiz özlemlerle sizleri selamlıyor, şahsınızda emsalsiz direnişiyle büyük eylemin direngenleşen timsali olan başta Leyla Güven, Nasır Yağız, Fadile Tok olmak üzere fiziken içeride olan özgür gülüşlü yoldaşlar ile dışarıda dünyanın her bir karışındaki toprak parçasına bahar misali ruhlarıyla direniş nüveleri serpiştiren bütün direnişçileri Mayıs ayının kahramanlık ve fedai ruhuyla selamlıyoruz…

BÜTÜN ÇİRKİNLİKLERİ DEŞİFRE ETTİNİZ

Bahar mevsiminin coşku ve azametini yaşattığı bugünlerde başlattığınız kudretli eyleminizle o denli onursal bir adım attınız ki direnişinizin heybeti karşısında ifşa olmamış bütün çirkinlikler gün yüzüne çıktı… Yaftasını söküp, deşifre ettiniz düzen içileşen bütün hilkat garibelerini…

Esmer bir ülkenin bağrı yanık coğrafyasında ve buğday benizli simalarında teni kavruk hikâyelerden birinin daha hakikat kahramanları olarak çıkageldiniz yaşamlarımıza. Tarih elbette yazacak sizlerin bütün hikâyesini… Hiç kimselere minnet etmeden tüm sadeliğinizi ilmek ilmek örecek kendi mutedil belleğine. Onur yolcuğunuzdaki dervişane gerçeğinize ve eşine ender rastlanılan, tılsımı bozulmamış tüm destanlarınıza abartısız yer verecek…

TÜM BENLİĞİMİZLE İŞTİRAK EDİYORUZ

Sizlere toplumsallığınızca bahşedilen bu özverili yürüyüşe tüm benliğimizle iştirak ettiğimizi bilmenizi isteriz. Öyle bir çağın kadınlı erkekli yiğitlerisiniz ki; sizler, alnı açık başı dik tarihin asude masallarının hakikat ermişleri olacaksınız. ‘Büyük direniş destanının onur yüklü direnişçileri’ ismini, tıpkı dur durak bilmeyen diğer yoldaş yürekler gibi daha şimdiden hak etmişsiniz. Bu onur yürüyüşünde bizlere de ruh katıp, ruhumuzu temsil ettiğinizi ve yekpare hakikatinizde bütün ilerici insanlık adına yola çıktığınızı bilmenizi isteriz… Bu yüce adımınızla kendini her gün var ederek muazzam bir doktrine ve özgür yaşam felsefesine erişen demokratik ulusun insanlık değerlerine yeni bir halka eklediğinizin tevazusu, bizlere de şevk vermektedir…

SÖZE BAĞLILIK, EYLEME SADAKAT

Yarım asra varacak olan özgürlük mücadelemizin üçlü zafer garantisi olan fikir-zikir-fiil birlikteliğinin en güçlü öncüleri 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu eylemcileri olmuşlardır. Kurtuluşun timsali olan dört kahraman yoldaş, ‘söz’e bağlılıklarını eylemlerine olan sadakatte göstermişlerdir. ‘Söz onurdur, onuru çiğnetmeyeceğiz’ deyip, anlam zamanının sırrına varan bu dervişler, zorbanın zulmüne, ihanetin kalbine hançer gibi saplanıp, bedenlerini dirhem dirhem eriterek, onur orucunun yüceliğine üstün başarıyla ölümsüzleşerek erişmişlerdir. Zalimin bunca ihanet çemberini çırılçıplak iradeleriyle tek bir sözle bertaraf edip yarmış; eylemleriyle de iradelerindeki kararlığın ruhlarındaki teminat olduğunu, zulüm çemberinin ancak bu duruşla paramparça edilebileceğini bütün dünyaya ispatlamışlardır.

Sözün onurunu kirletmeyip ağırlığına halel getirmediler. Sözdeki sihri, hakikatin bu lütfunu hafifletmediler, yere düşürmeyip tekrar toplumsal özdeki sözü anlama kavuşturup hak ettiği mertebeye yükselttiler. Adeta ölümlerden ölüm beğendirilmeye çalışılan insanlık dışı bir cendereyi, duruşlarıyla yaşam şahikasına dönüştürmeyi başardılar.

SİZLER DE BAŞARACAKSINIZ

14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu militanları, zalimin vahşetini nasıl parçalayıp eylemlerini başarıyla taçlandırdılarsa ve insanlık bu günü ulusal onur günü olarak belirlediyse sizlerin de bu asrın büyük direniş eylemiyle, Önder Apo şahsında bütün insanlığa uygulanan çağdışı tecridi parçalayıp bütün insanlığa özgür bir ülke bırakacağınızdan kuşkumuz yoktur…

DİRENİŞİNİZE HER BAKIMDAN KATILIYORUZ

Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi’nin şervan ve arayışçıları olarak daha şimdiden zafere erişeceğinizi muştulamak isteriz. Bizler de Önder Apo’nun öncülüğünde başlattığı ve sizlerin de yer aldığı bu tarihi direnişe, her bakımdan katıldığımızı bilmenizi isteriz. Bütün çalışma ve programlarımız ve yüzümüzün başlatılan bu hamleye dönük olduğunu bilmenizi istiyoruz. Hem sizlerin hem de bütün alan ve parçalardaki bütün direnişçi yoldaşların direnişini peyder pey yayma ve bütün dünyaya duyurma çabamız ve mücadelemiz sürüyor. Bu inanç ve kararlılıkla ‘Tecridi kıracak, faşizmi yıkacak ve Kürdistan’ı özgürleştirecek, Türkiyeyi demokratikleştireceğiz’ sözümüzü yineliyoruz.”