Açlık grevindeki Akın: Bir canımızdır, bu yolda veririz

Erzincan T Tipi Hapishanesinde tutuklu bulunduğu sırada açlık grevinde olan ve eyleminin 44'üncü gününde tahliye edilen Sedat Akın, eylemini kaldığı evinde sürdürüyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı açlık grevi 126'ıncı gününe girerken, hapishanelerdeki tutsaların başlattığı açlık grevi de sürüyor. Erzincan T Tipi Hapishanesinde tutuklu bulunduğu sırada eylemde olan Sedat Akın ise açlık grevinin 44'üncü gününde tahliye edilmişti. Tahliye edildikten sonra da açlık grevi direnişini sürdüren Akın’ın eyleminin 66'ıncı gününde.

Güne saat 09.00'da başlayan Akın, bir saat aralıklarla sıvı alıyor. Akın'ın yanında kendisine refakat edenler, sıvıları almakta zorlandığında bu aralığın iki saate çıktığını belirtiler. Akın, gün içerisinden haber bültenlerini takip ediyor. Genel süreci, tecrit ve açlık grevleri üzerine tartışmalar yürütüyor. Moralinin ve motivasyonunun sürekli yerinde olduğunu kaydeden refakatçiler, Akın'ın zaman zaman mide krampları, baş ağrısı, ateş yükselmesi gibi sağlık sorunları yaşadığını söyledi. Ayrıca, Akın'ın sağ gözünün görme yetisini kaybetmeye doğru ilerlediğini aktardılar.

'EYLEMİMİZİN TEK NEDENİ TECRİTTİR'

Başlatmış olduğu eyleminde neden kararlı olduğunu ANF'ye anlatan Akın, şunları belirtti: "Açlık grevine girmemizin temel nedeni, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesidir. Eylemimiz, buna paralel olarak da Kürdistan ve Türkiye halkları üzerindeki tecridin kaldırılması anlamına geliyor. O yüzdende bedenimizi açlığa yatırdık. Eylemimizin tek nedeni tecrittir. Kimse başka yerlere çekmesin. Hayatımızdan bıkıp da böyle bir eyleme başlamış değiliz. Tecrit kalkmayana kadar da bu eylem kesinlikle son bulmayacaktır."

'ARKADAŞLARIMDAN MORAL ALIYORUM'

Kendisi dışında açlık grevi eyleminde olan Leyla Güven ve diğer eylemcilere dair de konuşan Akın, "Başlatmış oldukları direniş çok değerli ve kutsaldır. Bu eylem sadece bir birey için başlatılmış bir eylem değil. Kürdistan ve Türkiye toplumunun geleceğini gözeten bir eylemdir. Bugün başlatılan eylem, zaferin bir belirtisidir. Bedenini açlığa yatıran binlerce genç var. Dönüp de 'Bu gençler ne istiyor?' diye sorulması gerekiyor. Avrupa, Bakur, Başur ve zindanlarda süren eylemlerin talepleri meşrudur. Tüm direnişçi arkadaşlardan moral alıyorum. Leyla arkadaşın başlatmış olduğu açlık grevi, gün geçtikçe daha da büyüyor. Tüm yoldaşlarımıza zaferin yakın olduğunu, kazanacağımızı ve faşizmin kaybedeceğini söylemek isterim" diye konuştu.

'ZAFER YAKINDIR'

Hapishanelerde açlık grevi eylemini sürdüren arkadaşlarının şartlarının kötü olduğuna değinen Akın, son olarak şunları belirtti: "Onların orada durumları pek iyi değil. Bizim sonuçta dışarıdayız. Ama aynı irade ve direnci taşıdığımızı vurgulamak isterim. O yüzden de açlığın bizi pek etkilemediğini söylemeliyim. Halkımızın sesimizi duyması bizim için yeterlidir. Biz eylemimizde kararlıyız. Sonuna kadar götüreceğimizden de kuşkumuz yok. Bir canımızdır, onu da bu yolda veririz. Bugün hükümette olanlar bu sürece yanaşmıyor olabilirler ama zaferin habercisi gökyüzünde parlayan yıldızlardır. Gün geçtikçe o yıldızlar daha da parlıyor. Çünkü yoldaşlarımız bu eyleme çok daha coşkulu ve moralli olarak katılıyorlar. Bu katkı, moral, coşku ve heyecan hükümeti tedirgin etmiştir. Dolayısıyla geri adım atmak zorundadır. Çünkü sadece bireyden bahsetmiyoruz, on milyonun benimsediği siyasi bir önderden bahsediyoruz."