Şırnak'ın yüzde 70'i yıkıldı

HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, Şırnak'ın yüzde 70’inin yıkıldığını, halka da “Nereye giderseniz gidin” denildiğini söyledi.

HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, yüzde 70’i yıkılan Şırnak'ta, çatışma alanı dışında kalan mahalleler hakkında da yıkım kararı verilip ranta açıldığını belirtti.

Şırnak ve diğer Kürdistan kentlerinde yaşananları 21. yüzyılın büyük vahşetlerinden biri olarak tanımlayan Şırnak Milletvekili Birlik, Şırnak ve Cizre’deki genel durumu ANF’ye anlattı.

BİR DE RANT ZULMÜ EKLENDİ

Devlet ablukası sırasında kadını, çocuğu, genciyle Cizre halkının görkemli bir direniş sergilediğini; tüm baskı ve zulme karşın evlerini, yaşam alanlarını terk etmemek uğruna ölümü göze aldığını hatırlatan Birlik, abluka sonrası ise elbirliğiyle yaşamlarını yeniden kurmak için çabalayan halkın bu kez de rant zulmüyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Bodrumlarda katledilen insanların anılarının henüz taze olduğu mahallelerin ranta açıldığını ve katliamın gerçekleştiği noktada yeni binalarının inşa edildiğini aktaran Birlik, “Cudi ve Sur mahalleleri arasında yıkılan bodrumların bulunduğu bölge, katledilen insanların acıları daha dinmeden, bu acının hesabı verilmeden birilerine peşkeş çekilip rant alanına dönüştürüldü” diye konuştu.

‘NEREYE GİDERSENİZ GİDİN’

Aynı zulmün Şırnak kent merkezi için de geçerli olduğunu belirten Birlik, merkezin yüzde 70’inin yıkıldığını aktardı. Kentin tamamen yok edildiğini, yaşama dair hiçbir şey bırakılmadığını; vinçler, dozerlerle Şırnak’ın adeta büyük bir şantiye alanına çevrildiğini kaydeden Birlik, bu yetmiyormuş gibi çatışma alanı dışında kalan mahalleler için de yıkım kararı verildiğine dikkat çekti. Birlik, şunları paylaştı: “Toplam 460 eve daha yıkım kararı çıkmış. Yaklaşık iki ay önce ailelere ‘evinizden çıkın’ tebligatı yapıldı ve mahalle halkının şu anda gidecek hiçbir yeri yok” dedi. Şu ana kadar yıkılan evlerin hemen hemen tümünün orada oturan insanların mülkü olduğuna işaret eden Leyla Birlik, “Herhangi bir para, bir ücret ödenmeden, ailelere, ‘Üç gün içerisinde evi boşaltmadığınız takdirde, içinde eşyaları ile birlikte yıkacağız’ şeklinde bir tebligat yapılıyor. İnsanlar devletin resmi kurumlarına nereye gideceklerini sorduklarında ise, ‘Nereye giderseniz gidin’ cevabını alıyorlar.”

HALKTAN İNTİKAM ALINIYOR

Kentlerini terk etmemek için aylarca çadırlarda yaşayan Şırnak halkından resmen intikam alındığını, göçe zorlandığını vurgulayan Birlik, “İnsanların yaşamını, kültürünü bitirmeleri yetmiyormuş gibi onların kendilerine tekrar yaşam kurmalarına da izin vermiyorlar. İnsanların rızası olmadan on katlı TOKİ binalarını yapmaya başladılar” diye konuştu. Birlik, bu yasadışı yıkıma karşı halkın mahkemelere yaptığı itirazların tümünün de reddedildiğini belirtti.

TOPRAKLARINDAN KOPARILIYOR

Birlik, Kürt halkının bu zulmü kendi kimliğine yönelik bir saldırı olarak gördüğünün altını çizdi: "Şırnak halkı, bu zulmün ve yıkımın Kürt olmalarından ötürü yapıldığının farkında ve bunu ifade ediyor. 'Ben sana kiranı veriyorum, nereye gidersen git' demek, kendi toprağından kovulmaktır. 7 çocuklu bir aile senin verdiğin kirayla İstanbul’da nasıl geçinecek? Mesele kira vermek midir? İnsanın yaşamı, işi, geçmişi, anıları, çocukları, her şeyi söz konusu. HDP milletvekilleri olarak yıkımların durdurulması için defalarca girişimlerde bulunduk ancak tüm çabalarımız sonuçsuz kaldı.”

ŞIRNAK BİAT ETMİYOR

AKP iktidarının Şırnak’a bu kadar yönelmesinin altında Şırnaklıların hiçbir koşul altında biat etmemesinin yattığını vurgulayan Birlik, AKP’nin 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye yüzde 97 oranında oy çıkan Şırnak’ın direngenliğinden rahatsız olduğunu kaydetti. Şırnak’taki devlet ablukasının aynı zamanda bire bir mağduru olan Birlik, “Binlerce insan gibi benim eşimin ailesinin evi de yıkıldı, evimiz basıldı, kapılar kırıldı. Bir vekilin evine girilip kapısı kırılabiliyorsa yurttaşlara neler yapıldığını siz düşünün” diye konuştu.

Vicdan ve Adalet nöbetlerini tam da faşizme karşı yeni bir yaşam kurmak amacıyla başlattıklarını ifade eden Birlik, "Adalet ve vicdanın yitirildiği yerde demokrasi, temel insan hakları ve özgürlükler, yurttaşlık, barış, kardeşlik de olmaz. O yüzden vicdan ve adaleti kurmak ve bu değerlere sahip çıkmak gerekiyor” dedi.