İrmez: Şırnak daha güçlü yeşerecek!

HDP İl Eş Başkanı İrmez, soykırımcı saldırılar ve görkemli bir direnişe sahne olan Şırnak'ın yeniden yeşereceğini belirtirken, "Şırnaklılar partisine sahip çıkıyor ve iktidarı korkutuyor" dedi. 

HDP Şırnak İl Eş Başkanı Zeki İrmez, soykırımcı saldırıların yaşandığı Şırnak'taki tablo ve halkın duruşu üzerine ANF'ye değerlendirmelerde bulundu...

‘KENTİN YÜZDE YETMİŞİ YIKILDI’

Türk devlet güçleri tarafından 82 gün süren bombardıman ve akabinde 2 yıl fiilen etkisinin sürdüğü Şırnak şehrinin ve halkının durumunun son dönemlerde öncekine nazaran daha iyiye gittiğine işaret eden HDP Şırnak İl Eş Başkanı Zeki İrmez, ‘’Şırnak halkının durumu, önceki duruma nazaran biraz daha iyi. Halk git gide normal yaşamına dönebilmek için dayanışma içerisinde olduğundan, eskisine göre biraz daha farklılık gösteriyor. Halkın içinde olduğu tedirginlikler bir önceki yıla göre daha normalleşiyor. Ancak Şırnak halkının var olan eski yaşamına geçebilmesi için epey bir zaman gerekiyor. Neticede devlet güçleri tarafından Şırnak'ın 7 mahallesi yıkıldı, şehrin yüzde 70'inin yıkılmış olması söz konusu. Şehir merkezinin komplesi de yıkıldı, esnafların yerlerinin değiştirilmesi, halkımızın bir çoğunun dışarıda olması ve var olan bu düzenin yapılanabilmesi için bir süreç gerekiyor. Çünkü yaşanılanlar basit, kolay bir şey değildi. Bu toplumsal travmanın tüm insanlar üzerindeki etkisini normal hayatta görebiliyoruz. Hem toplumsal olarak hem de psikolojik olarak etkisini ortaya koyuyor. Tüm bunların biraz olsun düzelebilmesi için biraz süreç gerekiyor. Bu bizim en önemli sorumluluklarımızdan bir tanesidir’’ şeklinde konuştu.

‘ŞIRNAK HALKININ KAYYUMU TANIYABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR’

"Sokağa çıkma yasağı"nın kalkmasından hemen sonra devlet tarafından belediyeye atanan kayyumun icraatlarına ve Şırnak halkının kayyuma karşı duruşuna da değinen İrmez, şunları belirtti:

"Yasakların hemen kalkmasından sonra yine KHK ile Şırnak Belediyesi'ne kayyum atandı. Adı üzerinde, atanan kayyum. Kayyum da bir memurdur. Halkın bunu tanıyabilmesi mümkün değildir. Arada halk tarafından seçilmiş ve devlet tarafından atanmış gibi bir fark var. Halk kendisine daha yakın olanını kabul eder elbette. Tahrip olan bir şehrin kısa sürede düzelebilmesi mümkün değil. Halk tarafından yüzde 70'in üzerinde oy ile seçilmiş belediye eş başkanlarının bıraktığı tüm olumlu izleri yok etmeye çalışan bir kayyum var şimdi. Bu durum sadece burada değil, tüm var olan belediyelerimizde gerçekleştirildi. Şehrimizdeki anıtlarımızın yıkılmasını, var olan Kürtçe isimlerin kaldırılmasını, sokak ve meydan isimlerinin değiştirilmesi ya da çift dilli yaşam öğelerini tek dile çevirmeleri gibi durumlar kayyumun yaptıklarından sadece bazılarıdır. Diğer olması gereken hizmetleri söylemeye gerek bile yok. Yıkılmış bir kentin ister istemez altyapısının mutlaka yapılması gerekiyor. Direniş döneminde çatışmadan, bombardımanlardan dolayı sadece binalar değil, yeraltı yapısı da tahrip oldu. Bunların ivedilikle düzeltilmesi en önemli koşul olmalıdır."

‘YARDIM VE DAYANIŞMALAR ENGELLENİYOR’

AKP'nin Şırnak’a yapılan bütün yardımlaşma ve dayanışmaları engellediğine ve bu engelin hâlâ devam ettiğine dikkat çeken İrmez, şöyle devam etti:

"Bizim için bir diğer önemli etken de, toplumsal travmadır. Bu halkın psikolojik olarak eski seviyeye gelebilmesi için ciddi anlamda dayanışma ve yardımlaşma gereklidir. Bu dayanışma ve yardımlaşmanın sadece bizim içinde olduğumuz toplum değil de, dış ve diğer kurumların da girişimde bulunmasını görmek isteriz. Başta Rojava Derneği gibi kurumlarımız kapatıldığı gibi, 'sokağa çıkma yasağı' kalktığından bu yana hâlâ dışarıdan Şırnak'a gelen yardımlar engellendi, durduruldu. Duyarlı vatandaştan, halkın diğer kesimlerinden ve demokratik kitle ve örgütlerden gelen hiçbir yardım içeriye, Şırnak'a almayan bir zihniyetle karşı karşıya kaldık. Bu durum şimdilerde de devam ediyor. AKP'nin sadece kendisi üzerinden ve yandaşına yönelik bir çalışması söz konusudur. Bu şekilde Şırnak halkını kendisine muhtaç etmek istiyor. Ancak Şırnak halkı da bunu görüyor ve buna göre de hareket edip, tavır sergiliyor. Bu durumdan gelişen etkileşimle Şırnak halkında, daha sıkı, daha güçlü bir dayanışma ve yardımlaşma da söz konusu. Bazı ailelerimizin evlerini kira almadan ihtiyacı olanlara vermesi, kendi ekmeğini, kendi suyunu paylaşabilmesi, yaşadıkları duygularını etrafındakilerle, komşusuyla ve ya hemşehrisiyle paylaşabilmesi buna örnektirler ve halkı ayakta tutan en önemli faktördür."

‘BASKILARA RAĞMEN HALKIMIZIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Türk devlet güçlerinin bombardımanlarla yıktığı ve sonrasında KHK ile kapatılan onca kurumun yerine, sadece HDP ve DBP olarak var olduklarını ve kapatılan diğer kurumların yokluğunu aratmamak için ellerinden geldiklerini yaptıklarını aktaran İl Eş Başkanı İrmez, şunları da dile getirdi:

"Var olan çoğu kurumumuz Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile devlet tarafından kapatıldı ve var olan yerleriyle birlikte yıkıldı. Bu kurumların misyonlarını yerine getirebilmesi için yeniden var olmaları gerekiyor. Devlet kurumlarının buradaki işleyişleri 'güvenlik' adı altında lanse ediliyor, onun ötesinde OHAL'den kaynaklı işlerini yapmaktan öteye bir şeyler yaptıkları yok. Toplumun bu dayanışması olmazsa, bu yardımlaşması olmazsa, o içiçeliği, birbirlerine olan güvenleri olmasaydı Şırnak halkının ayakta kalabilmesi hakikaten de çok zordu. Biz bunu 'sokağa çıkma yasakları'nın kalkmasıyla birlikte çok gördük. İki sene öncesinde belediye bünyesinde veya ulusal olan onlarca nitelikli kurumlarımız vardı ve yöneticileriyle birlikte verim sağlıyorlardı. Özdirenişten sonra çoğu kurumumuzun bulunduğu binalar yerle bir edildi. Çoğu da bilinçli olarak bütün donanımıyla birlikte yakıldı. Amaç, zaten işlevsiz hale getirmekti. Akabinde kurumlarımız OHAL ile birlikte resmi olarak devlet tarafından kapatıldı. Bu kurumların yönetiminde yer alan çoğu arkadaşımız ya cezaevinde, ya da katledildi. Bunca baskı ve dayatmayla antidemokratik bir şekilde kapatılan, mühürlenen veya yok edilen kurumlarımız dışında Şırnak'ta sadece siyasi partimiz Halkların Demokratik Partisi ve Demokratik Bölgeler Partisi olarak varız ve kongreye gittiğimiz yönetimimizle ayaktayız. Biz HDP olarak parti tüzüğümüz ve misyonumuz gereği, örgütlenmemiz dışında kapatılan diğer kurumların yokluğunu hissettirmemek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yeterli olabiliyor muyuz? Maalesef yeterli olmadığımızı bilsek de elimizden geleni yapıyoruz. En azından manevi olarak halkımızın yanında olmaya çalışıyoruz."

‘BÜTÜN İNSANİ KURUMLARA DESTEK ÇAĞRIMIZ VARDIR’

İrmez, "Hak ihlallerine maruz ve onun ötesinde keyfi muamelelerden ötürü zor durumda kalan halkımızın sorunlarıyla ilgilenmeye, çözüm bulmaya ve İHD gibi ilgili merceklere taşımaya çalışıyoruz" diyerek, şunları söyledi: "Devlet tarafından ablukaya alınan Şırnak şimdilerde kapalı kutu gibidir bu şekilde. Belirttiğim gibi, devlet tarafından kapatılan kurumlarımızın dışında diğer etkin kurumlarda ya yer sorunu yaşadığımızdan ya da mevcut durumlardan dolayı yönetimde yeterlilik olamayacağından kaynaklı yenilenen kurumlar yok. Örneğin, İnsan Hakları Derneği gibi bir kurumun da Şırnak merkezinde maalesef bürosu şimdilerde yok. İsteriz ki bu gibi kurumlarımız ve Şırnak dışında var olan diğer insani kurumların yönetimleriyle zaman zaman gelip bizlere yardımcı olsunlar. Evi yıkılmış, yıkılmamış, cezaevinde olmuş veya olmamış hiç fark etmez; bu halkın her açıdan desteğe ihtiyacı vardır. Çünkü bu halk ciddi yaşam ihlalleri yaşadı, korkunç bir travmayı yaşadı."

‘ŞIRNAK HALKI PARTİSİNE SAHİP ÇIKIYOR VE İKTİDARI KORKUTUYOR’

Eş başkanları, vekilleri, onca parti yöneticisinin tutuklu olmasına ve baskılara rağmen HDP olarak çalışmalarını eskisinden daha güçlü bir şekilde sürdürdüklerine ve Şırnak halkının da partisine sahip çıktığını belirten İrmez, şunları ifade etti:

"İlçe kongrelerimizi gerçekleştiriyoruz. Çoğu ilçemizde parti yöneticimiz cezaevinde tutuklu bulunuyordu. Bazıları da özel ve mevcut yaşanılan sıkıntılardan dolayı yer alamıyorlardı. Partimizin bu noksan gördüğümüz durumlarını tamamlayıp güçlendirmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu ay içerisinde bütün ilçelerimizin kongrelerini gerçekleştirmiş olacağız. Halkımızla birlikte örgütlü duruşumuzu üst safhaya çıkartmaya dair çalışmalar içerisindeyiz. Bu durumun moral ve motivasyonumuzu da eskisinden daha çok güçlendireceğine inanıyoruz. Bundan dolayı da birebir temaslar sağlamaya çalışıyoruz. Bundan önce var olduğu gibi yeniden umudumuzu yeşertmek için çaba sarf ediyoruz. Yani kısacası üzerinde durduğumuz noktalardan bir tanesi, halkımızla birlikte örgütlenmektir. Mevcut iktidarın da en çok korktuğu noktalardan biri budur zaten. Yeni yönetimlerimizin oluşması, eski çalışmalarına daha güçlü bir şekilde başlaması, halkın içerisindeki örgütlülüğünü sağlayabilmesi AKP'nin en çok korkuttuğu faktörlerdir. Bizler de bu tesiratın dışında yine misyonumuz ve duruşumuzla birlikte yolumuza devam edeceğiz. Zaten bu halk da Newroz Bayramı'ndaki duruşuyla, referandum seçimindeki tavrıyla her zaman kendi partisinin yanında olacağını; sahip çıkacağını, boyun eğmeyeceğini ve yılmayacağını ispatlamıştır. Şırnak halkının da tavrı, duruşu bu şekildedir ve nettir. Bu halk daha güçlü bir şekilde yeniden yeşerecektir."