Êzidî bir çocuğun dilinden DAİŞ vahşeti...

DAİŞ çeteleri tarafından esir alından ve daha sonra YPG savaşçıları tarafından kurtarılan 13 yaşındaki Mervan Salih, yaşadığı vahşeti unutamıyor.

Türk devleti tarafından desteklenen DAİŞ çetelerinin 3 Ağustos 2014’te Şengal'e saldırmasının üzerinden yıllar geçse de katliama uğrayan Êzidîler yaşadıkları vahşeti unutamıyor. Binlerce Êzidî katledilirken, aralarında çocukların da bulunduğu binlercesi de DAİŞ çeteleri tarafından esir alındı. 13 yaşındaki Mervan Salih de DAİŞ tarafından esir alınan çocuklardan biri. 9 yaşında esir düşen Mervan o günleri ve yaşadığı vahşeti küçük yaşına rağmen belleğine kazımış durumda.

Mervan DAİŞ'in Şengal'e saldırısını ve o gün yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Saldırlar olduğu zaman Şengal dağına ulaşmak için kendi köyümüzden (Solax köyü) çıktık. Ben, annem, babam ve bir kardeşim birlikle çıktık köyden. Diğer kardeşlerim kaçtılar, onlar kurtuldu. Bir doçka arabası geldi önümüze, bize kim olduğumuzu sordular. Bizim Êzidî olduğumuzu anladıkları an hepimizi yakalayıp arabalara koydular. Erkekleri ayrı götürdüler. Ben, annem ve diğer kardeşimi başka bir yere götürdüler. Hepimizi Tılefer’e götürüp okullarda topladılar. Daha sonra bizi Baduş hapishanesine götürdüler. Sayımız çoktu, ama aramızda erkek yoktu. Yanımızda kadınlar, genç kızlar ve çocuklar vardı. Daha sonra beni Suriye’ye geçirdiler. Kadınları ise evlendireceklerini söylediler."

'ÇOK KORKUYORDUK AMA SESİMİZİ ÇIKARAMIYORDUK'

Tılefer’e götürüldüğü sırada annesinin çetelerin elinden kaçıp kendini kurtardığını söyleyen Mervan, "Büyük abim bana annemin kendini kurtardığını söyledi. Annemin kaçacağını bilmiyordum. Bizleri nereye ve niçin götürdüklerini bilmiyorduk. Onlardan korktuğumuz için hiçbir şey sormuyorduk. Bizleri dövüyorlardı" dedi. DAİŞ çetelerinin kendilerine silah eğitimi verdiğini söyleyen 13 yaşındaki Mervan, "Bize Kuran ve namaz kılmayı öğretiyorlardı. 7 ve 8 yaşında olan çocuklar vardı. 3 okul vardı. Hepsinin yaşları 7 ve 8 arasındaydı. Amcamın oğlu ve bazı arkadaşlarım da o eğitim yerindeydi. Bize ne deseler onu yapıyorduk. Gözümüzün önünde birkaç kişinin başını kestiler.

Bunu bilinçli yapıyorlardı. Öğrenmemiz için bizim gözümüzün önünde yapıyorlardı. Bunları yapanlar yaşça büyük ve sakallıydılar. Çok korkuyorduk ama sesimizi çıkaramıyorduk. Mecburen izliyorduk. Hiçbir şey sormuyorduk. Ama eğitmenlerimizin yüzleri kapalıydı. Bizi savaşa da götürüyorlardı. Ben de neresi olduğunu bilmiyorum ama bir savaşta yaralandım. Biz DAİŞ’in önünde savaşıyorduk. Onları arkadan vurmayalım diye hep onların ön tarafında savaşa giriyorduk. Ben yaralandığım zaman beni hastaneye götürdüler. 2 ay eğitim gördükten ve savaşta yaralandıktan sonra beni köle pazarına götürüp sattılar" dedi.

YPG SAVAŞÇILARI TARAFINDAN KURTARILDI

Kendisini alan adamın bütün işlerini yapmak zorunda kaldığını söyleyen Mervan, "Daha sonra beni başka bir adama sattı. Bizi kendi işleri için çalıştırıyorlardı. 11 kişiye satıldım. Onlar için çay yapıyordum ve yerleri temizliyordum. Her zaman bana başlarını kestikleri insanların videolarını izletiyorlardı. Onların evlerinde de kameralar vardı. Bize güvenmediklerini hissediyordum" diye konuştu.

2018 yılında özgürlüğüne kavuşan Mervan, "Onların elinden kurtulduktan sonra boş bir arazide kaldım. Daha sonra YPG’li biri geldi bana kim olduğumu sordu, ben de Êzidî olduğumu ve DAİŞ’in elinden kaçtığımı söyledim. Beni yanlarına aldılar, ihtiyaçlarımı karşıladılar, elbise alıp giydirdiler. 5 gün onların yanında kaldıktan sonra beni güvenli bir yere ulaştırdılar. YPG savaşçılarının eline ulaştığımda ailemi aradılar, onların yanında olduğumu ve beni onlara ulaştıracaklarını söylediler. Onların sayesinde ailemle ilk defa o zaman konuştum ve aileme kavuştum" diye belirtti.