Çewlik: Agit ruhuyla özgür Kürdistan'ı yaratacağız

Çewlik: 15 Ağustos atılımı Kürt halkı ve özgürlük mücadelemiz açısından dönüm noktasıdır. 15 Ağustos yeni bir tarz olması açısından bir direniş ve eylem olarak Türk sömürgeciliğinde derin korku yaratmıştır.

News Channel'e konuşan YJA-Star Merkez Karargâh Komutanı Zozan Çewlik "15 Ağustos atılımı Kürt halkı ve özgürlük mücadelemiz açısından dönüm noktasıdır. 15 Ağustos yeni bir tarz olması açısından bir direniş ve eylem olarak Türk sömürgeciliğinde derin korku yaratmıştır. Aynı zamanda Kürt halkına da cesaret ve güven vermiştir" dedi.

Sayın Çewlik 15 Ağustos atılımının başlamasına kaynaklık eden nedenler nelerdir?

Öncelikle Önderliğimizin, Kürt halkının, şehit analarının ve tüm yoldaşların 15 Ağustos bayramını kutluyorum. 15 Ağustos’un efsanevi komutanı olan Agit arkadaş şahsında tüm devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Hem PKK’yi hem de 15 Ağustos’u yaratan koşullar vardır, bunu anlamak önemlidir. Kürt halkı yüzyıllar boyunca toplumsal değerleri ilkeleri, dili, kültürü TC’nin sömürgesi altında olan bir halk olarak adeta ölümün eşiğine getirildi. Dilinin inkarı, kimliğinin inkarı, ekonomik sömürü, Kürdistan’ın işgaline karşı, Kürtlerin özgürlük arayışı olarak karşımıza çıktı. Kürt halkının bu sorunu Önder Apo’yu, PKK’yi ve 15 Ağustos atılımını açığa çıkardı. PKK’nin çıkışından yani 78’den bu yana Önderlik şahsında PKK’nin öncü kadroları Kürt halkına yapılanlara dur demek ve Kürt halkının uyanışını sağlamak üzere yola çıkan bir hareket oldu.

Sonraki süreçte yaşanan gelişmelerle gidişatı değiştiren bir tarihi yaşadık. Bilindiği gibi 79-82 yılları arasında PKK öncü kadroları hareketimizi geliştiren süreci başlattı. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nde 80’lerde yaşanan darbe tüm özgürlük hareketlerine karşı başta da PKK’ye karşı bir imha politikası olarak gelişti. O süreçte sadece PKK’ye değil sol hareketlere karşı da müdahale vardı.

Faşist cuntanın Kürt halkı ve PKK’nin özgürlük mücadelesini karanlığa boğmaya çalıştı. Bu süreçte PKK’nin birçok öncü kadrosu tutuklandı. Bunlar önemli aşamalardı. Biz bu aşamaları anlamazsak, 15 Ağustos atılımını da anlamayız. Bu anlamda Amed zindanları özgürlük mücadelemizin önemli direniş yıllarıdır. Türk faşist cuntası karşısında direnen bir kadro gerçekliği vardı. Çünkü bu süreçte Amed zindanlarındaki direniş insanlığın hafızasında asla unutulmadı. Yine burada da öncü kadrolar şahsında Kürt özgürlük mücadelesini yok etmeye dönük politikalar uygulanmaya çalışıldı. Teslim almaya, ihanete götürmeye çalışan politikalar karşısında Mazlumlar, Kemaller, Hayriler ve Ferhatlar sonuna kadar direndiler. Bu anlamda teslimiyetin, Kürt halkını tarihten sileceğini bildiklerinden direndiklerini söylemek mümkündür. Direnişin özgürlük ve büyük bir mücadele yaratacağı bilinciyle başlatılan bir eylemsellik süreci başladı. PKK açısından zindanlardaki direniş faşizme, zulme karşı dur demenin adı olmuştur.

Özgürlük mücadelemiz açısından bu kadrolarımızın düşmana karşı tutum ve tavrı mücadelemiz açısından tarihsel bir çıkıştır. Zindan direnişi PKK direnişinin mayalandığı yerdir, demek zindan direnişi için yanlış bir tanımlama olmayacaktır. Bu direniş teslimiyete karşı bir duruştur. Bu mücadelemiz açısından yeni bir dönemi ifade etmektedir. Bu koşullar 15 Ağustos atılımını zorunlu kıldığı kadar kaçınılmaz kılmıştır. Bundan kaynaklı Önderliğimizin bu direnişe verdiği cevap Kürdistan dağlarında mücadeleyi bir gerilla mücadelesine dönüştürmek bunun stratejisini, ideolojisini, örgütlülüğünü, taktiğini belirleyerek bu direnişi tarihsel anlamda bir çıkışa dönüştürmüştür. Bu süreçler aynı zamanda 15 Ağustos atılımının zeminini yaratmıştır.

Bu temelde yeni bir 15 Ağustos atılımı başlatmak, geliştirmek, Kürdistan dağlarına bir kez daha dönüş yapmak ve bu temelde eski klasik Kürt anlayışından kopan yeni bir ideolojik stratejiyle 15 Ağustos atılımının hazırlığını yaparak ülkeye bir dönüş yaşanmıştır. Bu anlamda15 Ağustos, Kürt halkı ve özgürlük mücadelemiz açısından yeni bir dönemin başlangıcıdır. Agit arkadaş öncülüğünde başlayan pratik süreç, Önderliğimizin demokratik sosyalist ideolojisini pratikleştiren ve bunu eylem gücüne dönüştüren bir adımdır.

Kürt halkı için 15 Ağustos neyi ifade ediyor ve bununla bağlantılı olarak 15 Ağustos’un Kürt halkına kazandırdıkları neler olmuştur?

15 Ağustos atılımı Kürt halkı açısından da özgürlük mücadelemiz açısından da dönüm noktasıdır. 15 Ağustos yeni bir tarz olması açısından bir direniş ve eylem olarak Türk sömürgeciliğinde derin korku yaratmıştır. Aynı zamanda Kürt halkına da cesaret ve güven vermiştir. Kürt halkı açısından bu atılım kendi varlığına sahip çıkma adımıdır. Teslimiyete ve ihanete aynı zamanda sıkılan bir kurşun özelliğini taşıyor. Bunun için zindan direnişi Kürt halkı için bir direniş olarak mayalanıyor 15 Ağustos ise bir uyanışı bir dirilişi ifade ediyor. 15 Ağustostan sonra Kürt halkında gerillaya sahiplenme gelişti. Gerilla halka güven vermiş ve halkın umudu olmuştur. 15 Ağustos'la beraber Kürt halkı yönünü dağlara ve gerillaya çevirmiştir. Bu atılım Kürt halkı açısından öz savunma direnişi ve meşru savunma savaşı olarak bir uyanış yaratmıştır. Bundan kaynaklı bu atılımı, Kürt halkının ulusal bilincine, diline, kültürüne sahiplenme adımıdır. 15 Ağustos atılımı silikleşen Kürt halkı açısından özgür yaşam mücadelesini yaratmış ve Kürt halkı düşmanına karşı savaşabilme cesaretini göstermiştir. 15 Ağustos atılımından sonra gerilla Kürt halkı açısından özgürlüğün bekaası olmuştur. Halkımız, düşmanın tüm imha ve inkar politikalarına karşı bedel vermiş ve öz savunma direnişiyle gerilla ile beraber olmuştur. 15 Ağustos ruhu, direnişi, çizgisi Kürt halkının gönlünde, bilincinde yer edinmiştir. Günümüze kadar da Kürt halkı bu direnişini bu çizgi temelinde yürütmüştür ve yürütmektedir.

Özgürlük mücadelesinde gelişen devrimci halk savaşında Agit'leşmenin, günümüzle bağlantısını kurduğumuzda Nusaybin’de, Cizîr’de, Sur’daki direnişlerin 15 Ağustos'un yansıması olarak niteleyebilir miyiz?

Bugünün direnişini 15 Ağustostan kopuk ele alamayız. Agit yoldaşın duruşu, militan ve öncü kişiliği bizim açımızdan sadece bir kişi değildir. Mahsum Korkmaz bizim için bir çizgiyi, ruhu, tarzı ifade etmektedir. Ancak kendi koşulu içinde Agit’i anlamak önemlidir. Bugün de bizler Agitlerin, Karasungurların, Hawaların, Zilanların çizgisinde, Onların takipçileri olarak yürümekteyiz. Zeryanlar, Çiyagerler bu temelde öncülük yaptılar. Bu irade gücünü bu geleneğe dayanmaktadır. Agit yoldaş Önderliğimizi yaşayan, uygulayan öncü kadrodur. Bu anlamda Agit arkadaşın hem ideolojik hem de örgütsel yönünün yanı sıra, kendi koşullarında tüm imkansızlıklara rağmen askeri duruşu gerillacılık tarzı bizim için bir temeli oluşturmaktadır.

Bu günümüz açısından da geçerlidir. Kendi dönemi içerisinde özellikle gerillacılığı çizgisel temelde yürütme, olmazın teorisini kıran yeni bir Agitleşmek demektir. Özgürlük mücadelesinde ve ideolojisinde onun stratejisinde yürütmek demektir. Yani meşru savunma çizgisine girmek, bunun öncülüğünü yapmak, savaş tarzını yürütmek demektir. Dikkat edelim Agit arkadaş kendi koşullarında zamanın ruhunu anlamış bir öncü kadro ve komutandır. Bundan kaynaklı Agit arkadaşın öngörüsü, yaratıcılığı, askeri çizgisi Önderliğin ideolojisi, tarzı temelinde gerillanın çizgisini, disiplinini, tarzını, savaş ve öz savunma çizgisini oturtan, güven verdiği kadar güven yaratan komutan olmuştur.

15 Ağustos eyleminde zayıf bir ihtimal verilemiyor, kendi koşullarında tarih yaratmıştır. Müthiş bir tarzla zafere başarıya kilitlenen, zafer komutanlığını kendi kişiliğinde kendi yaşam ve savaş anlayışında yaratan kişiliktir. Agit arkadaş kaybetmeyi kabul etmeyen bir ruh bir yeniliktir. Orada başaran salt bir eylem değil orada başaran bir çizgi, bir halktır, orada başaran bir Önder Apo gerçekliğidir. Günümüz açısından otuz üç yıl içerisinde Agitlerin çizgisi kendisiyle beraber çok ciddi gelişmeler yaratmıştır. Kürdistan’ın dört parçasında bu çizgi bir güç, bilinç, örgütlülük kazanmıştır. Giderek devasa bir ordu yaratmıştır. Bu gelişmeler Agit’ten ve şehitlerimizden kopuk ele alınamaz. Kürdistan gerillaları olarak bunun devamını nasıl getireceğimiz bizim için en temel bir husustur. Son iki yıldır Kürdistan’da kıran kırana bir savaş yürümektedir. Bugün gerillanın mücadelesindeki yenilmezlik de Agitlerden kaynağını almaktadır. Aynı zamanda bu yenilmezlik kendisini kanıtlamıştır. Düşmanın tüm konseptlerine rağmen gerilla yenilmedi. Hatırlayalım Agit arkadaşların eylemlerinden sonra TC "yetmiş iki saat içerisinde onları yok edeceğiz", daha sonra dedi ki, "iki ay içerisinde yok edeceğiz" ondan sonra da "bunlar iki çapulcudur bunlar bitecek" açıklamaları yaptılar. Fakat dikkat edelim, bugün çok ciddi bir birikim var. Bugün gerilla sadece Kürdistan için değil tüm Ortadoğu açısından bir umut olmuştur. Özgürlük mücadelesi açısından moral kaynağı, tecrübe ve güç olmuştur. Bizim de Agit çizgisini yaşamsallaştırmak en temel yaşam kaynağımızdır, çünkü biz gücümüzü buradan alıyoruz.

Çağımız teknoloji çağı, savaşlarda teknoloji yoğun olarak kullanılıyor. Gerilla kendisini dönemsel olarak yeniliyor mu?

Agitlerle gelişen bu miras karşısında bugün bundan tecrübe çıkarmak bizim açımızdan önemlidir. Biz HPG ve YJA-Star gerillaları olarak şu iddiadayız. Yirmi birinci yüzyılda mirasımıza, tecrübelerimizle, yeni dönem koşullarında da düşmanın konsept ve yönelimlerine karşı da yeniliği de yaratarak yürüyoruz. Bunun için son iki yılda ki savaşta Türk ordusu yenilgi yaşamıştır.

Biz 15 Ağustos’un otuz dördüncü yılını karşılıyoruz, bugün tarihsel bir süreci karşılıyoruz. Bu noktada tarihsel süreç karşısında kendi savaş tarzımızı, savaşımızı da gözden geçirmek bizim için önemli bir husus olmaktadır. 33 yıl içerisinde PKK ve Kürt halkı varlık kazanmıştır. Kürdistan gerillaları olarak bizler de yeni bir aşamadayız tabi yirmi birinci yüzyılda savaş doktrinimizde ciddi değişimler yaratmış bulunmaktayız. Bu noktada gerilla; kendini dönemin koşullarına uyarlayan, bu anlamda kendini yeniden yapılandıran, yeni tarz teknik ve taktikler karşısında kendisini daha profesyonel olarak donatarak yenilikler yapmıştır. Zaten bu otuz üç yıl içerisinde gerillanın yenilmemiş olmasının gücü de buradan geliyor.

15 Ağustos’un otuz dördüncü yıldönümüne şu iddia ile giriyoruz. HPG ve YJA-Star olarak yaşanan 34 yıllık süreçten dersler çıkarmamız gereken hususlar vardır. 15 Ağustos kendi koşulları içinde ciddi bir yeniliği, zenginliği yarattığı için önemli bir tarzdır. Bizler de kendi koşullarımız içerisinde bu tarihi süreç içerisinde gerilla olarak kendimizi partileşerek, profesyonelleşerek savaş tarzımızı daha yetkin daha yaratıcı tarza kavuşturarak sadece direnen bir gerilla tarzı değil aynı zamanda 34’üncü yıldönümümüzü 15 Ağustos ruhuyla Kürt halkının özgürlüğünü zafere götürme iddiası ve inancıyla karşılıyoruz. Çiyagerler ve Zeryanlar olduğu sürece adımlarımız ileriye doğru olacaktır.

15 Ağustos atılımı kadın ordulaşmasını nasıl etkilemiştir?

Kadın hareketi olarak kadın ordulaşması için şunu söylemek mümkündür biz 15 Ağustos’un bağrından çıkmışız. PKK hareketinin 15 Ağustos atılımı olmasaydı, bugün Kürdistan’da kadın ordulaşmasından, kadın özgürlüğünden bahsetmek mümkün olmayacaktı. Yine 15 Ağustos atılımı olmasaydı, Kürdistan özgürlük hareketi olmayacaktı. Bu anlamda 15 Ağustos hamlesi kendi farkını koymuştur. 15 Ağustos atılımı sadece düşmana sıkılan bir kurşun değildir. Beş bin yıllık erkek egemen kültüre, devlete, cinsiyetçi zihniyete sıkılan kurşundur. Erkek egemenlikli zihniyetinin kendisini kurumsallaştırdığı yer ordudur. Yani kendi egemenliğini hakim kıldığı yer ordudur. PKK ve 15 Ağustos atılımı en radikal en devrimci biçimde bu kültürden kopmanın adıdır.

Bu atılımın, kadına yaklaşımı, kadın sorununa yaklaşımı da vardır. Sadece Kürdistan sömürgeciliğine karşı değildir. Bu anlamda bu atılım aynı zamanda erkek egemenlikli kültüre de başkaldırıdır. 15 Ağustos atılımından günümüze kadar da birçok kadın arkadaşımız Nurhak, Botan, Dersim dağlarında oluşan ilk oluşan gerilla birliklerinde yer almışlardır. Bu temelde Kürdistan’da Kürt kadınları bu süreçte yönünü 15 Ağustos atılımına, PKK’ye çevirmiştir. Bu da devrim içinde devrim demektir. 15 Ağustos hamlesinin bir de böyle bir anlamı vardır. Bu atılım yeni bir yaşam ve savaş çizgisidir. Bu noktada temel farklardan biri de kadın ve erkek özgürlüğüne dayanmaktadır. Yani erkek egemenlikli zihniyetine de kurşun sıkılmış olması bu anlamı taşımaktadır. Erkek egemenlikli zihniyete karşı da alternatif bir kültür yaratmıştır. Onun savaş anlayışına, ordu anlayışına karşı bir kültür yaratmıştır.

Bizler eğer bugün kadının öz savunma gücü olarak Kürdistan’ın dört parçasındaki kadınlara ve Ortadoğu kadınlarına bir umut kaynağı olabilmişsek bu bizim kendi direniş geleneğimizden gelmiştir. 15 Ağustos atılımıyla Besêlerin öncülüğünde Nurhaklarda, Rahimelerin, Haticelerin, Çiçeklerin, Havvaların, Berivanların öncülüğünde Botan’da, yine Azimelerin, Naifelerin şahsında gerilla ile buluşmuştur. Yani Saraların şahsında Kürt kadını özgürlük hareketiyle buluşmuştur. Giderek kendi özgün kimliğini kazanan, bulan, kendi öz gücüne dayanan ordulaşmasını kurmuştur. Kürdistan kadınları 15 Ağustos atılımıyla şimdi ideoloji, silah, bilinç, irade kuşanmıştır ve buna dayalı olarak giderek kimlik kazanmıştır. Yani Kürdistan kadını da bu konuda kendi farkını ortaya koymuştur. Agit hakeza özgür erkek çizgisinde ve öz savunma gücünde bir ilktir. Bu anlamda da Agit militanca bir duruştur. Bu temelde YJA-Star olarak da bizler bugün düşman gerçekliği karşısında Kürdistan’ın dört parçasında önemli tecrübeler kazandık. Günümüz açısından da bizler kendi farkımızı ortaya koyacak ciddi gelişmeler yaşadık.

Bu konuda kadın açısından şunun bilincinde olmak önemlidir. Kadının öz savunması olmadan özgürlük mücadelesi sürdürülemez. Yani öz savunmasız bir özgürlük mücadelesi başından beri yenilgiye uğramıştır. Bugün tüm ezilenlerde daha fazla kadın, öz savunmaya dayalı yaşam biçimine ihtiyaç duymaktadır. İki yıl önce DAİŞ’in saldırısı Suriye halkına Arap kadınlarına, Kürt kadınlarına ve diğer kadınlara oldu yine böyle bir çağda Şengal’deki kadınlar DAİŞ’in saldırılarına maruz kaldı. Bu süreçte açığa çıkan kadın katliamları, kadınların pazarlarda satılması ve savaşın bir ganimeti olarak ele alınması olayları yaşandı. Dikkat edelim Kürdistan kadın gerillaları kadının öz savunmasını, özgürlük anlayışını ve buna dayalı mücadele anlayışını geliştirmiştir. Bunun örgütlülüğünü sağlamıştır. Bugün Kürdistan’ın dört parçasında Kürt kadınları YJA-Star’ın direniş kimliğinden beslenerek kendisini öz savunma gücüne, örgütlülüğüne kavuşturmuştur. Bizler YJA Star gücü olarak kendimizi 15 Ağustos ruhu ile onun tarzıyla kadınlar olarak da herkesten daha fazla halkımızın değerlerini, kendi değerlerimizi korumaya dönük sorumluluklarımız vardır.

Bugün Kürdistan’ın dört parçasında kadının bu fedai duruşu Kuzeyden, Medya savunma alanlarına, DAİŞ karşısındaki direnişten, İran rejimine karşı duruşundan yani her alanda kendisini bu çizginin öncü gücü haline getirmiştir. Bu noktada da kendisine düşen tarihsel bir görev vardır. Bizler böyle bir görev karşısında da YJA-Star gerillaları olarak Agitlerin, Zilanların, Çiyagerlerin, Zeryanların ve Mehmet Tunç’ların çizgisinde 15 Ağustosun 33’üncü yıldönümünde büyük bir iddia, moralle halkımız açısından özgür ve demokratik bir yaşam için ne bedel gerekiyorsa verdik, vereceğiz ve vermeye de hazırız. Bu iddiayı Önderlik ve 15 Ağustos çizgisi karşısında bir kez daha tekrarlıyorum.