25 yıllık Güney Kürdistan parlamentosu iki yıldır kilitli

19 Mayıs 1992'de kurulan Güney Kürdistan parlamentosu, son iki yıldır KDP tarafından kapatılmış durumda.

Parlamentonun açılış yıldönümüne ilişkin konuşan parlamento üyeleri, parlamentonun bir an önce açılmasını isterken, KDP'li üye ise "Parlamento olmadan da olur" diyor.

19 Mayıs 1992 tarihinde kurulan Güney Kürdistan parlamentosu, 25 yıllık bir tecrübenin ardından son iki yıldır Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tarafından kapısına kilit vurulmuş durumda. Güney Kürdistan halkının Irak Baas rejimine karşı yüzbinlerce insanın ölümüyle sonuçlanan uzun soluklu mücadelenin ardından 19 Mayıs 1992 yılında kurulan Güney Kürdistan parlamentosu, Ekim 2015 tarihinden beri kapalı. Tek taraflı olarak parlamentonun kapısına kilit vuran, parlamento başkanını Hewlêr’e girmesine izin vermeyen ve diğer siyasi partilerden bakanları kabineden atan KDP, diğer siyasi partiler ile halkın "parlamento açılsın" talebine ise "referandum yapalım" cevabını veriyor.

Güney Kürdistan parlamentosu parlamenterleri parlamentonun kuruluş yıldönümü ve mevcut durumuna ilişkin ANF'ye konuştu.

YNK: PARLAMENTO AÇILMADAN OLMAZ

YNK parlamenteri Azad Sabîr, parlamento açılmadan alınacak hiçbir kararın hukuki olmadığını dile getirerek, konuya ilişkin şunları söyledi: "Güney Kürdistan parlamentosu halkın iradesinin temsili açısından yasal bir kurum ve halkımız için hayati önemdedir. Geçmişte de halka hizmet için önemli roller oynadı. Ama bugün kapısına kilit vurulmuş ve başkanı evine gönderilmiş durumdadır. Bunu yapan da Güney Kürdistan'daki KDP'dir. Güney Kürdistan'da alacağımız her kararın meşru olması için o kararın parlamentoda almamız gerekmektedir. Bu referandum için de geçerlidir, yasama görevi için de geçerlidir. Parlamento aktifleştirilmeden hiçbir referandum da yapamayız."

GORAN: REFERANDUM KARARI ALINAMAZ

Goran parlamenteri Bestûn Faîq ise parlamentonun kapatılmasıyla Güney Kürdistan'ın 25 yıllık parlamenter sistem tecrübesine büyük darbe vurulduğunu kaydetti. Parlamento açılmadan "referandum dahil hiçbir kararın alınamayacağına" vurguda bulunan Faîq, "Dünya ileriye doğru giderken bizler parlamentomuzu kapatarak geriye gittik. Dünyada insanlar yasama organlarına bakarak 'eskiden ne kadar kötüydük, şimdi ne kadar iyiyiz' diye mukayese yapıyor, Güney Kürdistan'da ise bizler parlamentomuzun haline baktığımızda 'eskiden ne kadar iyiydik, şimdi ne kadar kötüyüz' diye mukayese yapıyoruz. Yıllar geçtikçe geriye doğru gidiyoruz. Başta KDP olmak üzere siyasi partiler Güney Kürdistan halkına büyük zararlar veriyor. 25 yıllık tecrübemize büyük bir darbe vuruldu. Referandum meselesine gelince, parlamento aktifleştirilmeden hiçbir referandum ya da halk oylaması kararı alınamaz" diye konuştu.

TÜRKMEN CEPHESİ: PARLAMENTO AÇIK OLMALI

Parlamentonun her durumda açık olması gerektiğini söyleyen Irak Türkmen Cephesi parlamenteri Aydın Maruf da şunları söyledi: "Parlamento bir ülkenin en önemli organlarından biridir. Bölgedeki tüm partilerin de parlamentonun bir an önce açılması için bir araya gelmesi gerekiyor. Parlamentonun açılması ya da kapatılması başka şeylere şart koşulmamalı. Referandum olsa da olmasa da parlamento açık olmalıdır." Maruf, referandum konusuna ilişkin ise görüş vermek istemediğini ifade etti.

KDP: PARLAMENTO OLMADAN DA OLUR

Parlamentoyu kapatmakla suçlanan KDP ise eleştirilere, tartışmayı bağımsızlık referandumu kulvarına çekerek yanıt veriyor. "Parlamentonun açılmasını kutluyoruz. Parlamentonun yeniden aktifleştirilmesi için ümidimiz var" diyen KDP Grup Başkanvekili Umêd Xoşnav: "Bizler çok zorlu günlerden geçerek bugüne geldik. Umuyorum ki halkımıza giderek referandumda bağımsızlığı ilan edeceğiz. Nasıl ki halkımızla birlikte bu parlamentoyu açtıysak, onlara sorarak bağımsız devlet olmayı da gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

"Parlamento açılmadan referandum yapılabilir mi?" sorusunu yönelttiğimiz Xoşnav, kendileri için birinci önceliğin referandum olduğunu söyleyerek, "Evet, yapabiliriz. Bizler parlamentoyu açtığımızda bir yasamız yoktu. Referandum meselesi her şeyin üstündedir. Parlamentonun aktifleştirilmesinin dayatılması sadece bir gerekçedir. Bizim için hem parlamentonun açılması hem de referandum önemlidir. Ama hangisi daha önemli denilirse, bizim için referandum daha önemlidir. Referandum kararını ve çalışmaları parlamento yerine seçim komisyonu da yapabilir" dedi.

PARLAMENTO NASIL KAPATILDI

İkinci Körfez Savaşı'nın ardından 5 Nisan 1991’de, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin aldığı 688 sayılı karar ile "güvenli bölge" ilan edilen Güney Kürdistan'da parlamento ise ilk kez 19 Mayıs 1992 tarihinde açılmıştı.

23 yıllık tecrübenin ardından KDP, 12 Ekim 2015 tarihinde KDP, Goran (Değişim) Hareketi’nden olan parlamento başkanı Dr. Yusuf Muhammed'i Hewlêr’e sokmayarak parlamentonun kapısına kilit vurdu. Goran Hareketi bu durumun "darbe" olduğunu söyledi.

Süleymaniye'ye dönen Muhammed, “Barzani’nin görevi sona ermiştir, parlamento başkanının değil. Kürdistan’ın başkenti işgal edilmiş durumda" diyerek, KDP'nin Kürdistan Bölge Başkanlığı süresi dolan Mesud Barzani'nin fiili olarak görevde kalması için parlamentoya darbe yaptığını söyledi. KDP, daha sonra hükümette yer alan Goran’ın 5 bakanını da kabineden attı.

2005 yılında parlamento tarafından, 2009’da da halk oylamasıyla Güney Kürdistan başkanlığına seçilen Barzani’nin görev süresi 2013 yılında doldu. Ancak, Parlamento Barzani’nin görev süresini iki yıl daha uzattı.

Uzatma süresi de 20 Ağustos 2015’e dolan Barzani, DAİŞ saldırılarını bahane ederek başkanlık koltuğunu gasp etti. Barzani, 20 Ağustos 2015'ten beri yasa dışı olarak başkanlık görevini yapmaya devam ediyor.

En son 2013 yılında yapılan seçimlerde KDP 38, Goran Hareketi 24, YNK 18, Yekgirtû İslami 10, Komeleyê İslami ise 6 sandalye kazanmıştı. Diğer sandalyeleri ise kota uygulamasından dolayı azınlıklar almıştı. 9 aylık bir uğraşının ardından KDP, YNK ve Goran Hareketi, Yekgirtu İslam ve Komala İslam geniş tabanlı koalisyonu ile hükümet kurulmuştu.

Ancak KDP parlamento Hewlêr kapısından geri çevirdiğinden ve Goran’a bağlı bakanları kabineden attığından beri tek başına Güney Kürdistan'ı yönetmeye devam ediyor. Bu yılın Eylül ayında yapılması gereken genel seçimler öncesi KDP, bağımsızlık referandumunu gündemine alarak rakiplerine karşı sıçrama tahtası yapmak istiyor.