HPG: Fedai Zap şehitlerini saygıyla anıyoruz

Zap şehitlerini saygıyla anan HPG, “Özgür Önderlik Özgür Kürdistan amaçlarını mutlaka başaracağımızın sözünü yineliyoruz” dedi.

Temmuz 2017 tarihinde işgalci Türk ordusunun Zap bölgesine dönük gerçekleştirdiği bombardımanlarda, mücadelelerinin her anını 14 Temmuz Büyük Zindan Direnişi’nin fedai ruhuyla yaşayan Sîpan, Savûşka ve Munzur yoldaşlarımız şehadete ulaşmışlardır. Fedai yoldaşlarımızı şehadet yıldönümlerinde saygı ve minnetle anıyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Sîpan Muş
Adı Soyadı: Selahattin Efe
Doğum Yeri: Muş / Kop
Anne – Baba Adı: Vesile – Nizamettin
Şehadet Tarihi ve Yeri: Temmuz 2017 / Zap

 

Kod Adı: Savûşka Devrim
Adı Soyadı: Yasemin Yanar
Doğum Yeri: Amed
Anne – Baba Adı: Cevahir – Şükrü
Şehadet Tarihi ve Yeri: Temmuz 2017 / Zap

 

Kod Adı: Munzur Çiyager
Adı Soyadı: Abdurrahman Balıcak
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Keser – Ömer
Şehadet Tarihi ve Yeri: Temmuz 2017 / Zap

 

SÎPAN MUŞ

Sîpan yoldaşımız Serhat’ın Muş şehrinde yurtsever ve Kürt kültürüne bağlı bir ailede dünyaya gelmiş, yurtsever bir çevrede şekillenmiştir. Sömürgeci Türk devletinin halkımızı soykırımdan geçirmek için bilinçli bir şekilde geliştirdiği fakirleştirme politikaları nedeniyle Türkiye metropollerine gitmek zorunda kalmış, fakat Kürtlük bilincinden ve yurtsever kimliğinden asla kopmamıştır. Bilakis bu süreçte Türk devletinin halkımıza yönelik geliştirdiği soykırımcı politikaları daha iyi çözümlemiş ve bilince çıkarmıştır. Açığa çıkardığı bilinçlenmeyi mutlaka pratiğe geçirerek anlamlandırmak, böylece halkımızın yüzyıllardır sürdürdüğü özgürlük mücadelesine bu şekilde layık olabileceğinin farkına vararak Sîpan yoldaşımız yüreğinin sesini dinleyerek yüzünü Kürdistan dağlarına çevirmiştir.

Mücadeleye genç yaşta katılan Sîpan yoldaşımız, gençliğinin verdiği enerji ve dinamizm ile mücadele yaşamında dur durak bilmeyen bir katılımın sahibi olmuştur. Bu özelliğiyle sürekli kendisini yenilemiş ve kısa sürede yılların mücadele tecrübesini edinerek yetkin bir gerilla olmayı başarmıştır. Askeri sanattaki uzmanlaşmasını savaş alanında edindiği tecrübeyle harmanlamış, böylece devrimci sorumlulukları üstlenen bir komutan olarak Bakurê Kurdistan’ın birçok bölgesinde gerillacılık yapmıştır. Gerillacılık yaptığı dönemlerde Türk sömürgeciliğine önemli darbelerin vurulduğu birçok eyleme öncülük düzeyinde katılmıştır. Askeri sanatta olduğu kadar örgütsel çalışmalarda da önemli bir düzey yakalayan Sîpan yoldaşımız, devrimci sorumluluğunun farkındalığıyla nerede, ne zaman, hangi çalışma olursa olsun büyük bir moral ve coşkuyla katılmış, başarı dışında hiçbir ölçüyü asla kabul etmemiştir. Bu çerçevede yüreğinde hiçbir zaman eksilmeyen yoldaşlık sevgisiyle kendini ve yoldaşlarını fedai çizgide eğitmeye ve onların birer Apocu militan olmalarına adamıştır. Bu çalışmalarda partimiz PKK’nin komünal yaşam anlayışının ve ilkelerinin yılmaz bir savunucusu olmuş, eğittiği her bir arkadaş birer fedai olarak Türk devletinin korkulu rüyası olmuştur. Yaşamdaki mütevazi duruşu, içten gülümseyişiyle tüm yoldaşlarının sevgi ve saygısını kazanmayı başaran Sîpan yoldaşımız Hêzên Taybet örgütlenmemizin unutulmaz fedai komutanları arasındaki yerini almıştır.

SAVÛŞKA DEVRİM

Savûşka yoldaşımız Amed’in yurtsever ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nde değer yaratan bir ailesinde dünyaya gelmiştir. Çocukluğu Türk devletinin halkımıza ve Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne karşı geliştirdiği saldırılar içerisinde geçmiş, bu nedenle savaş ve düşman gerçekliğini erkenden anlamış, bilince çıkarmıştır. Bu bilinçle genç yaşından itibaren devrim çalışmaları içerisinde yer almış, halkımızın yaşadığı soykırım tehlikesinin önüne geçmeye çalışmıştır. Savûşka yoldaşımız soykırımcı Türk devletinin halkımıza karşı yoğun bir saldırı geliştirdiği ve Önderliğimiz üzerindeki baskı ve tecrit politikalarını sistematik hale getirdiği bir dönemde, Türk faşizmine karşı en etkili mücadele biçiminin gerilla saflarına katılmak olduğuna kanaat getirerek gerilla saflarına katılmıştır.

Gerilla saflarına katıldığında ilk olarak olgun duruşuyla dikkatleri üzerine çekmiş, bu özelliğini gerillacılıkta kendini derinleştirdikçe daha da pekiştirmiştir. Savûşka yoldaşımız partimiz PKK’ye katılım gerekçelerini yaşamının her anında derinden hissetmiş, sürekli buna cevap olabilmenin arayışı içerisinde olmuştur. Bu temelde askeri ve ideolojik eğitimlerine büyük önem vermiş, kendisini her anlamıyla çetin bir savaşa hazırlamıştır. Düşmana karşı zaferin ancak her boyutuyla kendisini adamış zafer komutanlığıyla mümkün olduğuna inanmış; bunun da ancak iyi örgütlenmiş fedai bir kadro duruşuyla gerçekleşebileceğinin bilinciyle hareket etmiştir. Bu amaçla Önderliğimizin başta Kadın Özgürlük İdeolojisi’ne büyük ilgi duymuş, Önder Apo’nun kadın özgürlüğüne dair her bir çözümlemesini ilgi ve merakla okumuştur. Önderlik çözümlemeleri Savûşka yoldaşımızın kendisini yeniden tanımasına, böylece sistemin üzerinde yarattığı etkileri bir bir atmasına neden olmuştur. Yine Önderliğin Kürt ve Kürdistan gerçekliğine dair çözümlemeleriyle de Kürtlük bilincinin tazelenmesine neden olmuş ve kendi deyimiyle ‘’yeniden bir doğuşu’’ yaşamıştır. Savûşka yoldaşımız eriştiği bu ideolojik ve askeri düzeyin hakkını ancak fedailik çizgisinde bir katılımla verebileceğine inanarak Hêzên Taybet örgütlenmesine dahil olmuştur. Fedailiğin bir yaşam duruşu olduğu gerçekliğinden hareketle, her anını Önderlikle, şehit yoldaşlarımızın anıları ve bizlere bıraktığı mücadele mirasıyla geçirmiş, bu militan duruşuyla tüm yoldaşlarına örnek olmasını bilmiştir.

MUNZUR ÇIYAGER

Munzur yoldaşımız Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin önemli direniş merkezlerinden olan Botan’ın Şirnex şehrinde yurtsever bir ailede dünyaya gelmiştir. Ailesinin ve yetiştiği çevrenin yurtsever olmaları ve Kürdistan’da yaşanan savaşın birebir tanığı olmaları nedeniyle küçük yaşlarından itibaren mücadele gerçekliği ile iç içe büyümüştür. Bu nedenle düşman gerçekliğini de yakından tanıma imkânı bulmuştur. Böylesi bir yurtsever zemin üzerinde kişiliği şekillenen Munzur yoldaşımız, halkımıza yönelik Şengal ve Kobanê’de yoğun saldırıların geliştiği ve yediden yetmişe tüm halkımızın serhildan halinde olduğu bir dönemde Önder Apo’nun seferberlik çağrısıyla gerilla saflarına katılma kararı almıştır.

Yurtsever kimliği, olgun duruşu ve askeri alana yönelik derin yoğunlaşmalarıyla gerilla saflarımızda kısa sürede öne çıkmış ve öncü bir militan olmayı başarmıştır. Derin tarih bilinci kadar güncel siyasi gelişmeleri de objektif bir şekilde yorumlama ve bunlardan dersler çıkarmasını iyi bilen Munzur yoldaşımız, aynı zamanda bu gelişmelere cevap olabilecek askeri, örgütsel tavırların geliştirilmesi noktasında da önemli bir yetkinliğe ulaşmıştır. Özellikle sömürgeci Türk devletinin Kürdistan’ın inkârı ve halkımızın soykırımdan geçirilmesi temelinde geliştirdiği stratejinin bilincine varmış, düşmanın bu stratejisine karşı ancak fedailik düzeyinde mücadele edilerek başa çıkılabileceğinin farkına varmıştır. Yani Munzur yoldaşımızın yoğunlaşmaları sadece düşünsel ve teorik çerçevede kalmamış, aynı zamanda bunu pratiğe dönüştürmek için de yoğun bir çabanın içerisinde olmuştur. İşgalci Türk devletinin halkımıza yönelik saldırılarının asla karşılıksız kalmayacağını her defasında dillendirmiş, bunun da ancak askeri ve ideolojik duruş temelinde iyi örgütlenmiş militan kişiliklerle mümkün gerçekleştirilebileceğinin bilinciyle kendisini yaşamın her anında eğitmiştir. Yoldaşlık ilişkilerindeki mütevazi ve içten yaklaşımları kadar örgüt yaşamını koruma ve geliştirmedeki tavizsiz duruşuyla öncü bir militan olan Munzur yoldaşımız, Hêzên Taybet örgütlenmemizdeki fedai ruhun yenilmez bir temsilcisi olmayı başarmıştır.

Yaşamlarındaki duruşları kadar şehadetleriyle de biz yoldaşlarında derin izler bırakan ve bizleri daha fazla mücadele etmeye sevk eden fedai Sîpan, Savûşka ve Munzur yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kürdistan halkına başsağlığı diliyor, Özgür Önderlik Özgür Kürdistan amaçlarını mutlaka başaracağımızın sözünü yineliyoruz."