Tarihi Kobanê direnişinin ve yeniden inşa çalışmalarının öncülüğünü gerçekleştiren kadınlar, savaş ortamında da kadın ruhunu ortaya koyuyor. Elizer köyündeki direniş nöbetinin içinde yer alan Zahide Zeren, el emeği ile yaptığı bayrak ve yazılar hakkında, "Bu savaş içerisinde binlerce arkadaşımız kanını, canını verdi. Kendilerini bizim özgür yarınlarımız için feda ettiler. Moral olabilmek adına böyle küçük eşyalar yapıyorum" dedi.   

Kobanê'ye DAİŞ çetelerinin saldırıları sonrası Suruç'un sınır köylerinde gerçekleştirilen direniş nöbetleri 156'ıncı gününe girdi. Direniş nöbetlerinin başlamasıyla birlikte nöbet tutulan köylere gelenlerin ve köy halkının birlikte yeni yaşamı inşa çalışmaları devam ediyor. Bu kapsamda Miseynter’de müze, kütüphane, sera ve okullar açıldı. Komün yaşamın etkin olduğu köylerde ki kadınlar, yaşamın yeniden örgütlenmesi noktasında öncülüğünü devam ettirirken, flamaları, yöresel kıyafetleri ve sarı kırmızı yeşil fularlarıyla dikkat çekiyor. Elizer köyündeki nöbetçilerden biri olan Zahide Zeren, direniş nöbetlerinde her gün kendi hazırladığı bayraklarla, dövizlerle ve el işleriyle direnişe kadın ruhunu katıyor.

EL EMEĞİ İLE DİRENİŞE DESTEK

Yüreğindeki Kürdistan aşkıyla duygularını ancak kendi el emeğiyle oluşturduğu materyallerle paylaştığını dile getiren Zeren, "Geceleri oturup kendi el emeğim olan bu eşyalarla uğraşıyorum. Sabahları zincire katılıyoruz. Arkadaşlarımızın sınırın diğer tarafındaki direnişine buradan destek veriyoruz" dedi. Kendi el emeği ile YPJ/YPG güçlerine destek vermeyi amaçladığını belirten Zeren, "Benim bu işe girişmemdeki amacım; şu an Ortadoğu'da olan savaşta insanlar mücadele veriyor. Morale ihtiyaçları var. Bende onlara moral vermek amacıyla akşamları evimde bu eşyaları yapıyorum” diye konuştu.

'DÜNYADA EMANET GİBİ DURMAYI HAZMEDEMİYORUM'

Savaşın bir an önce bitmesini istediğini söyleyen Zeren, "Yaptığım bayraklar, yazılarla bir nevi duygularımı ve tepkilerimi dile getiriyorum, ancak bu şekilde kendimi ifade edebiliyorum" şeklinde konuştu. Huzurlu bir ortama ihtiyaç olduğunu söyleyen Zeren, şöyle konuştu: "Biz yeterince acı ve kan gördük. Bütün bunların durmasını istiyoruz. Bütün ülkeler ana dillerinde yaşarlarken herkesin kendine ait devleti varken biz böyle emanet gibi duruyoruz. Ben bunu hazmedemiyorum. Her şeyin düzelmesini istiyorum. Lüks ya da zenginlik istemiyorum."

 'ÖZGÜR YARINLARIMIZ İÇİN KENDİLERİNİ FEDA ETTİLER'

Kürt özgürlük mücadelesinde iki ağabeyinin bulunduğunu ifade eden Zeren, "Ağabeylerimin ikisi de şuan savaş içerisinde. Onlardan da esinlenerek böyle şeylere giriştim. Bu savaş içerisinde binlerce arkadaşımız kanını, canını verdi. Kendilerini bizim özgür yarınlarımız için feda ettiler. Moral olabilmek adına böyle küçük eşyalar yapıyorum" dedi.