Sabri Ok: Kürtlersiz Soçi toplantısı fiyasko olur

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, "Kürtlerin geliştirdiği demokratik ulus projesi hakim olmadıkça sorunlar devam edecektir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Suriye ve Güney Kürdistan özelinde yaşanan gelişmeleri ANHA'ya değerlendirdi...

DAİŞ’in bir proje olarak geliştirildiğini söyleyen Sabri Ok, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın bunları 'kapitalizmin göbeğinde yetişen örgütler' olarak tanımladığını belirtti.

Ok, DAİŞ'ten sonra yaşanan değişimlere değinerek, "Suriye rejimi bir tasfiye eşiğine geldi. Artık değişmek zorundadır. Türkiye’ye daha önce ılımlı İslam adıyla verilen rol kaybettirildi. Türkiye böyle bir rolü üslenmek bir yana, ulus devletçi zihniyetiyle çetelerle beraber oldu. İran, Ortadoğu’da bir yayılmacı politika izledi. Güvenliğini de kendi sınırları dışında almak için; Irak, Suriye, Lübnan, Bahreyn ve Yemen’de bir Şii hilali oluşturmayı esas aldı. Irak içindeki dengeler de bozuldu. DAİŞ ile mücadelede Kürtlerin kazandığı imaj, itibar yaşadıkları zafer sarhoşluğu sonucu kaybedildi" değerlendirmesinde bulundu.

'KÜRTLERİN PROJESİ HAKİM OLMADIKÇA SORUNLAR SÜRER'

Vekalet savaşlarının süreceğini öngören Ok, kapitalizmin sorunları kökten çözen bir politika ve ahlaka sahip olmadığını dile getirdi.

"Şimdi işe bir de Rusya dahil oldu. Bu karşı bir bloktur" diyen Ok, Rusya'nın kendi ittifak güçleri ile projelerini pratikleştirmeye çalışırken, Avrupa ve ABD'nin de aynı şeyi yaptığına dikkat çekti ve "Küresel güçlerin karşı karşıya gelmesi pek mümkün değildir. Dolayısıyla vekalet savaşları devam edecektir" diye ekledi.

"Burada özgünlüğü olan tek güç Kürtlerdir" diyen Ok, Rojava örneğini vererek, "Kürtlerin geliştirdiği demokratik ulus projesi hakim olmadıkça sorunlar devam edecektir" dedi.

"Ne Kürtlerin Araplarla ne Türklerin Kürtlerle bir sorunundan söz edilemez. Sorun; ulus devletçi zihniyet ve inkarcı anlayışlardır" vurgusunu yapan Ok, Erdoğan'ın da kendi iktidarını sürdürmek için tercihini savaştan yana yaptığına değindi.

İran, Rusya, Türkiye yakınlaşmasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Ok, İran'la Türkiye’nin Kürt karşıtı karakterlerine işaret etti. "Erdoğan’ın yeniden Esat’la ilişki geliştirmesi de mümkündür. Türkiye’nin algısı ve inancı şudur; ABD, Kürtlere yol açıyor. O zaman ABD’ye karşı Rusya’nın yanında yer alırım, diyor" dedi.

'NATO KRİZİ TESADÜF DEĞİL'

Ok, Türkiye'nin NATO krizini de yorumlarken, şunları ifade etti:

"NATO’da Atatürk ile Erdoğan’ın fotoğraflarını düşman fotoğraflar arasında gösterilmesi kesinlikle tesadüf değildir. 50-60 yıldır NATO üyesi olan Türkiye’nin bu kritik dönemde böyle bir sorun yaşaması dikkat çekicidir.

(...) Kaldı ki, Rıza Sarraf olayı da böyledir. Bir kılıç gibi Türk devletinin başı üzerinde sallandırılıyor. Erdoğan’a yakın kişilerin, eski bakanların da isimleri var. Türkiye Ortadoğu’da yapıcı bir politika yerine kaos yaratma yönünde tercih yapıyor. AKP bununla bir şeyler kazanmaya çalışıyor. NATO olayında da Türk halkının şoven damarlarına hitap edip, kışkırttılar. NATO olayını da lehine çevirmeye çalışıyor. ABD’ye de 'siz böyle yapsanız, sizin hedef ya da sorun gördüğünüz İran'la da ilişki kurarım, Ortadoğu da size rakip olan Rusya ile de ilişkilenirim' mesajını veriyor.

(...) Bu kabadayılıkla işi sürdüremez. Bunu yapabilmek için ekonomik güce ve demokratik değerlere sahip olmanız gerekir. Askeri güç de önemlidir ama her şey değildir. Hele hele ekonomik ve askeri olarak büyük oranda dışa bağlı Türkiye için bu daha da böyledir.

AKP seçim süreci için şimdiden içe dönük bir politika yapıyor. Biraz da 'acaba bu şekilde ABD’ye geri adım attırabilir miyim' hesabıdır."

'EFRÎN TÜRKİYE İÇİN BATAKLIK VE MEZARLIK OLUR!'

Türkiye'nin olası Efrîn saldırısına ilişkin ise Ok, "Saldırırlarsa, Efrîn, Türk ordusu için bataklığa dönüşür" uyarısında bulundu.

"Rusya yol verip ABD sessiz kalırsa Efrîn üzerinden güçlerini denemek isteyeceklerdir" diyen Ok, "Böyle olsa bile, Efrîn Türk ordusu için bir bataklığa dönüşecektir. Hatta bir mezarlığa dönüşecektir. Kürt halkı direnecektir. Artan imkanlarıyla, tecrübesiyle direnecektir. Haklılığından doğan moral ve güç ile direnecektir. Bedeller de olabilir. Ama her şeye rağmen Suriye ve bölgede kaybeden Türk devleti olacaktır" dedi.

Ok, Rusya ile Türk devletinin İdlib'deki çelişkisine de dikkat çekerek, "Rusya Türk devletini İdlib’e çekti. Sanırım şimdilerde bundan memnun değil. Duyduğumuz kadarıyla Rusya polis gücünüzü getirin demiş, fakat Türk devleti ordu gücünü getirmiş. Nusra’yı bitireceksiniz denilmiş, ama Türk ordusu Nusra ile birlikte hareket ediyor" diye kaydetti.

Ok, "Dera Zor meselesi çözüldüğü anda Türkiye eski avantajlarını kaybetmiş olacaktır" diye ekledi.

SOÇİ

"Kürtlere rağmen Astana, Riyad ve Cenevre’de kalıcı bir çözüm düşünmek en başta haksızlık olur, ama diğer yandan mümkün de değildir" tespitini yapan Ok, "En fazla Suriye üzerinde söz hakkı olan esasta da Kuzey Suriye ve Rojava için Kürtlerdir" derken, Türkiye'nin rolünün abartıldığını söyledi.

Soçi toplantısına değinen Ok, "Soçi için Rusya basın önünde söz verdi. PYD’nin Soçi’ye katılacağını açıkladı. Türkiye karşı açıklama yaptı. Rusya Kuzey Suriye’nin katılacağını önerdi. Bundan geri dönüş olmaz. Kürtler de bunu değerlendirir. Türkiye baskısıyla Rusya Kürtlersiz bir Soçi toplantısı yapacaksa bu baştan fiyaskodur. Ayrıca bu Kürtler açısından Rusya’nın yaklaşımında yeni bir durum demektir. Rusya’nın Türk devletinin tehditlerini çok fazla da esas alacaklarını sanmıyorum. Sonuçta Ortadoğu da siyaset yapıyorlar. Erdoğan’ın tehditleri ile hareket edeceklerini sanmıyorum. Eğer Kürtler katılırsa Soçi’in bir anlamı olabilir. Olmaz ise Kürt karşıtı platform olarak değerlendirmek de mümkün olacaktır" diye konuştu.

GÜNEY KRİZİ

Güney Kürdistan ve Irak arasında yaşanan kriz ve Kerkük'teki tabloya ilişkin fikrini de alınan Ok, "Kürtlerin imajı ve itibarı için kötü oldu. Kürtlerin bu sonucu doğuran aklı sorgulaması gerekir. Kürtler dünyada çok iyi bir imaj edinmişlerdi. Bu halen böyledir. Ama referandum sonucunda gelişenler buna kısmen de olsa zarar verdi" dedi.

Güneyli yetkililerin halktan özür dilemesini isteyen Ok, "Doğru olan, demokratik siyaseti işletmektir. Güney Kürdistan’da bir kez daha kanıtlandı ki, tarihi birlikteliği olan halkların sorunları iktidarcı yaklaşımlarla, milliyetçi yaklaşımlarla çözülemez. Kaldı ki, bu sorunların nedeni bu akıldır. Eğer Güney’de demokratikleşmeye dönük böyle bir dönüş olursa sorunlar çözülür" dedi.

Ok, Güney Kürdistan iç siyasetindeki krizi de ele alırken, "Güney Kürdistan dibe vurdu. (...) Yaşanan kısır bir tartışmadır. Tarihte bunun örnekleri var. Hewler üzerinde yaşananlardan sonra Saddam’ın tanklarını getirdiler. Şimdi de Kerkük üzerinden birbirlerini suçluyorlar. Aslında bütünlüklü baktığınızda ton farklılıkları olsa da yanlış giden bir siyaset, yanlış işleyen bir akıl var. Bu akılla ne halkı ikna edebilirler ne de var olan sorunları çözebilirler. Aksine zayıf ve iradesiz kalacakları için Türkiye, Irak, İran vs. ülkeler daha fazla müdahale ederler. Buna zemin vermemek gerekir" dedi.

Daha ciddi sorunların yaşanmaması için ulusal birliğin önemini vurgulayan Ok, "O açıdan PDK, YNK, Goran ve diğer kesimlerin hepsi birbirlerini suçlamak yerine tarih ve güncelden ders çıkararak ulusal birliğe gelmelidirler. Bu olmazsa zaten parçalanmış Kürdistan’da bir de Süleymaniye, Hewler kendi arasında parçalanmış olur ki, bu daha da kötü sonuçlar yaratır" diye belirtti.

Türk devletinin sömürgeci karakterinin bağımsız Kürt devletini reddettiğini ifade eden Ok, "Güney 'bağımsızlık ilan edeceğim' dediğinde, Türk devleti onları tuzağa düşürmek için sert bir tepki vermemiş olabilir. Ama kesinlikle hem Türk devleti hem de Erdoğan böyle bir statüye karşıdır" dedi.

"Türkiye’nin bu olaylarda stratejik bir rolü oldu. Irak’a 'sen vur-kır, biz seninleyiz' dediler. Hemen Silopi’de ortak tatbikat böyle gelişti. İran’ı dahi kışkırtan Türkiye’dir. Nerede Kürt sorunuyla ilgili bir şey olursa, Türkiye orada baş roldedir. Bu yıkıcı, bozguncu, katliamcı, inkarcı roldür. Bu Suriye’de, Kuzey’de, Güney’de de böyledir."

Türk devletinden Kürtler için dost olamayacağını söyleyen Ok, "Başından beri PDK’ye, Güney Kürdistan’a yönelik ılımlı yaklaşımları olmuş olsa da bu kesinlikle Kuzey’deki mücadeleyi ve PKK’yi tasfiye etmek içindi" dedi.

Sabri Ok, değerlendirmelerini ulusal birlik çağrısıyla sonlandırdı.