MİT'in Orta Asya'dan Rojava'ya iskanı: Türk kemeri oluşturuluyor

MİT ve Göç İdaresi, Türki cumhuriyetlerden getirilen çete ailelerini Serêkaniyê ve Girê Spî'de sınırın 5 kilometrelik hattına yerleştirerek, bir "Türk kemeri" oluşturmayı planlıyor.

Türk devleti, Kuzey-Doğu Suriye'de işgal ettiği Serêkaniyê ve Girê Spî'yi "Türkleştirme" çalışmalarına başladı. Edinilen bilgilere göre; Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türki cumhuriyetlerden Türkiye'de bulunan bazı aileleri, Serêkaniyê ve Girê Spî'ye yerleştirmek için harekete geçti.

Başta İstanbul, Hatay, Antep ve Urfa'da İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesindeki Geçici Barınma Merkezleri'nde Türk istihbaratının koordinesinde Serêkaniyê-Girê Spî hattına yerleştirilecek göçmenler için çalışma başlatıldığı öğrenildi.

ORTA ASYA'DAN KÜRT VE ARAP TOPRAĞINA İSKAN!

Edinilen bilgilere göre; MİT, çeşitli nedenlerle Doğu Türkistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Azerbaycan gibi Türki cumhuriyetlerin yanı sıra Afganistan'dan Türkiye'ye göç etmiş olan çok aileyle görüşüyor.

ÇETE AİLELERİNE ÖNCELİK

Bölgeye yerleştirilmesi planlanan ailelerin ise yakınları Türkiye destekli çete yapılarının içerisinde yer alanlardan seçildiği öğrenildi. Söz konusu bölgelere yerleştirilmesi planlanan ailelere Göç İdaresi, Kızılay ve AFAD gibi kurumlar tarafından her türlü yardımın yapılacağı taahhüdünde bulunulduğu ifade ediliyor.

'TÜRK KEMERİ' POLİTİKASI

Serêkaniyê ve Girê Spî hattında bir "Türk kemeri" oluşturmak için Türki cumhuriyetlerden gönderilen ailelerin sınıra 5 kilometre derinliğindeki bölgelere, Suriyelilerin ise daha derinlere yerleştirilmesinin planlandığı öğrenildi.

DAHA ÖNCE KENDİ ÇETELERİNİ SINIRA YERLEŞTİRMİŞLERDİ

Türk devleti Kuzey-Doğu Suriye'ye başlattığı saldırılarda da "Türkmen"lerden oluşturulduğu iddia edilen Sultan Murad, Sultan Süleyman Şah, Sultan Mehmed Fatih, Muntasır Billallah ve Semerkant gibi grupları sınır hattındaki stratejik yerlere yerleştirme taktiğini izlemişti.

ADANA MUTABAKATI İÇİN HAZIRLIK

Söz konusu taktiğin nedeninin ise Türk devleti ile Suriye rejimi arasında 20 Ekim 1998 tarihinde yapılan Adana Mutabakatı olduğu belirtiliyor. Türk devleti, Adana Mutabakatı'nın sınır hattında "5 kilometrelik hatta sıcak takip" maddesini hayata geçirebilmek için bölgenin demografisini değiştiriyor. ( https://anfturkce.net/rojava-surIye/tc-sinirda-tuerkmen-kusagi-olusturmaya-calisiyor-132246 )

ERDOĞAN NİYETİNİ ORTAYA KOYMUŞTU: ÇIKMAYIZ!

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Macaristan ziyareti sonrası uçakta yaptığı açıklamalarda da Adana Mutabakatı'na vurguda bulunarak, niyetini ortaya koymuştu. Erdoğan Suriye'deki işgallerine ilişkin, "Diğer ülkeler buradan çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız. (...) Bizim Adana Mutabakatı gibi bir belgemiz var. Adana Mutabakatı’nın bize vermiş olduğu yetkiyle buradaki duruşumuzu aynen devam ettireceğiz" demişti.

ORTA ASYA'DAN GETİRİLEN ÇETELER SINIR HATTINDA

Türk devleti daha önce işgal ettiği Efrîn, Ezaz, Cerablûs gibi kentlerde de aynı taktiği izlemişti. Özbekistan, Türkmenistan, Türkistan, Tacikistan, Uygurlardan gibi Kafkasya ve Orta Asya'dan getirilen çeteler, bu bölgelerde de Suriye-Türkiye sınır hattı boyunca iskan edilmişti.

SINIR KAPILARI ONLARDA

Söz konusu gruplar ve aileleri İdlib'te Cebel Ekrad (Kürt dağı), Cebel Türkman (Türkmen dağı) Bab El Hewa Sınır Kapısı, Entarib, Efrin'in Cindirêsê, Raco, Bilbilê ve Şera ilçeleri, Ezaz'daki Bab El Selame Sınır Kapısı ile Cerablus'un sınır hattında yakın bölgelerine yerleştirilmişti.

GÖÇ İDARESİ VE MİT HAZIRLIK YAPMIŞTI

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve MİT, bölgenin demografyasını değiştirmek için uzun süredir çalışıyor. Ocak ayında Urfa'daki bir Geçici Barınma Merkezi'nde çalışan bir görevli , MİT'in kamplardaki "Suriyelilerin ikamet adresleri güvenli bölge planı çerçevesinde düşünülen kentlere kaydırdığı" bilgisini ANF'ye vermişti.

DAHA ÖNCE İKAMET YERLERİ DEĞİŞTİRİLMİŞTİ

Güvenlik nedeniyle ismini yazmadığımız görevli, kamplardaki birçok Suriyelinin göç etmeden önceki ikamet yerlerinin Hesekê, Reqa ve Halep vilayetlerine bağlı kentlere kaydırıldığını ve böylece dünya kamuoyunda göçmenlerin bu bölgelerden olduğu ve zorla evlerinden çıkarıldığı algısı yerleştirilme çalışıldığını kaydetmişti.