Almanya’dan Erdoğan rejimine peş peşe iki jest

Erdoğan rejimiyle yeniden sıcak ilişikler kurmak isteyen Merkel’in başbakanlığındaki Alman hükümeti hem Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısını yumuşattı, hem de Alman şirketlerine verilen kredi ve yatırım garantilerine yönelik sınırlandırmayı kaldırdı.

2017 Berlin-Ankara arasında iplerin gerildiği bir yıl olarak tarihe geçmişti. Alman devleti hem AKP’nin mitinglerini yasaklıyor, Erdoğan iktidarı ise peş peşe Alman vatandaşlarını rehin tutuyordu. İnsan hakları savunucusu Peter Steudtner’in gözaltına alınması ise “bardağı taşıran damla” oldu.

Berlin yönetimi Steudtner’in tutuklanmasına tepki olarak Ankara rejimine yönelik 20 Temmuz 2017’de bir dizi yaptırım açıklamıştı. Bunların başında da Türkiye’ye tatil için gidecek Almanlara “seyahat uyarıları” ve Türkiye'de faaliyet gösteren Alman şirketlerine yönelik Hermes kredi ve yatırım garantilerinin sınırlandırılması kararı vardı.

Ancak garip bir şekilde yaptırımlar birinci yılını doldurduğu gün kaldırıldı. İlk açıklama Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık resmi internet sitesinde daha önce Türkiye’ye yönelik yaptığı uyarıların çoğunu kaldırdı.

Merkel hükümeti, Türkiye’de OHAL’in kaldırılarak AKP rejiminin tek adam rejimine dönüşmesini görmezden gelerek, seyahat uyarasındaki yumuşa için OHAL’in kaldırılması gösterildi. Ancak Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “Türkiye’de gözaltına alınma rizikonuz yüksek” uyarısının hala sürmesi dikkat çekti.

EKONOMİ BAKANLIĞI KARARIN NEDEN DEĞİŞTİNİ AÇIKLAMADI

Ekonomik krizle boğuşan Erdoğan rejimine bir jest de Alman Ekonomi Bakanlığı’ndan geldi. “Frankfurtter Allgemeine” (FAZ) gazetesinin bugünkü sayısında yer alan bir habere göre bakanlık, Türkiye'de faaliyet gösteren Alman firmalarına yönelik Hermes kredi ve yatırım garantilerine uygulanan sınırlandırmanın kaldırıldığı bilgisini verdi...

Erdoğan rejimiyle kriz ve gerginliklerin yaşandığı 2017 yılında söz konusu kredi ve yatırım garantileri 1,5 milyar Euro ile sınırlandırılmıştı. Ancak geçtiğimiz yıl bu sınırlamaya sadık kalınmadığı ve miktarın 1,57 Milyar Euro’yu bulduğu öğrenildi. Ekonomi Bakanlığı ise sınırlamanın bir yıl sonra durup dururken neden kalktığını açıklamadı.

Bu arada Erdoğan rejimine peş peşe jestlerin verilmesi muhalefet cephesinde Merkel hükümetine yönelik sert eleştirilere yol açtı. Sol Parti Milletvekili Alexander Neu her iki bakanlığın kararı için skandal dedi. Parlamenter Neu Türkiye’de hiçbir iyileşme olmadan bu kararların alınmasının düşündürücü olduğunu belirtti.

Almanya’nın bir yıl boyunca Erdoğan rejimine uyguladığı yaptırımlar zaten sözde kalmıştı. Bu dönemde Merkel’in liderliğindeki hükümet Ankara ile kamaralar önünde söz düellosuna girerken, kapalı kapılar ardında siyasi ve ekonomi alanlarında ilişkiler eskisini aratmayacak kadar sıcaktı.

SON BİR YILDA BERLİN-ANKARA HATTINDA NELER YAŞANDI?

Son 1 yılda Berlin-Ankara hattında yaşanan gerginlikler ve krizlerde en çok Deniz Yücel ismi gündeme geldi. 2017 yılının Şubat ayında Alman polis ve savcılarının Erdoğan rejimine casusluk yapan DİTİB'li imamlara operasyon hazırlığı yaptığı günlerde, Türk devleti de karşı hamleye geçmiş, Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel de cezaevine atıldı.

Yücel, Türk Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın e-postalarına ilişkin haberlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında ifade vermeye gittiği İstanbul Emniyet Müdürlüğünde 14 Şubat’ta gözaltına alındı. 27 Şubat'ta tutuklanarak cezaevine gönderilen Yücel'i Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "PKK'li" ve "Alman ajanı" ilan etti.

Hakkında 18 yıla kadar hapis cezası istenmesine rağmen Türk yargı birimleri bir türlü iddianame hazırlamıyor, yargılama süreci başlamıyordu. Üstelik Yücel aylarca tecritte kaldı. 4 Kasım günü Alman polisinin Düsseldorf'ta Kürtlere saldırması ve aynı gün Gabriel ve Çavuşoğlu'nun Antalya'da yaptığı gayri resmi görüşmenin ardından Yücel tek kişilik hücreden çıkarıldı.

Yücel ile birlikte Erdoğan rejiminin rehin tuttuğu Alman vatandaşının sayısı 10’a çıkmıştı. Gabriel’in Antalya ziyareti öncesinde Almanya'nın eski başbakanlarından Gerhard Schröder de hiçbir resmi statüsünün olmamasına rağmen Merkel hükümeti adına İstanbul’a uçtuğu ve burada Erdoğan ile görüşme yaptığı basına yansıdı.

Hem İstanbul’da Schröder’in Erdoğan ile, Antalya’da Gabriel’in Çavuşoğlu ile, Merkel hükümetinin önemli isimlerinden Peter Altmeier’in de Ankara’da AKP iktidarıyla yaptığı pazarlıklar sonucunda Alman vatandaşları arka arkaya serbest bırakıldı. Türkiye ile ilgili hiçbir çalışması olmamasına rağmen Erdoğan'ın savcıları tarafından "terör örgütü üyesi” ilan edilen Berlinli aktivist Peter Steudtner "sürpriz" sayılacak şekilde 25 Ekim 2017 günü tahliye edildi.

Alman medyası ve muhalefet Steudtner'in serbest bırakılması ardından "Erdoğan'a hangi büyük ödülün verildiğini" konuşuyordu. Şüphesiz “büyük ödül” Alman polisinin Kürt gösterilerin yasaklaması, başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri olmak üzere, hiçbir Kürt rengine tahammül göstermemesiydi.