Son Dakika: Stêrk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

Abdullah: YPJ büyüdü, toplumu da dönüştürdü

YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah, feodal bir toplumda geliştirilen YPJ’nin büyüdüğünü ve toplumda da ciddi bir dönüşüm yarattığını söyledi.

Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) 4 Nisan 2013'te kuruluşunu resmi olarak ilan etti.

YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah, YPJ'nin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle ANF'nin sorularını yanıtladı...

Siz YPJ’nin kuruluş sürecinde de yer aldınız. YPJ nasıl bir zemin ve gerçeklik temelinde kuruldu?

Halkların özgürlük ve bağımsızlığını, toplumda huzuru yaratabilmek, toplumsal adalet zemininin oluşturabilmesi için kadın stratejik ve önemli bir rol sahibidir. Geçmiş yıllarda da belli oldu ki, kadın bir toplumu yönlendirebiliyorsa, o topluma rengini verebiliyorsa o toplum mutlaka huzur içinde yaşamıştır. Cinsiyet eşitliği, toplumsal adalet, özgür eş yaşam ve toplumun kendi özünü yaşayabilmesi hususları toplum için önemlidir. Bunu da Kürt toplumunda daha çok görmekteyiz. Çünkü yüzyıllarca Kürt halkı sömürüye maruz kalmış, düşman saldırılarıyla yüz yüze yaşamışsa da düşmana karşı kendi benliğini hep savunmuştur. Ne kadar bu durum siyasi olmasa da bir halk olarak benim de bir kültürüm, varlığım, örf-adetim var diyebilmiş ve bunu korumaya çalışmıştır. Bunun için hep bir direniş içinde olmuştur.

Öyle bir tarih ki hep devrim ve bu devrimlerin hikâyeleri ile dolu bir geçmişe sahiptir. Bunlarda da en çok kadın belirleyici olmuş ve ön plana çıkmıştır. Kadın örgüt olamadığı yerde bile bir kadın da olsa bu devrime hep rengini vermiştir. Bugüne kadar kendini kanıtlamış ve ölümsüzleşmiş kadınlar da vardır. Rınde Xan, Zarife, Bese, Leyla Qasım, Zilan, Viyan, Semalar'a ve günümüzde de Rojava devriminde bu ruh kendini göstermiştir. 

Rojava, Kürdistan’ın diğer parçalarıyla kıyasladığımızda her zaman diğerlerine yardımcı bir konumdaydı ve imkan yarattı. Fakat devrimi yaşayan, içinde özellikle de kadın olmak üzere savunma örgütlerinin organize edildiği bir parça olmadı. Rojava Kürdistan halkımızın tarihinde ilk defa hem devrim oluyordu hem de öncü olarak bir kadın savunma gücü çıkıyordu. Rojava için bu tarihsel bir süreçti.

'SAYIN ÖCALAN'IN BURADAKİ ETKİSİ BÜYÜKTÜ'

Tabii bunu ne kadar bir ilk olarak ele alsak da Kürtlerin yine dünya ve Kürt kadınlarının tarihsel mücadele mirasından kopuk ele alamayız. “Biz tarihin başlangıcında gizliyiz, tarih de günümüzde gizlidir” sözü boşuna söylenmemiştir. Tarihsel mücadele birikimi Rojava'da, özellikle de kadın şahsında vücut buldu. Biz YPJ’li kadınlar olarak kendimizi hem dünya kadınlarının hem de Kürt kadınlarının mücadele mirasının bir devamı olarak görüyoruz.  Çünkü YPJ Kürt kadını öncülüğünde oluşturulmuştur.

Rojava Kürdistan şovenist, inkârcı bir sistemin eliyle (Baas Rejimi) yönetiliyordu. Sadece kadın değil, Kürt halkı tamamıyla haklarından yoksun bırakmıştı. Kimlik, siyasi statü anlamda hakları gasp edildiği gibi öyle bir egemenlik ve zorbalıktı ki Kürtleri kültür, örf-adet, diliyle yaşamaktan bile mahrum bırakmak istiyordu. Öyle bir egemenlik ve zulümdü ki sonucunda yüzlerce şehit verildi, yine yüzlerce kadın işkencelerden geçirildi. Fakat buna karşında Rojava halkımız teslimiyeti kabul etmedi. Bu kadar zorluğa ve özellikle de kadının nefes almasına bile izin vermeyen rağmen bugün kendi kendini temsil etmesini sağlayan, siyasi olarak kendini örgütlemesini geliştirmekte ısrar etti.

Diğer yandan şu faktörde unutulmamalıdır ki, her ne kadar bu parçada devrim gerçekleşmemişse de, Kürdistan’da gelişen bütün devrimlerin de yuvası aslında bu bölgeydi. Ve Sayın Abdullah Öcalan’ın bu bölgede büyük etkisi vardı. Kadın özgürlük ideolojisi üzerine yıllarca Rojava Kürdistan halkını eğitti ve bu kadınların içerisinde büyük bir etki sağladı.

Yüzlerce Rojavalı kadın özgürlük saflarına katıldı, onlarcası şehit olmuştur ve günümüzde de etkisi hala vardır. Bu noktada hem kadının kendine güvenmesi açısından, Rojava halkında da bu güveni yarattı. Bu YPJ’nin gelişimi açısından destekleyen bir faktördü.

YPJ'Yİ KURMA KARARI

Peki YPJ’yi kurmaya nasıl karar verdiniz?

YPJ öyle aniden karar alınıp oluşmuş bir yapı değildir. Öylesine gelişmiş bir hareket de değildir. Bir bilinçle bilimsel temelde geliştirildi. Dünya ve Kürt kadınlarının tarihi araştırılıp yorumlandı. Çok bilimsel tespitler çerçevesinde bir kadın gücünün oluşmasına karar verildi. Gerekli altyapı hazırlıkları yapıldı ve çıkışın daha güçlü olması için bu yapıldı.

Özellikle kuruluş aşamasında ilk tespitimiz kendi öz savunmasını yapabilecek bir özgün kadın gücüne ihtiyaç olduğuydu.

İkinci tespitimiz YPJ’nin ideolojisiz olmayacağıydı, ideolojik katılım gerekliydi. Çünkü sadece fiziki katılım yeterli değildi. Kadın eğer kendine güvenen, farkında olan, öz gücüne güvenir bir durumda olmasa o zaman erkek ve kadının bir farkı kalmazdı. Kadın da silah kaldırmış oluyordu erkek de. Bir farklılığı kalmayacaktı. Bu nedenle biz kadın kurtuluş ideolojisini kendimiz için esas aldık.

Öz savunma ve kendini savunabilmede de bir ölçü gerekliydi ve biz bunları göz önünde bulundurarak meşru savunma çizgisini kendimize esas aldık. Bu süreçlerde de bunu esas alarak ilerledik. Kendi çizgimizden sapmadan bugünlere gelmiş olmamızın sebebi de budur.

Yine bu savunma gücüne katılacak olan kadının kabul-ret ölçüleri neler olmalıdır ve mevcut koşullarda kendini nasıl örgütleyecek, bunlar da ele alındı. Çünkü olumlu faktörler bizlere güvenilmesi, kararımızın kesinleşmesi, bizdeki ısrarın gelişmesi, hatta adım atmamızı da etkileyen faktörler kadar zorluklar da vardı.

'BÖLGEDE İLK KEZ KADIN SAVUNMA GÜCÜ OLUŞUYORDU'

Bu zorluklar nelerdi?

İlk kez bu bölgede bir kadın savunma gücü oluşuyordu. Bir kadın silah alıp, bu coğrafyada bir kimlik oluşturacaktı. Bunu toplum kolay kolay kabul etmedi, gerçekten de kabul etmedi. Bizler biliyoruz ki Kürtler ve Ortadoğu toplumu feodal toplumlardır. Erkek egemenliği ve ataerkil zihniyet toplumda hakimdi.

Ortadoğu coğrafyasında hem kadın hem de erkeğin zihniyeti oluşturulmuştu. Bu zihniyete göre kadın çaresizdi. Kendisine sadece ev içinde bir yaşamının olduğu dayatılıyordu. Kadına sadece çocuk doğurmak ve erkeği memnun etmek için dünyaya geldiği, güzel, kırılgan, nazik olduğu fikri öğretilmişti. Erkekte de egemen anlayış zihniyet oturtulmuştu.

Tabii bunda düşmanın da yürütüyor olduğu bir siyaset vardı. Bu da sadece toplumda değil, kadının kendi kişiliğinde bile felç etkisi yaratmıştır.

Peki kadına da toplumsal cinsiyet rollerinin öğretildiği bir toplumda kadını ilk defa kurulan bir savunma gücüne katmayı nasıl başardınız?

Bizler bu örgütlülüğü oluşturma kararına giderken, belli plan ve projeler de oluşturduk tabii.

Öncelikli olarak kadınları örgütleyebilecek küçük bir kadın grubuna ihtiyacımız olduğunu saptadık. Şehit Warşin ve Şehit Jinda şahsında böyle bir yapılanmaya gitmek istedik.  Birçok kadının ikna edilmesi ve YPJ saflarına katılması noktasında bu her iki arkadaşımızın da büyük emekleri ve etkileri olmuştur. O dönem YPJ yoktu tabii ama oluşturulması için alınmış karar vardı. Planlamamız kadınların bu saflara katılmasını sağlamaktı. Bu katılımlar olmasa alınan karar ve planlamalar da işlerliğini yitirmiş olacaktı. Ev ev dolaştık. Kadınlarla birebir ilgilenildi, tartışmalar geliştirildi. Bu kadınların aileleriyle oturup saatlerce tartışıldı. Bu tartışmaların günler hatta aylarca devam ettiği de oldu. Israrımızla kadınları ikna edip, bu mücadeledeki yerlerini almaları sağlandı.

‘BİR KADININ KATILIMI BİR ULUSUN ÖZGÜRLEŞMESİ GİBİYDİ’

Kadının kişiliği bu katılıma hazır değildi, çünkü kadın bu toplum örf-adetlerine göre eğitilmiş ve şekillenmişti. Kadının hayalleri okulunu okumak, bir ev, bir eş ve çocuğun ötesinde değildi. Her ne kadar devrimler gelişmiş olsa da kadının da durumu toplumumuzda maalesef ki buydu.  Bizler için bir kadını katmak bir ulusu özgürleştirmek kadar anlamlıydı. Katılımlara bu şekilde yaklaşıyorduk. Yani bizler için bu kadar zor ama önemliydi. Bizler zor bir görev aldığımızın farkındaydık ve her bir kadının katılımı bizlerin bu yükünü hafifletiyordu. Çünkü burada da başardığımızın farkına varıyorduk, moral ve motivasyonumuzu bu başarılardan alıyorduk.

2012 yılında Derik şehrinin Zıxate köyünde Şehit Xebat adına bir akademi oluşturuyorduk.

Peki YPJ olarak mı YPG adına mı bu akademiyi oluşturuyordunuz?

Hayır, o zaman daha YPG de kurulmamıştı. YXK süreciydi. Bir YXK askeri akademisini oluşturuyorduk. Ben ve Piling isminde bir erkek arkadaşla askeri akademinin organize edilmesinde yerimizi alıyorduk. Tabii daha sonra Piling arkadaş şehit oldu. Üçüncü devreye kadar da kadın arkadaş hiç yoktu. Dördüncü devrede artık kararlaştırdık ki kadın arkadaşları ailelerinden çıkarıp bu eğitimlere tabi tutacaktık. Dördüncü devrede iki kadın arkadaşla eğitimimize başladık. Tabii bu bizler için büyük bir başarıydı. Zaman geçtikçe katılım arttı, kadına güven arttı, cesaret ve özgüvenleri yerine geldi ve artık adım atmaya başladılar. Bu bizler için artık yeni bir aşamaydı.

PRATİK DE AYNI ANDA BAŞLADI'

Bu süreçten YPJ’nin resmi olarak kuruluşuna nasıl ulaştınız?

Birçok örgütte önce kendini oluşturma ve sonra pratiğe geçiş yaşanırken YPJ’de bu böyle olmadı. YPJ-YPG’de örgütleme, kendini oluşturma ve savunma iç içe gelişiyordu. Çünkü 2012’de Halep’de Baas Rejimine karşı yürüttüğümüz savaşta arkadaşlarımız aktif bir şekilde savunmaya katıldılar.  Güçlerimiz hem kendini oluşturuyor, aynı zamanda da aktif bir şekilde topraklarının savunmasını yapıyordu.

Bu süreç açısından bizler için gerçekten de ilginç bir durumdu. Hepsini bir arada yapıyorduk. Zorlukları ve güzellikleri bir arada yaşıyorduk. YPJ’nin daha resmi olarak kurulmadan bile direnişi devrimle beraber ilerliyor ve büyüyor ve kendini oluşturuyordu.

Zaten YPJ’nin çabuk bu kadar etkili hale gelmesi hem toplum hem de erkek arkadaşlar arasında etkili bir hale gelmesi de bu yüzdendi. Toplumda çabuk kabul edilmesi, katılımın bu kadar yoğun hale gelmesi, erkek arkadaşların saygı ve güvenini kazanması da yine bu sebeptendir.

Katılan her kadın bu halkın, bu vatanın, kadının fedaisi olduğunu söyledi ve bu motivasyonla katıldı ve savaştı. Yaşadığı inanç, aşk, kendini temsil ettiği iradeyle hem toplumsal alanda örgütleme, hem de savaş alanında kendini kanıtlayıp, topluma güven verdi.

Savaş alanında da erkekler içinde büyük güven kazandı. Çünkü az bir tecrübeyle, genç olmasına rağmen, erkek arkadaşların da ondan güç almasını sağladı. Şunu da söylemek gerekir ki ilk adımımızda olmamıza rağmen kadın arkadaşların bulunduğu cephelerdeki erkek arkadaşların moralleri bile çok farklıydı. Erkek arkadaşların inancı, ısrarı ve kararlılığı farklıydı.

Yine halkın içerisinde bu olumlu havayı yaratanlar da örgütlemeden sorumlu arkadaşlarımızdı. Bu çok büyük bir farktı YPJ için. Kısa bir zaman diliminde YPJ’nin sayısı çok büyük bir hızla çoğalmaya başladı. Çünkü kadınlar içerisinde yarattığı motivasyon ve moral kadınların çabucak karar verip katılmasını sağladı. Bu yüzden bizler YPJ Genel Komutanlığı olarak 2013’te konferansımızı yapmayı gerekli gördük ve kararını aldık.  2013 yılı 4 Nisan’ında YPJ’nin ilan edilmesi kararını uyguladık.

YPJ devrimin ilk zamanlarında az bir sayıyla başlamış olsa da, her ne kadar daha oluşum aşamasında olsa da yaşanan bütün savaşlar ve hamlelerde yerini aldı. 2012’den bugüne dek YPJ bütün savunma alanlarında yerini aldı. Rejime karşı, İslami çete grupları, El Nusra, DAİŞ ve bugüne kadar hatta Türk devleti çetelerine karşı -Efrîn göz önünde olan bir örnektir- savaşmıştır. Savunma görevini bu şekilde yerine getirdi.

‘TÜM HALKLAR YPJ’DE YER ALIYOR’

Mevcut gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle YPJ’yi Kürt kadınların kurduğunu belirttiniz, şu anda YPJ’de farklı halklardan kadınlar yer alıyor mu?

İlk günden bu yana ele alırsak YPJ içerisinde gerçekten çok büyük değişimler olmuştur. Hem YPJ içerisinde hem de toplumsal alanda değişimler oldu. YPJ Kürt kadınının öncülüğünde başlamıştır. Kürt kadınıyla başladıktan sonra ise; Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamında kendini örgütleyip geniş bir yelpaze haline geldi. Sadece Kürt toplumu içerisinde değil, bütün bölge halklarını da içerisine aldı. Kendisini bütün bölge kadınlarının fedaisi haline getirdi. Diğer halkaların da YPJ’ye katılması sağlandı. Bu sebeptendir ki kısa bir zaman diliminde kendini örgütleyip yayıldı.

‘YPJ TÜM SURİYELİ KADINLARIN SAVUNMA GÜCÜDÜR’

Hem Arap, Süryani, Ermeni, Çerkes, Çeçen, Türkmen halklarının katılımıyla bütün ulusların renklerini YPJ içerisinde görebildik. Tabii bu konuda da YPJ’nin yaklaşımı da bu ulusların YPJ içerisinde kendilerine yer bulmasını sağladı. Her kadın kendini YPJ’de bulabildi.

Suriye’de Kürt halkı dışındaki diğer halkların da YPJ’ye katılımında YPJ’nin ilkelerinin önemli rolü var. Bunlardan biri de tabiki bu devrim mücadelesini sadece Kürt halkı için yapmıyor olmalarıdır. Gerçek amacımız Demokratik ve özgür, ekolojik, eşitlikçi, cinsiyet ayrımı yapmayan bir toplum inşa etmektir.

Kendi içerisinde de adında da olduğu gibi “Kadın Savunma Birlikleri” yani hiçbir millet ya da ırk belirtmeksizin kadın savunmasını üstlenmiş bir güçtür.

Her kadın dini, ırkı, dili, inancı ne olursa olsun her zaman YPJ’ye katılma hakkına sahiptir. Kuzey Suriye kadınları YPJ’yi kendi kimlikleri olarak görüp öyle yaklaştılar. Ve bu halklardan yüzlerce kadın YPJ saflarına katılmışlardır. Gerçekten de şu an YPJ bir Suriye gücü olarak bu halkların kadınlarının savunmasını yapmaktadır.

'YPJ ARTIK PROFESYONEL BİR GÜÇ'

YPJ kuruluşundan bu yana askeri strateji, taktik, teknik ve komuta anlamında nasıl bir gelişim sağladı?

Üzerine özellikle dikkat çektiğimiz şey YPJ’nin pratikte pişiyor olmasıydı. YPJ bir bilim zemini üzerine kuruldu. 2013’teki konferansımızda karar haline getirdiğimiz şey askeri akademilerin mutlaka açılması gerektiğiydi. Yani hem ideolojik, hem de askeri akademilerin açılması gerekliliğini görüyorduk. Bu süreçten önce tabii ki akademilerimiz vardı ama bu karma akademilerdi. Burada özgün kadın akademilerinin açılması kararı alındı.

Yani  hem akademilerimizde savaş sanatı öğrenildi, hem de pratikte tecrübe edinildi.  Tabii ki ilk süreçle bugünü karşılaştıracak olursak hem YPJ komutanlığı olarak, hem de YPJ savaşçıları olarak çok büyük gelişmelere imza attık.

Ordulara karşı savaşıldı, kimi İslami çete gruplarına karşı (ki onlar gerilla taktiğiyle savaşıyorlardı) savaşıldı. Savunma taktiğinde de uzmanlık kazandık. Kobanê savaşı buna hem direnişinde, hem de savaşta en iyi örnektir diyebiliriz. Yine Reqa buna bir örnektir. YPJ artık öyle bir merhaleye ulaştı ki, artık şu sözü verebiliyordu. Reqa’yı özgürleştirme hamlesi, aslında Şengalli kadınların intikam hamlesi olarak YPJ öncülüğünde gelişti. Bu sebeptendir ki hem komutanlık olarak, hem de savaşçılar olarak bu hamlenin öncülüğünü yaptık. Ve gerçekten de bu hamlede başardık.

Tabii savaş stratejisinde ve taktiğinde YPJ büyük bir rol oynadı. Hem savaş sanatında, hem de onu pratiğe dökmede öncü rol oynadı. Bundan dolayıdır ki YPJ artık profesyonel bir güç haline geldi. Yani daha önce de belirttiğim gibi hem taktik ve stratejide hem de elimizde bulunan bütün silahların kullanımında QSD alanının hepsinde YPJ, bunu çok uzmanlıkla kullandı. Bütün savaşlarda kullanılan silahlar YPJ tarafından da uzmanlıkla kullanılmıştır.