A’dan Z'ye Alman malı ama adı 'Altay'

Erdoğan rejimi adını ‘Altay’ koyduğu ve ilk etapta 250 adetin üretileceği tankların başta motor ve silah teçhizatı olmak üzere tamamı Alman malı. Sermayedarları ise Erdoğan yandaşı Malezyalı milyarder Albukhary ve Katar Emirliği.

Birkaç yıldır Erdoğan iktidarının gündeminde olan “Altay” adlı tanklar için ilk pratik adım geçtiğimiz Cuma günü atılmıştı. Adını Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında 5. Süvari Kolordusu’nu komuta eden Fahrettin Altay’dan alan tankların üretimi için Türk devletinin Savunma Sanayi Başkanlığı ile Erdoğan’a yakın isimlerden Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC arasında şatafatlı bir törenle sözleşme imzalandı.

Erdoğan iktidarı ve basını “Tamamen yerli üretim olan bu tankların ihalesini yabancı şirketlere değil BMC’ye verdik” iddiasında bulunuyor. Ancak gerçek tamamen farklı.

Birincisi; tankları sadece BMC değil, BMC’nin Alman silah devi Rheinmetall ile birlikte kurduğu “Rheinmetall BMC Savunma Sanayi” (RBSS) adlı bir şirket üretecek. İkincisi, biraz aratırma yapıldığında başta tankların motoru ve silah teçhizatı olmak üzere A’den Z’ye bütün parçaların Alman malı olduğu anlaşılıyor. 

Zaten imzaların atıldığı törende Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Altay tankı için motor geliştirme çalışmalarına yeni başladıkları için, ilk tanklarda yabancı üretim motor kullanılacağını itiraf etmişti.

Gazetecilerin soruları karşısında Demir “18 ay sonra üretilecek ilk tanka yerli motor yetişmiyor. Prototipteki motor Alman malumunuz. Şu ana kadar Almanlardan ‘vermiyoruz, motor gelmeyecek’ diye bir haber yok” diye konuşmuştu.

SANCAK’IN ÜÇ ORTAĞI DA YABANCI

7 Milyar Euro değerindeki 1000 tanklık projede ilk etapta 250 tankın üretilmesi hedefleniyor. “Ona bütün ailem feda olsun” diyerek Erdoğan’a hayranlığını sık sık dile getiren ve onun iş ortaklarından Sancak, kamyon ve askeri araç üreten BMC’yi 2014’te Türk devletinden satın almıştı. 2016’da ise Sancak’ın BMC’si Alman silah şirketi Rheinmetall ve Malezya’nın önde gelen büyük holdinglerinden Etika Strategi ile birlikte RBSS’yi kurmuştu.

BMC’nin Rheinmetall ile sorunsuz şekilde çalışması için de RBSS’nin başına Almanya’da büyüyen ve eğitimini tamamlayan Mehmet Çimşir isimli bir mühendis getirildi.

Rheinmetall’in yüzde 40 ortaklığı bulunan bu şirketin üçüncü ortağının Malezyalı bu şirket olması ise şüphesiz tesadüf değil.

Etika Malezyalı milyarder Syed Mokhtar Albukhary’ya ait. Erdoğan’ın Malezya’daki en önemli yandaşlarından olan Albukhary’un başkanı olduğu vakıf Bilal Erdoğan’ın Türgev Vakfı ile ortak çalışıyor.

Peki Rheinmetall’in Malezyalı ortaktan çıkarı ne? 2016’da RBSS kurulunca Rheinmetall yöneticilerine Alman medya organları benzer bir soru yöneltmiş ve bu cevabı almışlardı: “Malezyalı bir ortakla Asya pazarlarına rahatlıkla açılacağımızı düşünüyoruz”.

“Altay” tankının sahipleri sadece bununla sınırlı değil. Erdoğan’ın destekçilerinden Katar Emirliği’nin de RBSS’de ciddi oranda hisseleri bulunuyor. Ancak RBSS’nin Katar ile ortaklığı “Altay” sınırlı kalmayacak gibi. Çünkü geçtiğimiz yıl uluslararası basın organları RBSS’nin “Altay” tankları gibi Katar için de bin zırhlı araç üreteceğini yazmıştı.

‘ALTAY’ RHEİNMETALL’İN YENİ HİLESİ!

“Altay” Rheinmatall’in yeni hilesi, bu Türkiye’de tutarsa Katar ve diğer ülkelerde de devreye sokulacak. Merkel’in başbakanlığındaki federal Alman hükümeti çatışma bölgelerine ve insan haklarını ihlal eden ülkelere silah sattığı için eleştirilerin hedefinde olunca, Berlin yönetiminin göz yummasıyla ülkenin en büyük silah üreticisi Rheinmatall 2015’te Türkiye’de başka şirketlerin adıyla iş yapmak için harekete geçmişti.

Rheinmetall'in Ankara ile yaşanabilecek kriz ve gerginlerden etkilenmemesi için bu planı yıllar önce hazırlamıştı. Hatta geçtiğimiz yıl Almanya'nın önde gelen haber dergilerinden Stern, Rheinmetall şefi Armin Papperger’in kurnazlık yapıp Türk ordusuna verilecek tankları daha 2015'de Türkiye’de üretmeye karar verdiğini ve bunun için Erdoğan'ın sarayına çıktığını yazmıştı.

Rheinmetall'in Merkel hükümetindeki elemanı ise dönemin Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’di. Merkel hükümetlerinde hem ekonomi bakanlığı ve hem de dışişleri bakanlığı yaptığı sırada Gabriel, Armin Papperger’in en iyi dostuydu. Geçtiğimiz Temmuz ayında Papperger’in isteğiyle Gabriel’in Rheinmetall'in birçok ülkede iş yapması için devlet imkanlarını kullandığı ortaya çıktı. Gabriel’in ismi Ankara ile yapılan kirli pazarlıklarda da sürekli gündeme geliyordu.

Türk devletinin Efrîn’e Alman yapımı “Leopard” tanklarıyla saldırdığı günlerde Gabriel “Türkiye ile ortak tank üretimi dahil, silah ticaretini askıya aldık” demişti. Ancak öyle görünüyor ki Gabriel’in bu sözleri o dönem Alman kamuoyu ve basınında Efrîn için yükselen eleştirileri yatıştırmaktan başka bir anlam taşımıyordu. Erdoğan’ın geçtiğimiz Eylül ayında Almanya’da yaptığı görüşmelerin ardından “Altay” tanklarının üretiminin önündeki engeller kaldırıldı.

Ayrıca Sancak’ın şirketi BMC’nin adı, Rheinmetall’in motoru ve malzemesi, Katar Emirliği ve Malezyalı yandaşın parasıyla üretilecek bu tanklar için Türk devletinin başta Kobanê ve Girê Spî olmak üzere Rojava Kürdistanı’na yönelik saldırılarına başladığı bir dönemde düğmeye basılması dikkat çekiyor.