Şen: Kimse kadınların mücadelesini engelleyemez

Kadınların 40 yıllık mücadelede büyük bedeller sonucu birçok kazanım elde ettiğini söyleyen TJA aktivisti Hatice Şen, sistemin bu kazanımları yok etmek için bir savaş halinde olduğunu belirtti.

Özgür Kadın Hareketi (TJA) 15 Eylül'de, tecride, siyasi soykırıma, taciz, tecavüz ve baskılara karşı 'Kendimizi savunuyoruz' şiarıyla bir kampanya başlattı. TJA aktivisti Hatice Şen, kampanyaya ilişkin bilgiler verdi.

Kürdistan'da yıllardır amansız bir mücadele verildiğini söyleyen Şen, kadınlar olarak kendilerini savunmayı her şeyin üstünde gördüklerini vurguladı. 40 yıllık kadın mücadelesinde çok kıymetli değerlerin ortaya çıktığını kaydeden Şen, kadın düşmanların bu değerleri yok etmek için bir savaş halinde olduğunu ifade etti.

Kadın kazanımlarına yönelik her türlü saldırıya karşı direniş halinde olduklarının altını çizen Şen konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Kadın ve toplumun emeği ile ortaya çıkan değerler yine kadın mücadelesi ile korunuyor. Sistem özellikle kadınları ve çocukları baskı altında tutmak istiyor. Kadın ve çocuklara yönelik bu saldırıların temelinde taciz ve tecavüzler var. Sistem, 'Yılanın başını küçükken ezeceksin' tavrı ile hareket ediyor. Devlet Kürt halkına karşı yürüttüğü savaşta da, 'Kürtler daha çocukken başları ezilmeli' diyor. Böyle yaparak çocukların geleceğini karartmak istiyor. Başta kadın ve çocuklar olmak üzere tüm topluma saldırıyor."

KADIN VE DOĞAYA KARŞI VAHŞİ SALDIRILARDA BULUNUYORLAR

Topluma yönelik saldırıların yanı sıra doğaya dönük de vahşi saldırıların yürütüldüğünü kaydeden Şen, Cudi ve Dersim dağlarının aylarca devlet eliyle yakıldığının altını çizdi.

Hasankeyf gibi tarihi yerlerin sular altında bırakıldığını hatırlatan Şen, doğa ve tarihi mekanların talan edilmesi ile Kürtlerin hafızasız bırakılmaya çalışıldığını belirtti.

En son Zerzevan kalesinde yürütülen kazı çalışmalarında bir çok kadın eserinin ortaya çıktığına dikkat çeken Şen, bu eserlerin kendileri için çok değerli olduğunu ve bu değerleri korumaları gerektiğini söyledi.

TJA'nın 15 Eylül'de başlattığı 'Kendimizi savunuyoruz' kampanyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şen, "Kadın kampanyası birçok şehirde ve ilçede start verdi. Bu kampanya çerçevesinde özel savaş politikalarını teşhir ediyoruz. Hem kadın, hem de karma atölyeler yapılıyor. Erkek arkadaşların da atölyelere katılmasını çok önemli buluyoruz. Erkek zihniyete karşı verilen mücadele ve erkeğin değişim-dönüşümü çok önemli" diye konuştu.

KAMPANYADAN SONRA GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR DEVAM EDİYOR

Kampanya çerçevesinde ilçelerde ve köylerde çalışmalar yürüttüklerini belirten Şen, pandemi sürecinde toplumun örgütlenmesi için yapılan bu tür çalışmaların çok önemli olduğunu kaydetti.

2004 yılında da kadınlar öncülüğünde bir kampanya başlattıklarını hatırlatan Şen devamla şunları belirtti: "O dönemde toplumda bir tıkanma yaşanıyordu. Kadınlar, 'Kimsenin namusu değiliz, namusumuz özgürlüğümüzdür' kampanyası ile bir bilinç yarattılar. Devlet politikasını, kadını ve toplumu ezmek üzerinden yürütüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kadın da olsa, çocuk da olsa gereği neyse yapılacaktır' açıklamasından sonra kadın ve çocuklara yönelik saldırılar, taciz ve tecavüzler arttı. Kadınların başlattığı kampanyanın ardından, TJA'ya dönük gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor. Bu saldırılarla kampanyayı boşa çıkarmak istediler. Ama ne yaparlarsa yapsınlar mücadelemizi sürdüreceğiz. Kimse kadınların mücadelesini engelleyemez."