Süleymaniye’den referandum izlenimi: Ertelenecek mi?

ABD'nin, Güney Kürdistan yönetimine gönderdiği mektupa, '100 yıl beklediniz, 2 yıl daha bekleyin' deniliyor.

Sterk TV adına 25 Eylül referandumunu izlemek için yola çıkınca, Düsseldorf havalanında kendimi referandum atmosferinin içinde buldum. Uçak Süleymaniye’de inişe geçince de referandum atmosferi havadan görülüyordu. Uçaktan bile şehrin içinde ve dışındaki bayrak yoğunluğu dikkat çekiyordu. Uçakta da neredeyse tek gündem referandumdu. Politik olanlar ve gündemi takip edenler, referandumun ertelenme ihtimalini konuşuyordu. Ancak diğerleri tam referandum havasına kapılmıştı. 25 Eylül'de bağımsızlık referandumunun kesinlikle gerçekleşeceğine inanıyorlardı.

**

Havaalanına ulaştığımızda, 40 dereceyi bulan sıcaklığın yanında, referandum sıcaklığı da kendisini hissettiriyordu. Hemen hemen tüm araçlar bayraklar ile süslenmişti. Çevrede çok sayıda peşmerge ve asayiş gücünün olması da dikkat çekiyordu. Taksi şoförü meraklı bakışımı fark ettiğinde, “Mesut Barzani Süleymaniye'ye gelmiş, referandum mitingine katılacak" diyordu.

**

Tüm sokaklarda coşku ve heyecan göze çarpmasına rağmen, şoförün söylediği bir söz beni şoke etti: “Barzani ve Parti (KDP) gelirken Hewler’den peşmerge ve asayişini de kendisi ile getirmiş. Şu gördüğün minibüs ve taksi dolu insanlar da Hewler ve başka bölgelerden getirilmiş." Bu sözler ile peşmerge ve asayiş güçlerinin çokluğunun nedeni belli oldu. Aynı zamanda AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan’ın taşımalı mitingleri aklıma geldi! Zaten Süleymaniye’nin merkezinde referandum mitingi ve Barzani’nin gelişinin heyecanı ve resimlerinin olmaması, şoförün sözlerini doğruluyordu. Bununla birlikte Başur’un 2 parçalılığı gözler önüne seriliyordu.

**

Süleymaniye’de önce tanıdık arkadaşları ziyaret ettik. Daha sonra bir randevu için, şehrin sembollerinden olan Şari Ciwan oteline geçtim. Şari Ciwan oteli, mavimsi rengi ve yüksekliği ile Süleymaniye’nin her tarafından görülüyor. Otele giderken ve içeri girerken, oldukça yoğun güvenlik tedbirleri göze çarpıyordu. İnsan kendini otelden ziyade, karakola gidiyormuş gibi hissediyor! Ama içeri girip oradaki atmosferi görünce, o yoğun güvenlik tedbirlerinin nedeni anlaşılıyor.

**

Otel siyasi bir merkez gibiydi. Referandumun nabzının atıldığı yere dönüşmüş durumda. Otelde Irak Cumhurbaşkanı Fuat Mahsum, referandum yüksek kurulu üyeleri, başta YNK ve KDP’den olmak üzere, referandumu destekleyen parti ve kurumların üst düzey yöneticileriyle karşılaştım. Çok sayıda yönetici ve siyasetçi ile konuşma fırsatı buldum. Tabii doğal olarak konumuz referandumun geleceği idi. Kim ağzını açsa, referandumun geleceğini soruyordu. Soranların çoğunluğu partilerin ve kurumların üst düzey yöneticileri ve parlamenterdi. Konuşmalardan çıkardığım sonuç şu: 25 Eylül’deki referandum, 2 yıllığına ertelenecek.

**

Ancak öncelikle Cuma akşamı PDK ve YNK’nin üst düzey yöneticilerinden oluşan bir heyet, Cumhurbaşkanı Fuat Mahsum ile birlikte Bağdat'a gidecek. Başbakan Haydar Ebadi’nin de içinde olduğu çoğunluğu Şii olan Arap heyet ile görüşecek. Ardından Cumartesi günü Hewler'e dönüp, referandum ile ilgili nihai kararını açıklayacak. Nihai karar ise ABD’nin yazdığı 3 sayfalık mektupta saklı. ABD’nin yazdığı, ancak Fransa, İngiltere ve BM’nin desteklediği mektubu okuma imkanı buldum. Mektupta çok önemli bilgiler mevcuttu. Ancak mektubu, içeriğini açıklamamak kaydı ile okumama izin verildi. Bu nedenle tümünden bahsetmeyeceğim. Ancak ABD'nin mektupta söylediğini şöyle özetleyebilirim: '100 yıl beklediniz, 2 yıl daha bekleyin.'

Bu nedenle büyük ihtimale, Cumartesi günü, ABD’nin garantörlüğü, Fransa, İngiltere ve BM’nin destek sözü çerçevesinde bağımsızlık referandumu 2 yıllığına ertelenecek. Ancak 2 yıllık süre sonunda nasıl bir konjonktür olacağını Allah biliyor!