Korkunun ve utancın başkenti Reqa artık özgür -II-

Artık tarih sayfaları utancın ve korkunun başkenti haline getirilen Reqa’nın özgürleştiği gün olarak 17 Ekim 2017’yi gösterecek. YPG ve YPJ öncülüğünde QSD güçlerinin canlarıyla kanlarıyla Reqa’yı özgürleştirerek kadınlara ve Suriye’ye nefes aldırdı.

Reqa’nın özgürleştirilmesi operasyonlarına QSD, YPG, YPJ güçlerinin katılımını önlemek amacıyla Türk devleti diplomatik trafiğini ve tehditlerini üst düzeye çıkarmasına rağmen YPG ve QSD güçleri Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin tüm aşamalarında öncü düzeyde katılarak diğer güçlerle birlikte Reqa’da zaferi halklara ve kadınlara armağan ettiler.

Özellikle de son aşama “Büyük Savaş” olmak üzere tüm aşamalarda her bir günü ayrı bir destana konu olabilecek Fırat’ın Gazabı Hamlesi başladı, nasıl yürütüldü? Reqa’nın özgürlüğünde YPJ ve kadın savaşçılar nasıl bir rol oynadılar?

Dosyamızın bu bölümünde bu soruların cevaplarını arayacağız.

TARİHİ CEBAR KALESİ ÖZGÜRLEŞTİRİLDİ

Fırat’ın Gazabı Hamlesi 1. aşaması 5 Kasım 2016 Eyn İsa ve Siluk olmak üzere iki koldan başladı. 2 hafta devam eden operasyon sonucunda içerisinde 34 köy ve 31 mezranın olduğu 550 kilometre karelik alan DAİŞ çetelerinden temizlendi. 19 Kasım 2016’da Reqa’nın 27 km kuzeyindeki Belix Çayı kenarında kurulu olan Til Semin beldesi özgürleştirildi. Bunun yanında 7 stratejik tepe bir su ve elektrik dağıtım merkezi QSD’nin eline geçti.

Hazırlıklar için verilen 3 haftalık ara ardından 10 Aralık 2016’da hamlenin 2. aşaması başladı. El Qadiye ve Kerdosan olmak üzere 2 koldan hamleye başlandı ve Reqa’nın batı çevresi özgürleştirildi.10 gün devam eden operasyonlarda, içerisinde 97 köy ve onlarca mezranın yanı sıra çok sayıda stratejik tepenin bulunduğu bin 300 km²’lik alan DAIŞ çetelerinden kurtarıldı.

 QSD savaşçıları ayrıca ayın 20’sinde Reqqa’ya bağlı bir beldeyi de (Cirniye Beldesi) ilk defa çetelerden arındırmış oluyordu. Daha sonra 1 Ocak 2017’de Mahmudili Beldesi de özgürleştirildi. Ardından tarihi Caber Kalesi’ni çetelerden kurtarmak için QSD savaşçıları harekete geçti ve yaşanan şiddetli çatışmaların ardından Caber Kalesi de özgürleştirildi.

3. AŞAMADA DÊRAZOR ASKERİ MECLİSİ’DE KATILDI

5 Şubat 2017’de başlatılan 3. Aşama ile, Dêrazor’un kuzeyi ve Reqqa’nın doğusunu özgürleştirmek hedefiyle 2 koldan yürütüldü. Ayrıca bu hamlenin en dikkat çekici özelliklerinden biri de henüz özgürleştirilmemiş olan Dêrazor’un şehir halkı tarafından kurulan askeri meclisinin de hamleye katılım sağlamasıydı. Bîr El Heba kolu Reqqa’nın kuzeydoğusunu kapsıyordu ve bu koldan güneye doğru harekete geçildi. Ebu Xeşeb Kolu ise Dêrazor’un kuzeyini temizlemeyi amaçlıyordu ve bu koldan Hesekê-Reqqa Yolu üzerinden güneydoğuya doğru harekete geçildi.Reqqa’nın 20 km güneyinde yer alan El Kerama Beldesi’nde her iki kol birleşti. El Kerama Beldesi’nin özgürleştirilmesi ile hamlenin 3. aşaması da sona ermiş oldu.

3. aşamada Bir El Haba kolu 540 km²’, Ebu Xeseb kolu 100 km² olmak üzere toplam 640 km² alan özgürleştirildi. Bu alanlarda yer alan onlarca köy ve mezranın yanında binlerce sivil çetelerden kurtarıldı. Ayrıca DAIŞ çetelerinin bölgede döşediği mayınlar temizlenerek sivil yurttaşların rahatça evlerine dönüşü sağlandı.

TABKA’YA HAVADAN İNDİRME

Fırat’ın Gazabı Hamlesi çerçevesinden Reqa’nın bir ilçesi olan, Suriye’nin en büyük barajı Tabka Barajı ve askeri hava alanından dolayı büyük önem arz eden Tabka’da özgürleştirildi.

22 Mart 2017’de QSD güçleri ilk kez koalisyon güçlerinin desteğiyle Fırat Nehri’nin diğer tarafında bulunan Tebqa’nın batısına havadan indirme yaptı. Operasyonda yeni taktikler denendi. Baraj suları, köprüler kurularak geçildi. DAİŞ çeteleri bu baskınları beklemiyordu. Savaşçılar, ilk olarak Tebqa Askeri Havaalanı’na yöneldi ve 26 Mart’ta havaalanını özgürleştirdi. Ardından 6 Nisan’da Safsafah ve İbad köyleri çetelerden temizlendi. Her iki köyün özgürleştirilmesiyle QSD savaşçıları Tebqa’yı ve Tabka Barajı’nı çembere almış oldu.

10 Mayıs 2017 operasyonun 50 gününde Tabka merkezi ve Tabka(Fırat) barajı tamamen özgürleştirildi.

Tabka’nın ele geçirilmesiyle birlikte DAİŞ kent merkezi neredeyse tamamen kuşatıldı.

TÜRK DEVLETİ QSD’NİN REQA KAPISINA DAYANMASINI ENGELLEYEMEDİ

13 Nisan 2017’de Celab Vadisi’nin özgürleştirilmesi için 4. aşama başlatıldı. Onlarca köy ve çok sayıda stratejik noktanın yanında Stratejik El Hezima Beldesi özgürleştirildi. Bunun ardından hamleye bir süre ara verilerek 24 Nisan tarihinde kaldığı yerden tekrar başlatıldığı duyuruldu.

Titizlik ve başarıyla ilerleyen hamle bütün çabalarına rağmen hamleyi engelleyememiş olan Türk devleti Reqa’da sıkışmış olan DAİŞ’e nefes aldırabilmek için yeniden harekete geçti Türk savaş uçakları 25 Nisan sabahı 02:00’da Şengal ve Karaçox dağlarını bombaladı. Karaçox’da Türk uçakları YPG merkezi, YPG basın merkezi ve Radyo Rojava hedef aldı, 18 YPG, YPJ üyesi yaşamını yitirdi.

Türk devleti sınır hatlarından da Rojavaya saldırılar geliştirdi, YPG bir süre hamleye ara vererek topraklarını savunacağını açıkladı. YPG’nin Türk devleti saldırılarına karşı verdiği yanıtlarda dirbesiye, Afrin, Kobane vb. alanlarda Türk zırhlı araçları ve tankları imha edildi.

 Durumun nispeten sakinleşmesi ardından QSD, 9 Mayıs’ta yaptığı açıklamada hamlenin kaldığı yerden tekrar başladığını duyurdu. QSD açıklama yaparak 15 günün ardından hamlenin 4. aşamasının tekrar başlatıldığını duyurdu. Açıklama da bu aşamaya devam etmenin amacının Reqa’nın çevresinde kalan diğer işgal edilmiş alanları özgürleştirme ve kent merkezine operasyon başlatma hazırlığıdır denildi.

4. aşama kapsamında 3 Haziran’da QSD savaşçıları, nüfusu 50 bin olan Mansura Beldesi’ni DAIŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi. Mansura Beldesi’nden 1 gün sonra ise Azadî Barajı’nı kurtardı. Mensûra ve Azadi Barajı’nın özgürleştirilmesi ile Reqa ve diğer Suriye kentleri arasındaki bağlantı kesilirken, savaşçılar adım adım Reqa kent merkezine ilerledi.

 REQA’DA BÜYÜK CENG 16 GURUPLA BAŞLADI

Ve 6. Haziran 2017 günü tüm dünyanın beklediği açıklama geldi, Reqa’da Büyük Savaş başladı. QSD Reqa kent merkezini DAİŞ’ten kurtarmak için hazırladığı operasyonu resmi olarak duyurdu.

Açıklamayı yapan QSD sözcüsü Talal Silo bu operasyonun Reqa Sivil Meclisi ve Demokratik Suriye Meclisi (MSD) olmak üzere, bölgedeki aşiretlerin ileri gelenleri, kanaat önderlerinin büyük desteği ve bölge halkının büyük yardımlarıyla gerçekleştiğine vurgu yaptı.

Talal Silo’nun da vurguladığı gibi bu operasyona Suriye’de yaşayan tüm halklar, inanç gurupları, aşiret güçleri de destek verdi. DAİŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyonu’nda havadan destek verdiği operasyonda öncülüğü YPG, YPJ güçleri yaparken Büyük Savaş’a katılan diğer güçler şöyle: “

Operasyona Suriye’de yaşayan birçok halk, inanç grupları ve aşiret destek veriyor. IŞİD’e Karşı Uluslararası Koalisyon’un da destek verdiği operasyonda yer alan gruplar şöyle: “Ceyş El-Siwar (Devrimciler Ordusu), Cebhet El-Ekrad, El-Şemal El Dîmoqratî Tugayları, Aşiret Güçleri, Mexawir Humus Tugayları, Siqûr El-Reqqa, Lîwa El-Tehrir, Türkmen Selçuklu Tugayı, Hemam Türkmen Şehitleri Taburu, Senadid Güçleri, Süryani Askeri Meclisi, Minbic Askeri Meclisi, Dêrazor Askeri Meclisi, Öz Savunma Güçleri, YPG, YPJ ve Nuxbe güçleri.”

Reqa şehir merkezinde 4 ay boyunca kıran kırana bir mücadele yaşandı. QSD güçleri büyük savaşın başladığı ilk günden itibaren çok büyük mücadelelerle adım adım şehir merkezine ilerlediler.

REJİM BOMBARDIMANI VE RUSYA’NIN KARA PROPAGANDASI

2 Haziran günü Reqa’ya 120 km uzaktan kendisi de bir operasyon başlatan Rejim güçlerinin ve Rusya’nın planları QSD’nin 6 Haziran günü başlattığı Büyük Savaşla bozuldu. 2 Haziran’dan 20 Hazirana kadar Tabka’ya 15 km yaklaşan rejim güçleri DAİŞ’in karşı saldırısıyla bozguna uğradı.

Rejim bu operasyonunu geliştirirken bir yandan da QSD güçlerine saldırdı, 8 Haziran günü BAAS Rejimi uçakları Tabka yakınlarındaki 3 QSD mevzisini bombardımana tuttu. Yine 18 Haziran günü de Tabka yakınlarındaki QSD mevzileri bombalandı.  Bu saldırılara QSD ağır silahlarla koalisyon güçleri de rejim uçaklarını vurarak karşılık verdi.

Saldırılarına rağmen QSD’nin ilerleyişini boza çıkaramayan fakat kendi operasyonları hezimete uğrayan Rusya ve Rejim bu defada QSD güçlerine karşı kara propagandaya başladılar. Rejim ve Rusya’ya yakın ajanslarda , “QSD güçlerinin Reqa’daki DAİŞ elemanlarına Palmiraya geçmeleri için koridor açıldığı” şeklinde komik iddiaları oldu.

2 AYDA REQA’NIN YÜZDE 50’Sİ ÖZGÜRLEŞTİRİLDİ

Reqa şehrinin yüzde 50’si ilk iki ayda özgürleştirildi. O süreçte QSD komutanlarının yaptığı açıklamalara göre çok sayıda mahalleye girilerek DAİŞ’in çemberi daraltıldı ve 9 mahalle ile DAİŞ’in konumlandığı stratejik noktalar ve binlerce sivil özgürleştirildi.

QSD güçleri tıpkı Reqa çevresinde olduğu gibi Reqa içerisinde de adım adım ve sivillerin güvenliği için çok dikkatli bir biçimde ilerlediler.

Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin tüm aşamalarında olduğu gibi DAİŞ’in şehir içinde de İran Irak sınırına 1 milyon mayın döşeten Saddam Huseyini kat kat aşan bir biçimde mayınlama yaptıkları görüldü. Yine sıkışan DAİŞ tüm hamle boyunca intihar saldırısı ve bombalı araçlarla saldırdı, onbinlerce sivili rehin alarak canlı kalkan olarak kullandı. DAİŞ elemanlarının bir yerden bir yere geçmesini ve gizlenmesini sağlayan onlarca tünel bulundu.

QSD komutanları DAİŞ’in şehir içinde mayınlama, bombalı araç ve intihar saldırıları gerçekleştirme yine tünel taktiklerinin şehrin dışı ve köylerine oranla çok daha yoğun geliştirdikleri bilgisini verdiler.

KIRAN KIRANA YÜRÜYEN SAVAŞ

Ağustos ayında sıkışan DAİŞ QSD savaşçılarına dönük büyük saldırılar gerçekleştirdi ama bu saldırılar savaşçılar tarafından boşa çıkarıldı.

Hamle 3. ayını geride bıraktığında QSD savaşçıları  23 mahalleden 14’ünü kurtmış ve kentin yüzde 65’inden fazla QSD’nin kontrolüne girmişti.

Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD), Reqa’yı DAİŞ’ten kurtarmak için “Büyük Savaş” adıyla başlattığı operasyonlar bugün ikinci ayını doldurdu. Doğu, batı, güney ve kuzey cephelerinden ilerleyen QSD savaşçıları, kenti DAİŞ’ten deyim yerindeyse karış karış kurtarıyor. 9 mahalle, DAİŞ’in konumlandığı stratejik noktalar ve binlerce sivil özgürleştirildi.

Hamle’nin 3. ayında kendi içinde birçok mahalleyi barındıran Eski Reqa mahallesi tamamen özgürleştirildi. DAİŞ’in batı cephesideki en önemli kalelerinden olan El Diriye Mahallesi de özgürleştirildi. DAİŞ’in esirlerini koyduğu çocuk hastanesi de özgürleştirilen stratejik yerlerden biriydi.

3 eylül gününe kadar Reqa’da bulunan 23 mahalleden 14’ü yani şehrin yüzde 65’inden fazlası,20 Eylül 2017 tarihine kadar da Reqa şehrinin yüzde 80 QSD savaşçıları tarafından özgürleştirilmişti. DAİŞ yine büyük saldırılar düzenledi ama bu saldırılar hamlenin ilerleyişini durduramadı.

VE REQA ÖZGÜR

15 Ekim 2017 tarihinde "Fırat’ın Gazabı Eylem Odası Komutanlığı" Reqa'nın yüzde 90'ının DAİŞ çetelerinden temizlendiğini belirterek, kentin kalan kısmının temizlenmesi amacıyla "Ednan Ebu Emced Hamlesi"ni başlattıklarını açıkladı. Açıklamada Rimele, Suker, Hişam Bin Ebdulmelik, Nezlet Şehade, Meşleb, Rafqa, El Beyatre (Tekene/Heramiye), Mehdi, Mensur, Romaniye, Sebahiye, Diriya, İskan, Hine, Bab Bexdar, El Teyare, Kehreba, Bosariya, Büyük Cami, Betani (El Berazi), Nehda mahalleleri ve Reqa kentinin yüzde 90’ınının özgürleştirildiği duyuruldu.

Açıklama da Reqa Sivil Meclisi’nin, bölge kanaat önderleri ve şeyhlerinin Reqa'da kalan siviller için çabalarıyla kentteki 275 çetenin teslim olduğuna da vurgu yapıldı.

Adnan Ebu Emced Hamlesinin başlamasından 2 gün sonra Reqa’da kalan ve direniş gösteren tüm çetelerde imha edilerek Reqa halkının ve tüm dünyanın heyacanla beklediği “Reqa artık özgür” haberi tüm dünyaya duyuruldu.

 KADIN KOMUTA VE SAVAŞÇILAR ÖNCÜLÜĞÜNDE ULAŞILAN ZAFER

Şehir merkezi hamlesi de dahil olmak üzere Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin tüm aşamalarında YPJ savaşa ve savaşın koordine edilmesine aktif olarak katıldı.

Üyelerinin Hamlenin başından sonuna büyük kahramanlıklar sergileyen yine savaş taktiği ve tekniğindeki gelişimlerini ortaya koyan YPJ daha hamlenin ilk aşamasının başlangıcından Reqa’yı özgürleştirme operasyonuna başta Êzîdî Kadınları olmak üzere tüm kadınların intikamı anlamını biçmişti.

YPJ’li kadınlar sadece savaşın genel pratiği ve koordinesi içinde yer almadılar, bazı kolların koordinesini tümden kadınlar yürüttü.

Reqa Hamlesi’ne katılan YPJ’li kadınlar Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Türkmen her etnik yapıdan kadını görmek mümkündü.

TÜM HALKLARDAN KADINLAR VE YJŞ’DE KATILDI

Ayrıca hamleye Suryani Askeri Meclisinde yer alan kadınlar da çok sınırlı katılım sağlayarak destek sundular.

Yine hemen çeşitli ülkelerden anarşist ve devrimci kadınlar, Türkiye devrimci hareketlerinden kadın militanlarda Reqa Hamlesi’ne kişiler düzeyinde katılım sağladılar.

MLKP savaşçısı ve taktığı kırmızı fularla gezi eylemlerinin simgesi haline gelen Ayşe Deniz Karacagil’de Enternasyonalist tabur içerisinde Reqa’da DAİŞ’e karşı savaşırken yaşamını yitirdi. Karacagil gezi eylemlerinin sembolü olduğu gibi Reqa Hamlesi’nde de enternasyonalist mücadelenin sembolü oldu.

3 Temmuz tarihinde Şengal Katliamı ardından Êzîdî kadınların oluşturduğu Yekitiya Jinên Şengal’de (YJŞ) de Reqa Hamlesi’ne bir güç gönderdi. Binlerce Êzîdî kadının kaçırılarak satıldığı Reqa’da YJŞ’de başta Êzîdî kadınlar olmak üzere tüm kadınların intikamını almanın gururuna ortak oldu.

Reqa Hamlesine katılan YJŞ güçleri arasında DAİŞ’in Şengal’e saldırısında esir alınan ve sonrasında kurtulan Hêza Şengal gibi savaşçılarda vardı.

Kadın gücü olan YJŞ Şengal Savunma Birlikleri’ne de öncülük yapmış, 23 Temmuz tarihinde YBŞ’de Reqayı Özgürleştirme hamlesine güç göndermişti.

YPJ’NİN KATILIMI HEM HALKI, HEM ERKEK SAVAŞÇILARI ETKİLEDİ

Yine Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin ilk aşamasından itibaren yüzbinlerce sivil kurtarıldı. Bunların bazıları özel operasyonlarla kurtarılırken bazıları da güvenli alanlara QSD savaşçıları tarafından ulaştırıldı. Sivillerin kurtarma operasyonlarında ve karşılamalarda YPJ savaşçıları tarafından karşılanması, kadın savaşçıların fedakarlık ve savaş düzeyini görmeleri siviller üzerinde çok olumlu etkileri oldu. Hamle boyunca yüzlerce genç ve kadın QSD ve YPJ’ye katılım sağlayarak temel bir eğitim ardından hamlede yerlerini aldılar.

YPJ sözcüsü Nesrin Abdullah hamle sürecinde yaptığımız bir röportajında hamleye katılan ve hepsi erkeklerden oluşan savaşçı guruplar da YPJ şahsında kadının savaşa katılım, fedakârlık ve güç düzeyini görmenin kadına yaklaşımlarını sorgulattığını bunu kendilerine itiraf ettiklerini söyledi.

Birinci bölüm: