AKP-MHP ittifakında 2019 paniği: İtiraf Bahçeli’den geldi

İktidardaki AKP ile ittifak halinde olan ırkçı parti MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2019’a kadar dayanmalarının zor olduğunu itiraf ederek, seçimlerin erkene alınmasını istedi.

Irkçı parti MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin 26 Ağustos 2018’e alınması çağrısında bulundu.

Partinin Meclis’teki grup toplantısında konuşan Bahçeli, Türkiye’nin bir beka sorunu olduğunu söyleyerek şöyle gerekçelendirdi:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi henüz tam devreye girmedi. Türkiye'nin 3 Kasım 2019'a kadar dayanması kolay değildir. 3 Kasım 2019'u beklemek mümkün değildir. 3 Kasım 2019'a kadar ulaşmak her dakika zorlaşmaktadır. Partimiz mahalli idareler seçimleri hariç geçerli olan Cumhur İttifakı vardır. Türkiye'nin bekası açısından Cumhur İttifakı'nın korunması elzemdir.”

Bahçeli, mevcut şartlarda istikrar ve dengeye ulaşmanın zorlaştığını söyleyen Bahçeli, endişelerini net bir şekilde ifade etmezken şunları söyledi: “Ülkenin, sistem tartışmalarıyla boğulmak istendiği bugünkü şartlar altında 3 Kasım'a kadar ulaşması istikrar ve dengeyle ulaşması zorlaşmaktadır. Bu riski kaynağında kesmek başlıca amacımızdır. Önümüzde 2 seçim vardır. Ya normal tarihi beklenecek. Ya da milli mecburiyetten dolayı seçimleri erkene çekilecektir. Bilinmelidir ki, gerekli uyum yasalarının çıkarılmasının ardından MHP seçimlerin erkene alınmasından yana takdirini kullanmaktadır.”

HANGİ KOŞULLARDA SEÇİM?

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bahçeli arasındaki ittifaktan bu yana Türkiye benzeri görülmemiş bir faşist baskı dönemine girdi. Diktatörlik ve faşizmle tanımlanan bu dönemde katliamlar ve işgaller arttı, içeride tüm muhalif sesler hedeflendi, cezaevlerinin nüfusu 2002’de yaklaşık 60 bin iken, 2017 sonunda 230 binin üzerine çıktı. Yüzlerce gazete, dergi ve sivil toplum örgütünün kapılarına kilit vuruldu. Binlerce aydın, gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve sivil toplum temsilcisi cezaevlerinde bulunuyor. Kürt belediyeleri gasp edildi ve eş başkanları cezaevlerine dolduruldu. Efrîn başta olmak üzere işgal saldırıları hiç olmadığı kadar genişletildi. Irkçılık, milliyetçilik ve kutuplaşmanın hiç olmadığı kadar tırmandırıldığı, adaletin ve medyanın iktidarın denetimine alındığı bir ortamda, adil bir seçim beklenmiyor.