‘Açlık grevine giren tutsakların talepleri derhal kabul edilmeli'

HDP Milletvekili Habip Eksik, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek üzere açlık grevi başlatılan tutukluların taleplerinin derhal kabul edilmesi çağrısında bulundu.

Savaş politikalarının son bulması ve barış ortamının sağlanmasının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan HDP Milletvekili Habip Eksik, tecridi protesto etmek üzere açlık grevi başlatılan tutukluların taleplerinin derhal kabul edilmesi çağrısında bulundu.

Devletlerarası bir komployla 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 22 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında, Ailesi ve avukatlarıyla koster bozuk, hava muhalefeti, olağanüstü hal veya verilen disiplin cezaları gerekçeleriyle görüştürülmeyen Öcalan, telefon görüş hakkını da ilk defa geçtiğimiz 27 Nisan’da kullanabildi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la görüşmek için 23 Eylül’den bu yana yapılan tüm başvurular, 2009 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı 156 sayfalık “Yol Haritası” dolayısıyla verilen 6 aylık avukat görüş yasağı gerekçe gösterilerek reddediliyor.

Bu duruma tepki gösterenlerin başında ise, gerçekleştirdikleri eylemlerle bugüne dek bir çok kez tecridi kısmi olarak ortadan kaldıran cezaevlerindeki tutuklular geliyor.

PKK’li ve PAJK’lı tutuklular, 27 Kasım’da bir kez daha tecride karşı tüm cezaevlerinde başlattıkları açlık grevleri sürüyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilli Habip Eksik değerlendirmelerde bulundu.

TECRİT HALKLARI HEDEF ALIYOR

Öcalan üzerindeki tecridin ulusal ve uluslararası yasalara aykırı olmasının yanı sıra bir insanlık suçu olduğunun altını çizen Eksik, hükümeti bu  suçundan vazgeçmeye çağırdı. İmralı Cezaevi’nde uygulanan tecridin gelinen aşamada tüm halklara uygulatıldığına dikkat çeken Eksik, “Bugün hiç bir yerde bir basın açıklaması yapılamıyor. Siyasi partiler çalışmalarında kolluk kuvvetlerinin baskısıyla karşılaşıyor. İnsanlar iktidarı eleştirdikleri için gözaltı ve tutuklamalarla karşılaşıyorlar. Gözaltına alınıp işkenceye maruz bırakılıyorlar. Faili belli ölümler gerçekleştiriliyor. Bugün İmralı Cezaevi şahsında tüm topluma özelde ise Kürt  halkına ağır hak ihlalleri altında  tecrit uygulanıyor. Aslında bu tecridin halkların birlikte yaşama ve barışı sağlama umuduna yönelik yönelik bir hedef açıkça ortada. Bu açıdan tecridi çok yönlü ele almak ve sonuçlarına karşı mücadelede birlik sağlamak lazım” diye konuştu.

ÖCALAN'IN SAĞLIĞI TEHLİKEDEDİR

Öcalan’ın ciddi sağlık sorunları olmasına karşın bunu dillendirmediği ve halkların yaşamını kendi sağlığının üstünde tuttuğunu belirten Eksik,  cezaevinde ileri yaşta ve kronik hasta olduğu bilinen bir insanın tecrit altında tutulmasının kabul edilemez ağır hak ihlali olduğunu kaydetti. Eksik, “Adalet Bakanlığı’nın bu konuda inisiyatif alması, iktidarın ise bu yanlış politikalarından vazgeçmesi gerekir. Öcalan’ın sağlığı kendisine dayatılan ağırlaştırılmış tecrit nedeniyle tehlikededir. Tecrit politikası uygulayarak insanları susturamaz, düşüncelerinin önüne geçemezsiniz. Öcalan’ın sağlıyla ilgili biran önce gerekli koşullar uygulanarak ve aile, avukat görüşleri sağlanmalı. Bir doktor ve milletvekili olarak şunu tekrar altını çizerek söylemem gerekir ki, bu uygulama insanlık dışı dışıdır ve son verilmelidir. Hukuk herkese lazım olacaktır. Bugün bu hukuksuzluğu yaratanlar yarın yol açtıkları bu hukuksuzlukla karşı karşıya kalabilirler” ifadelerini kullandı.

SORUMLULUK HÜKÜMETİN

Cezaevindeki tutukluların tecride karşı başlattıkları açılık grevini hatırlatan Eksik, geçen yıl başlatılan ve bir çok tutuklunun yaşamına son vermesine yol açan açlık grevlerinin benzer sonuçlara yol açmasından duyduğu kaygı ve endişeyi paylaştı. Geçen yıl tutuklular tarafından başlatılan açlık grevi sonrası İmralı tecridinin kısmi bir şekilde kaldırıldığını ancak gelinen aşamada devlet yetkililerince verilen sözlere karşın söz konusu tecrit uygulamalarının yeniden başlatıldığına dikkat çeken Eksik, “ Bu pandemi sürecinde tutukluların cezaevinden çıkarılması gerekirken şuan açlık grevindeler. Bilim insanları tutukluların cezaevinde olmaması gerektiğine ilişkin çağrılar yaptılar. Cezaevindekilerin mevcut sağlık tehlikelerine rağmen kendilerine tek seçenek olarak dayatılan açlık grevlerine karşı derhal ses verilmeli. Adalet Bakanlığı biran önce tutukluların taleplerine ilişkin görüşme sağlamalıdır. Hükümet  sosyal bir devlet olduğunu ve insan yaşamını öncelediğini göstermelidir. Tecridi sonlandırmalı. Aksi takdirde başlatılan açlık grevi  büyük facialarla sonuçlanabilir. Tecridin kendisi zaten yaşam karşıtı bir durumdur. Bu açıdan mesuliyet tamamen hükümetedir” diye konuştu.

Eksik son olarak tüm demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere duyarlılık ve destek çağrısında bulundu.