20 Temmuz darbesi

20 Temmuz darbesinin yanında 15 Temmuz darbesi bir tiyatro oyunu gibi kalır. Kuşkusuz o darbe girişiminde karşılıklı ölümler olmuştur. Ancak o günden bugüne içerde ve dışarıda Kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı açık savaşta binlerce insan ölmüştür.

15 Temmuz darbe girişimi için çok yazıldı, çizildi; ancak hala birçok durum netleşmiş değil. Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP iktidarı amaçları doğrultusunda bir algı yaratıyorlar. 15 Temmuz darbe girişimini soykırımcı sömürgeci faşist diktatörlüklerini kurumlaştırmak için bir araç olarak kullanıyorlar. 15 Temmuz darbe girimi sonuçsuz kalmıştır. Ama buna dayanarak 20 Temmuz darbesi gerçekleştirilmiştir. Hatta bu darbe, darbe içinde darbelerle Türkiye tarihinde görülmemiş düzeyde halklara, topluluklara karşı bir darbe gerçekleştirilmiştir. Hiçbir darbe döneminde olmayan tutuklama, baskı ve zulüm bu darbe döneminde yapılmıştır. Hatta Türkiye tarihinde gerçekleşmiş tüm darbelerin toplamından daha fazla halka baskı ve zulüm yapılmıştır, yapılmaya da devam etmektedir.

Kriminal olayların faillerini açığa çıkarmak için şu temel soru sorulur; bu olaydan en fazla kim ya da kimler yararlanacaktır. Bu iz üzerinden gidilerek olayın faili ya da failleri bulunur. Bu 15 Temmuz darbesinden kimler yararlanmıştır. Bunun net cevabı AKP ve MHP’dir. Birçok kişi bu darbe girişiminin önceden haber alındığı ve buna göre planlama ve hazırlık yaparak bu darbenin bastırıldığını söylemektedir. Bu darbe girişiminde ordunun bir kesimini saf dışı etmek için ordunun bir kesiminin önceden haber alınan bu darbenin bastırılması konusunda Tayyip Erdoğan ve etrafındaki gladio ile birlikte hareket ettiği iddiası bulunmaktadır. Gerçekten de darbenin gerçekleşme ve bastırılma biçimine bakıldığında anormallik fazlasıyla vardır. Özellikle şimdi Milli Savunma Bakanı yapılan Hulusi Akar’ın durumu hala açıklığa kavuşmamıştır. Darbeyi, önceden haber alıp bastırılmasında rol oynayan mıydı; yoksa önce darbecilerle birlikte olup başarısız kalacağını anlayınca tutumunu değiştirmiş miydi? Bunlar hala netleştirilmesi gereken sorulardır.

Ancak şu bir gerçekliktir; AKP’liler açısından böyle bir darbe girişimi olmasaydı bile böyle bir şey yapılmalıydı, yaptırılmalıydı. Bu darbe girişiminden AKP o kadar yararlanmıştır ki; bu darbe AKP’nin oyunu denilse, buna da hayır denilmez. 15 Temmuz darbe girişimi Hitler’in Reichstag’ı yaktırıp bunun üzerinden bir darbe yaparak dizginleri tümden eline almasına benzemektedir. AKP iktidarı bunu yapar mı, yapar. Türkiye’de böyle provokasyonlar çok vardır. İktidarlar tarafından yapılan provokasyonların çok azı gün yüzüne çıkarılmaktadır. Türkiye’de Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani sermayesine el koymak ve Türkiye’den kaçırtmak için Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalattığı bilinmektedir. Selanik’te bomba patlatıldıktan sonra planlandığı gibi Hristiyan ve Yahudilerin iş yerleri yağmalanmış, birçok gayrimüslüme zulüm yapılmıştır. Bunu yapanlar daha başka neler yapmamışlardır ki.

Tayyip Erdoğan’ın sır küpü Hakan Fidan’ın askeri komutanlarla Suriye’yle ilgili yaptığı bir toplantıda ‘Suriye’ye savaş açmak ve işgal harekâtı başlatmak zor değildir; oradan Türkiye’ye birkaç füze attırırım ve savaş başlatılabilir’ demiştir. Bunu diyenler neler yapmaz ki. Nitekim Kilis ve Hatay’a hala kimler tarafından atıldığı belli olmayan bombalar atılmadı mı? Bu açıdan 15 Temmuz’dan yararlanmak için suyunu çıkaran Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarına neden kuşkuyla bakılmasın! Gerçekten de böyle darbe olur mu? Darbe yapmak ateşle oynamaktır. Başarısız kaldığında kelleler gider. Bu açıdan akşam 8’de darbe başlatmak tabi ki kuşku yaratır. En azından önceden haber alınarak planı ve hazırlığı olmuş bir erken doğum yaptırma olarak değerlendirilebilir.

15 Temmuz darbesiyle ordu içinde AKP iktidarına karşı olanlar da tasfiye edilmişlerdir. Ordu içinde tasfiye edilen subayların çoğunluğu Fethullahçı değildir. Ancak Fethullahçılarla ortaklık yapmış olabilirler. Böylece; ordu içinde Fethullahçı olmayan ama AKP iktidarına karşı olan bir kesim de bu darbe girişimiyle tasfiye edilmiştir. Nitekim darbeyle ilişkisi olmayan ama AKP’ye karşı olan birçok subay da ordudan atılmış ve hala da atılmaktadır. Darbe girişimi sonrası ekonomi, siyasi, toplumsal, basın, eğitim, adalet alanı ya da başka devlet kurumlarda AKP ve MHP’li olmayan birçok insanın atılması gerçekleşmiştir. Darbeyi Fethullahçılar yaptı, denildi ama Fethullahçılarla birlikte üzerine gittikleri Kürtler de birçok kurumdan atılmışlardır. Aslında darbe girişimi bahane edilerek esas olarak Kürtler başta olmak üzere tüm demokrasi güçleri ezilmek hedeflenmiştir. 15 Temmuz ve Fethullahçılar artık bahanedir, esas hedef Kürtler ve demokrasi güçleridir. Bunu başka türlü anlamak AKP-MHP iktidarının beyin yıkama propagandalarının etkisinde kalmaktır.

15 Temmuz’la birlikte başkanlık sistemine geçme süreci hızlandırılmıştır. Yine 20 Temmuz’daki OHAL ilanı ile baskılar Türkiye tarihinde hiç görülmedik biçimde artırılmıştır. Son 2 yılda yapılanların Fethullahçılar ve 15 Temmuz’la ne alakası vardır?! Darbeyi HDP mi yapmıştır? HDP’ye yönelik yapılan siyasi soykırım operasyonunun savcı ve hakimlerinin tümüne yakını Fethullahçılar diye tutuklanmadı mı? Bu savcı ve hakimlerin bütünü atılmadı mı? En fazla baskı ve tutuklama Kürdistan’da ve Kürtlere yönelik yapıldı. Bu açıdan 20 Temmuz darbesinin esas olarak Kürtlere ve demokrasi güçlerine karşı yapıldığı nettir. Bu darbe anlayışı ve amacı Kürtlere ve demokrasi güçlerine baskı hafifletilmeden sürdürülmektedir.

20 Temmuz darbesinin yanında 15 Temmuz darbesi bir tiyatro oyunu gibi kalır. Kuşkusuz o darbe girişiminde karşılıklı ölümler olmuştur. Ancak o günden bugüne içerde ve dışarıda Kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı açık savaşta binlerce insan ölmüştür. Sadece Efrîn’de 300’den fazla sivil 20 Temmuz darbecileri tarafından katledilmiştir. 12 Eylül döneminde yapılan tutuklama, işten atma, basına baskı ve diğer tüm baskıların on katı, yüz katı 20 Temmuz darbesiyle yapılmıştır. Bunlar rakamlarla basına yansımıştır. Bu açıdan bir darbeye karşı çıkılacaksa 20 Temmuz darbesine karşı çıkmak gerekir. Bu darbenin tek gerekçesi vardır, o da Türkiye’yi tümüyle faşist bir yapılanmaya kavuşturmaktır. Bu yönüyle 12 Eylül’den kat be kat faşisttir. 12 Eylül’e tüm Türkiye halkı karşı çıktı; daha 4-5 yıl geçmeden 12 Eylül faşizmi lanetlenmeye başlandı. Şimdi de 20 Temmuz darbesinin toplum tarafından lanetlenmesi gerekir. Çünkü hiçbir darbenin yapmadığı tahribatları bu darbe zamanında yapılmıştır. MHP o zaman ‘fikrimiz iktidarda’ derken, bugün kendisi doğrudan iktidardadır. Türkiye’de şu anda tartışmasız bir faşist iktidar vardır.

20 Temmuz faşist darbesi de 12 Eylül fasit darbesi gibi Kürtlerin kökünü kazıma ve tüm demokrasi güçlerini ezme amacındadır. Bu açıdan 12 Eylül faşizminin 2015 versiyonudur. Hatta Kürt halkının mücadelesi 1980 öncesini kat be kat aştığı ve Kürtler bugün demokrasi güçleriyle daha fazla ortaklaştığı için bu darbe 12 Eylül’e nal toplatmaktadır. Tayyip Erdoğan Kenan Evren de kimdir, ben onun gerçekleştiremediğini başaracağım, demektedir. Bu açıdan 20 Temmuz darbesine karşı mücadele 12 Eylül’e karşı mücadelenin kat be katı olmalıdır. 20 Temmuz darbecileri yenilgiye uğratıldığında Türkiye demokratikleşip Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere tüm halklar özgürleşecektir. Sadece Türkiye değil tüm Ortadoğu demokratikleşecektir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika