Sun Express Kürtçe konuşan yolcusunu gözaltına aldırdı!

Diyarbakır-İzmir seferi yapan Sun Express’in uçuş ekibi, bebeklerine emniyet kemeri isteyen ailenin bu talebini reddedip, polisleri uçağa çağırarak anne babayı gözaltına aldırdı.

Sun Express adlı hava yolu şirketinin 16 Ekim 22.35 tarifeli Diyarbakır-İzmir uçuşunda Kürtçe konuşan bir aile uçuş ekibiyle yaşadıkları tartışmanın ardından uçaktan indirilerek gözaltına alındı. İki buçuk yaşındaki çocukları için emniyet kemeri isteyen, ancak taleplerine olumsuz yanıt alan aile, uçağın 1 buçuk saat pistte bekletilmesi sonrası uçağa gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Olaya tepki gösteren diğer yolcular da pilotun, “İnmek isteyenler insin kalkış yapacağız” çıkışına maruz kaldı. Duruma tepki gösteren 2 yolcu daha uçaktan indi. Kürdistan’a yapılan uçak seferlerinde bir çok kez  benzer uygulamalarla karşı karşıya kalan yurttaşlara,  her seferinden hor görülüp dışlanıyor. Ötekileştirilen Kürdistan halkı kendi dillerini kullandıkları için sürekli azarlanıp hostesler tarafından “Bilinmeyen dil konuşuyorsunuz” denilerek Türkçe konuşulmaya zorlanıyor.

BEBEĞE KEMER VERİLMEDİ

Yaşananları anlatan yolculardan Mehtap Alişan, 1 saat rötar yapan uçağa 23.15’te alındıklarını, uçağa alınırken, Kürtçe konuşan yolculara “Hoş geldiniz” denilmediğini ve surat asıldığını aktardı. Uçuş ekibinin yolculara adeta tavır aldığını belirten Alişan, “Kemer kontrolü yapılırken yan tarafımda oturan adının Mehmet olduğunu bildiğim yolcu çocuğu için kemer istedi. Ama hostes yolcuya cevap vermeden gitti. Yolcunun çocuğu ise ağlamaya başladı. Yolcu insanlar rahatsız olmasın diye çocuğunu kucağına aldı. 4 kez çocuk emniyet kemeri isteyen yolcuya en son hostes ‘Vermiyorum’ dedi. Bunun üzerine yolcu, ‘Kaçtır sesleniyorum, bize bakıp cevap bile vermediniz. Bu tavrınız nedir?’ diye sordu. Hostes cevap vermeden yoluna devam etti. Bizler yolcuyu sakinleştirmeye çalışken, aradan 30 dakika geçti ve hala uçak kalkış yapmadı. Tekrar hostes geldi ve ‘Pilot çocuk kemer takmazsa uçağı kaldırmayacak’ dedi. Mağdur kadın ve erkek, ‘Çocuk koltukta oturmuyor sorumluluğu alıyoruz’ dese de hostes, ‘Kabul etmiyoruz’ diyerek mağdur yolcuyla ilgili yasal işlem başlatacaklarını bağırarak dile getirdi” dedi.

GÖZALTINA ALINDILAR

Bebeğin annesinin “Başka firmalarda yolculuk yapıyoruz. Orada böyle katı ve kesin kurallar yoktu. Bize kemer veriliyordu. Bu tavrınızın sebebi nedir?” diye sorduğunu. bunun üzerine hostesin, “Kurallara uymanız lazım” diyerek meseleyi geçiştirdiğini anlatan Alişan, “Bu olaylar yaşanırken bir saat uçakta bekletilmemize rağmen pilot, herhangi bir açıklama yapmadı. Uçakta uzun süre bekletilmemiz üzerine yolcular tepki gösterince, uçuş ekibi, ‘Dışarıda check-in yapan yolcu sayısı uyuşmuyor bu yüzden bekliyoruz’ dedi. Bize bunları söylerken meğerse dışarıda polis çağırılmış ve tutanak tutturuluyormuş yolcu hakkında. Ardından polis uçağa gelerek, hostesle tartışan kadın ve adamı uçaktan indirdi. Onların indirilmesine tepki gösterince, pilot, ‘İsteyenler inebilir’ diyerek, yolcuları tehdit etti. Bunun üzerine iki yolcu duruma tepki göstererek, uçaktan indi. Bu arada saat gece yarısı 00.00 buldu. Bir saat bekletilen uçakta, tekerlekli sandalyeyle getirilen bir kadın, bir şeker hastası, bir yaşın altında 3 çocuk, hamile bir kadın ve 3 ile 10 yaş arasında 7 çocuk bulunuyordu. Uçak uzun süre bekletilmesinin ardından şeker hastası kadın fenalaştı. Bunun üzerine hostes ücretsiz çay ve kahve dağıttı. Meselenin üzerini bu şekilde örtemezler. Hem bizi hem de indirdikleri yolcunun mağduriyetini böyle kapatamazlar. Uçak kalktıktan sonra pilot, rötar sebebinin sanki mağdur yolcuymuş gibi açıklama yapması kabul edilir değildi. Bu tür nefret ve ırkçı söylemlerin normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Aylardır Diyarbakır’a yolculuk yaptığını söyleyen Alişan, “Her seferinde rötar yapan Sun Express bu sefer gerçekten, ‘Ya sev ya terk et’ politikası uyguladı. Kasıt niteliği taşıyan bu mağduriyete sessiz kalmayacağız. Sorumlular hakkında soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulundum” diye ekledi.