Erdoğan-Bahçeli görüşmesinden baskın seçim çıktı!

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ittifak halinde olduğu ırkçı parti MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştükten sonra, erken seçim konusunda anlaştıklarını söyledi ve 24 Haziran tarihini verdi.

Bahçeli’nin erken seçim açıklaması ardından Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifakı Bahçeli ile bir görüşme yaptı. Beştepe’de yapılan görüşme ardından basın karşısına geçen Erdoğan, Bahçeli ile geniş bir yelpazede istişare ettiklerini söyledi.

EFRÎN İŞGALİNİ GEREKÇE GÖSTERDİ

Erdoğan, her fırsatta gerekçe olarak sunduğu gibi yine 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrası gelişmelere dikkat çekti. Erdoğan konuşmasında, Suriye’deki Türk işgal operasyonları ve Irak-Suriye merkezli gelişmeleri gerekçe göstererek, Türkiye’nin “yeni yönetim sistemine geçişinin aciliyet gösterdiğini” savundu.

Bahçeli’nin erken seçim açıklaması konusunda arkadaşları ile birlikte görüş birliğine vardıklarını söyleyen Erdoğan, “Seçim konusunu ülkemizin gündeminden bir an önce çıkarmamız gerek” dedi. Erdoğan, “Seçimlerin 24 haziran 2018 Pazar günü yapılmasına karar verdik” diye ekledi.

BASKIN SEÇİM

Çok sayıda uzman ve siyasetçi erken seçim olacağı yününde tahminlerde bulunmuştu. Henüz hiçbir adayın belirlenmediği bir sırada alınan, erken değil, baskın seçim olarak değerlendiriliyor. Baskın seçim Türk devletin içerde benzeri görülmemiş faşist bir baskı ortamı, ekonomik kriz, komşularla hiç olmadığı kadar kötü ilişkiler ve işgal operasyonları sırasında gündeme geldi.

Normal seçim takvimine göre, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 3 Kasım 2019’da yapılması gerekiyor. Ancak öncesinde aynı yılın Mart ayında belediye seçimleri öngörülüyor. Bu çifte seçimler Erdoğan rejimi için hayati önemde. Fiili olarak tüm kontrolü elinde bulunduran Erdoğan, seçimlerle birlikte, yeni yetkilerle donatılacak. Nisan 2017’e yapılan anayasa referandumundaki tedbirlerin resmi anlamda yürürlüğe girecek.

BAHÇELİ’DEN İTİRAF: 2019’A KADAR DAYANAMAYIZ

Bahçeli Salı günü yaptığı açıklamada Türkiye’nin bir beka sorunu olduğunu itiraf ederek, seçimlerin 26 Ağustos tarihine alınmasını istemişti. Erdoğan’ın ortağı Bahçeli, şu ifadeleri kullanmıştı: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi henüz tam devreye girmedi. Türkiye'nin 3 Kasım 2019'a kadar dayanması kolay değildir. 3 Kasım 2019'u beklemek mümkün değildir. 3 Kasım 2019'a kadar ulaşmak her dakika zorlaşmaktadır. Partimiz mahalli idareler seçimleri hariç geçerli olan Cumhur İttifakı vardır. Türkiye'nin bekası açısından Cumhur İttifakı'nın korunması elzemdir.”

BULDAN: KÜRT TOKADINA HAZIR OLUN

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, erken seçimleri daha önce öngördüklerine dikkat çekti. Buldan, “Ben iki hafta önce burada ne demiştim. AKP-MHP koalisyonu 2019’u bekleyemez demiştim. Bugün Bahçeli’nin açıklamasını da kendi açıklaması olarak kimse görmesin. Devlet Bahçeli bağımsız olarak söylemedi bu sözü. Devlet Bahçeli Erdoğan’dan habersiz böyle bir kararı açıklamaz, açıklayamaz” dedi.

“Peki OHAL devam ederken bir seçim sürecini bu ülke nasıl kaldıracak?” diye soran Buldan, tüm baskılara rağmen “hodri meydan” dedi. Buldan şöyle konuştu: “Çıkardığınız antidemokratik yasalar, seçim yasaları varken bu ülke demokratik bir şekilde nasıl seçime gidecek. Ancak bir karar aldıysanız HDP olarak size hodri meydan diyoruz! Biz seçime de varız.”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Onlar Efrîn türküleri söylemeye devam etsinler. Efrîn'e giderken ‘Osmanlı tokadı atacağız’ dediler ya şimdi onlara buradan cevap veriyoruz: Seçimlerde Kürt tokadı yemeye hazır olun. Öyle bir tokat yiyeceksiniz, Efrîn'e giderken söylediğiniz türküler boğazınıza takılacak. Kürtler size seçimlerde tokat atmaya hazırlanıyor” diye ekledi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de "Türkiye artık bir erken seçim atmosferine girmiştir” ifadelerini kullanmıştı.

DEMİRTAŞ: SONUCU KESİNLİKLE BİZİM TUTUMUMUZ BELİRLEYECEK

Tutuklu HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da avukatları aracılığı ile gönderdiği bir mesajda, "Siyasi yasaklı olsam da olmasam da aday olsam da olmasam da HDP ve şahsım, cumhurbaşkanlığı seçiminde çok iddialıyız ve sonucu kesinlikle bizim tutumumuz belirleyecek. Önce gelişmeleri bir izleyip, adaylık konusunu ondan sonra değerlendireceğiz" dedi.

HANGİ KOŞULLARDA SEÇİM?

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bahçeli arasındaki ittifaktan bu yana Türkiye benzeri görülmemiş bir faşist baskı dönemine girdi. Diktatörlük ve faşizmle tanımlanan bu dönemde katliamlar ve işgaller arttı, içeride tüm muhalif sesler hedeflendi, cezaevlerinin nüfusu 2002’de yaklaşık 60 bin iken, 2017 sonunda 230 binin üzerine çıktı. Yüzlerce gazete, dergi ve sivil toplum örgütünün kapılarına kilit vuruldu. Binlerce aydın, gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve sivil toplum temsilcisi cezaevlerinde bulunuyor. Kürt belediyeleri gasp edildi ve eş başkanları cezaevlerine dolduruldu. Efrîn başta olmak üzere işgal saldırıları hiç olmadığı kadar genişletildi. Irkçılık, milliyetçilik ve kutuplaşmanın hiç olmadığı kadar tırmandırıldığı, adaletin ve medyanın iktidarın denetimine alındığı bir ortamda, adil bir seçim beklenmiyor.