Ehmed: Kürdü inkar Suriye krizini derinleştirir

Federal Alman Meclisi’ndeki konferansta Esad’ın son sözlerine tepki gösteren MSD Eşbaşkanı Ehmed, “Kürdü inkar Suriye krizini daha da derinleştirir” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Sancar ise mültecilerin şantaj aracı olmaktan çıkarılmasını istedi.

Alman Federal Meclisi Sol Parti ve Rosa Lüksemburg Vakfı’nın organizesiyle “Ortadoğu’da Kürt sorununun çözümünde güncel fırsatlar ve perspektifler” isimli konferans öğleden sonra gerçekleşen panel ve sunumlarla devam etti. Özellikle Güney ve Batı Kürdistan’dan temsilcilerin katılımının yoğun olduğu konferansta bölgede yaşanan son gelişmeler çerçevesinde Kürt sorununun nasıl çözülebileceği konusunda tartışmalar yürütüldü.

Konferansın öğleden sonraki bölümünde “Tehlike altındaki öz yönetim ve Esad rejiminin restorasyonu arasında Kuzeydoğu Suriye” isimli bir panel gerçekleşti. TAZ gazetesinden Ronya Othmann’ın modaratörlüğünü yaptığı panelde Suriye Demokratik Konseyi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed ve uluslararası yardım kuruluşu Medico International’den Anita Starosta konuştu. Starosta Rojava Kürdistanı ile Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde yaşanan insani durumu anlatırken, Ehmed ise bölgede yaşanan son gelişmeleri aktardı.

Rojava Kürdistanı’ndaki Kürtlerin durumunun Kürdistan’ın diğer parçalarında yaşayan Kürtlerin durumundan farklı olmadığını belirten Ehmed “Buradaki halkımız da yıllarca sömürge ve asimilasyon politikalarıyla yüz yüze kaldı. Kürtlerin Şam rejimine karşı verdiği direnişten örnekler veren Ehmed, Kürtlerin zorlu imkanlarla özerk yönetimi kurabildiklerini aktardı.

Suriye devlet başkanı Beşar Esat’ın “Ülkemizde Kürt sorunu yoktur” açıklamasına da yanıt veren Ehmed “Bu ifadeler de Kürtlere yönelik devam eden soykırım ve inkar siyasetinin parçasıdır. Bu durum Suriye krizini daha derinleştiriyor. Bu yaklaşımı Girê Spî ve Serêkaniyê’deki işgalden farklı ele alamayız” diye konuştu.

‘TÜRK DEVLETİ DOĞA VE İNSANI YOK EDİYOR’

DAİŞ çeteleriyle mücadelede 15 bin şehit ve 25 bin yaralı verdiklerini hatırlatan Rojava yönetimin MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed, Türk devletinin işgal bölgelerinde insan, doğa ve çevreye verilen zararları anlattı. Kuzey-Doğu Suriye’deki öz yönetimlerinin tanınmasının zamanının geldiğini aktaran Ehmed devamla şöyle konuştu: “Ancak bunun tersi bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye’de Kürtler barış ve ortaya çıkacak çözüm şüphesiz Rojava Kürdistanı’nda da etkileyecek.”

Kürt parti ve örgütleri arasında başlayan birlik çalışmalarını önemli bulduklarını belirten Ehmed “Yakın bir zamanda pratik adımların atılmasını ve birliğin daha da güçlendirilmesini umuyoruz” diye konuştu. Almanya’nın Kürt sorununun çözümünde önemli katkıları olabileceğini belirten Ehmed “Ancak Almanya Türkiye ile ilişkilerinden dolayı çok cesaretli davranmıyor. Fakat unutulmamalı ki Türkiye’nin demokratikleşmesiyle mi güvende olur, yoksa radikal bir islami devlet olmasıyla mı? Almanya’dan beklentimiz sadece mültecilere yardım edilmesi değil, aynı zamanda alt yapının inşasına da yardım edilmesidir” dedi.

ALMANYA’YA ‘GÜVENLİ BÖLGE’ UYARISIE

Ehmed, “Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde demografik yapının yüzde 80’i değişti, bölgede sadece yüzde 20 oranında yerli halk kalmış durumdu. Maalesef bu etnik temizlik bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşti” diye ekledi.

Mültecilerin yerleştirilmesi amacıyla Türk devletinin “güvenli bölge” adı altında hazırladığı plana Almanya’nın destekleyebileceği yönündeki açıklamaları ise Ehmed şu sözlerle değerlendirdi: “Almanya’nın böyle bir plana destek vermesi büyük bir utanç olur.”

DAİŞ’lilerin tutulduğu kampların durumunun hiç de iç açıcı olmadığını aktaran Ehmed “Çetelerin ailelerinin tutulduğu kamplarda çocuklar bu vahşi örgütün fikriyle büyüyor, DAİŞ’lilerin kamplarda yeniden örgütlendiğini görüyoruz. Ayrıca elimizde bulunan çete üyeleri insanlığa ve kadınlara karşı büyük suçlar işlemişler, bunların yargılanıp cezalar alması gerekiyor” diye konuştu. Savaştan kaçan İdlibli mültecilerin durumuna ilişkin yöneltilen bir soruya Ehmed, Kuzey-Doğu Suriye yönetiminin her türlü yardımda bulunmaya hazır olduğunu bildirdi.

Konferansta öğleden sonraki bölümünde düzenlenen bir başka panel “Başarısız Bağımsızlık Girişimi ve Bölgesel Otonomi arasında Güney Kürdistan” başlığıyla yapıldı. Panele Federe Kürdistan Bölgesi Meclisi Başkanvekili Hemin Hawrami ile Bilim ve Politika Vakfı Direktörü Prof. Dr. Volker Perthes konuşmacı olacak katıldı. Her iki katılımcı Güney Kürditan’daki referandum süreci yaşanan gelişmeler çerçevesinde Kürtlerin bölgede en güvenilir partner olduğunu dikkat çektiler. Hawrami konuşma yaptığı sırada bir grup aktivist Güney Kürdistan’da katledilen 8 gazetecinin fotoğraflarını açarak KDP’yi protesto etti.

SANCAR: AÇIK KAPI SİYASETİ UYGULANMALI

Konferansın son oturumu ise “Baskı ve demokrasi mücadelesi arasında Erdoğan Türkiyesi” başlığıyla gerçekleşti. Bu oturumda CHP milletvekili Dr. Sezgin Tanrıkulu, HDP eski milletvekili Ahmet Yıldırım ve Dr. Dilek Kurban Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümü çerçevesinde sunumlar yaptı.

Bu oturumda HDP Eşgenel başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar da bir konuşma yaptı. Eş başkan sıfatıyla yurt dışındaki ilk konuşmasını burada yaptığını ve bundan dolayı gurur duyduğunu ifade eden Sancar, Türkiye ve bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi. “Ortadoğu’nun sorunları Suriye’de berrak bir şekilde karşımızda duruyor. Suriye’de halklar arası barışın sağlanması için elimizden gelen katkıyı sunmaya hazırız” diyen Sancar Ortadoğu’da halkların oluşturacağı barış ve sorunlarının çözümünün laboratuvarının Suriye olduğunu belirtti.

HDP olarak Kürtler arası birlik çalışmalarını önemli bulduklarını bildiren Sancar “Kürtler arası ilişki istikrarlı olarak sürmeli, kendi aralarındaki sorunların çözümünü sağlayacak mekanizmalar oluşturmalı. HDP olarak gerekli katkıyı verdik ve vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Türkiye’nin demokratikleşmesinin Kürt sorunun çözümünün iç içe geçtiğine dikkat çeken Sancar “Türkiye’de bütün sorunların geniş bir demokrasi programıyla çözülebilir. Kürt sorunu çözülmeden demokrasi olmaz, demokrasi olmadan da Kürt sorunu çözülemez” dedi.

Kürdü inkar eden güçlerin Türkiye’deki tek adam rejiminin koalisyonu içinde yer aldığına dikkat çeken Sancar “Biz bu rejime karşı her türlü meşru yolu kullanarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki ilk seçimde bu yönetimi değiştirmek için en geniş demokratik ittifakı oluşturacağız” diye konuştu. Almanya’nın Erdoğan rejimi arasındaki ilişkiyi de değinen HDP Eş Genel Başkanı Sancar şu görüşleri dile getirdi:

“Türkiye ile mülteci anlaşması yapıldığında Alman yetkilileri uyardığımızda bize ‘mülteci akışı durdurulamazsa aşırı sağcılar daha da güçlenecek’ diye kendilerini savundular. Biz de kendilerine tam tersine ‘Verdiğiniz destekle savaş daha da derinleşecek ve daha fazla mülteci akışıyla karşı karşıya kalacaksınız’ dedik, geldiğimiz tablo bizi haklı çıkarmış durumda. Artık Avrupa açık kapı siyaseti uygulanmalı, bütün göçmenler ve mültecilere istedikleri yerde yaşam şartları sağlanmalı. İnsanlığımızı sürdürmek istiyoruz, mültecileri şantaj aracı olmaktan çıkarmalıyız.”