Pandemi krizi kendi eylem biçimlerini yaratıyor

Tüm dünyayı ağır bir şekilde etkileyen koronavirüs pandemisi, isyan duygusu ve yaratıcılığı yok etmedi. Bu kriz dönemi, kendi eylem ve dayanışma biçimlerini ortaya çıkardı.

2019 yılı büyük gösteriler yılı olmuştu ancak Aralık ayında ortaya çıkan Covid-19 pandemisi nedeniyle büyük gösteriler yasaklandı, milyarlarca kişi evlerine kapanmak zorunda kaldı. Ortadoğu’dan Avrupa, Asya ve Latin Amerika’ya kadar, bu yeni durum isyan duygusunu ortadan kaldırmadı.

Pandemi koşullarında eylemciler, seslerini duyurmak ve mücadelelerini ilerletmek için yaratıcı yöntemler geliştirmeye başladı. Evde kalmak eylem yapma önünde sorun oluştursa da, aktivistler ve protestocular alternatif yöntemler yollar aradı.

Örneğin Salı günü Moskova’da evde kalma tedbirinden etkilenen ailelere devlet yardımı talep etmek amacıyla Youtube üzerinde büyük bir online protesto eylemi organize etme kararı alındı. Geçen yılki eylemlere öncülük edenler aynı anda internette yayınlanmak üzere pankart fotoğraflarının gönderilmesi çağrısında bulundu. Bu şekilde bir siber eylem yöntemi geliştirildi.

Son günlerce Zoom isimli uygulama da telekonferans olan asli misyonundan çıkarılarak, sanal eylemlerin adresi haline geldi. Bu yöntem, Polonya’da kürtaj yanlıları tarafından kullanıldı.

Pankartlarla selfiler, Facebook üzerinde yorum dalgaları, milletvekillerine mail gönderilmesi, internet üzerinde dilekçe kampanyaları ile kürtaj hakkının kısıtlanmasına karşı muhalefet sertlik gösterdi.

Çevre hareketinin simgesel ismi Greta Thunberg de, artık kitlesel gösterilerde yer alamıyor. Thunberg, “Uyum sağlamak zorundayız” derken, genç iklim grevcileri #digitalstrike haştagı ile kampanyalar yürütüyor.

Bazıları, koronavirüse rağmen kamusal alanlarda toplanarak eylem yapmayı tercih ediyor. Bunun için de bir yöntem geliştirildi. ABD’de evde kalma uygulamasına karşı otomobiller içerisinde eylem yapılırken, İsrail’de demokrasi yanlısı binlerce kişi Tel Aviv’de maskeli ve iki metre sosyal mesafe kuralına uyarak meydanda toplandı.

Almanya’da eylemcisiz eylem bile gerçekleşti. Frankfurt’taki Römerberg meydanı boş sandalyelerle işgal edildi.

Temel eylem alanlarından biri balkonlar oldu. Balkonlar pandemi sırasında çok boyutlu olarak iş gördü. Kolombiya’da yetkililerden yardım talebiyle pencerelere sessizce kırmızı bulaşık bezleri asıldı. Kosova’da tencere tavalarla protesto eylemleri gerçekleşti. Balkonlara pankartlar asılarak grev çağrıları yapıldı. Kiracılar Avrupa, ABD, Kanada ve daha bir çok ülkede grev çağrılarını internet ortamında ve balkonlarda duyurdu.

1 Mayıs yaklaşırken sendikalar da tüm bu eylem biçimlerinden hareketle bilgisayarlar ve balkonlardan dayanışma işaretleri gönderecek.

Kuşkusuz tüm bu eylem biçimleri, sokaklardaki kitlesel eylemler ve grevlerle aynı vurucu etkiye sahip değil. Protesto eylemlerinin uzun bir süre daha yasaklı kalması beklenirken, sivil toplumun güç dengesinde ağırlığını koyabilmesi için daha etkili ve güçlü eylem biçimleri geliştirmesi gerekecek.

Pandemi, toplumsal, siyasi, ekonomik ve kültürel alanda benzeri görülmemiş sonuçlar ortaya çıkardı. Covid-19 salgını sona erse de etkilerinin uzun bir dönem devam etmesi bekleniyor. Bu krizi fırsat bilen iktidarlar, hem gözetim hem de tahakküm olanaklarını arttırmak ve kalıcılaştırmak için harekete geçti.

Sivil toplumun da hem bugünün koşullarında yaratıcı eylemlerde bulunmaları, hem de pandemi sonrası krizlere güçlü hazırlık yapmaları, hayati bir gereklilik olarak kendisini dayatıyor.