Savaşın yarattığı psikoloji nedeniyle; köprü altında yaşam

Suriye’deki savaştan kaçarak Kuzey Kürdistan’a ardından da İzmir’e giden Reşit ailesi, savaşın yarattığı psikoloji nedeniyle, köprü altında yaşam mücadelesi veriyor.

Suriye’deki savaştan kaçarak Kuzey Kürdistan’a ardından da İzmir’e giden Reşit ailesi, savaşın yarattığı psikoloji nedeniyle, köprü altında yaşam mücadelesi veriyor.

Suriye’deki iç savaştan kaçan 11 kişilik Reşid ailesi İzmir otogarının girişindeki köprü altında yaşam mücadelesi veriyor. Halep’te bir gece yarısı çetelerin saldırısı sonucu evlerini terk edip, sınırda kurulan kamplara sonra da çetelerden en uzak yere gitmeye çalışan Reşid ailesi, Urfa otogarında en uzak yerin İzmir olduğunu öğrenip, buraya geliyor.

ANF’ye konuşan baba Muhammed Reşid, bir gece yarısı silah sesi ve çığlıklarla uyandıklarını söyleyerek, “Zaten sürekli çetelerin geleceği korkusuyla yaşıyorduk. Bir gece uyandığımız da gelmişlerdi ve mahallede katliama başlamışlardı. Komşularımızdan bazılarını kestiklerini gördük. O an yanımıza alabildiğimiz kadar eşyayı alıp çıktık hemen. Bizi koruyan güçlerin yardımıyla sınıra kadar geldik” dedi.

Komşu ve akrabalarından hala haber alamadıklarını ifade eden baba Reşid, çetelerin yaptığı katliamları unutamadıklarını ve onlardan kaçabilecekleri en uzak yere geldiklerini belirtti.

Anne Vadiha Ahmet ise, halen o günleri unutamadığını ve o korkuyla yaşadıklarını anlatarak şunları söyledi: “Komşularımızı kestikleri gün hiç aklımızdan çıkmıyor. Çetelerden uzak olabileceğimiz buraya geldik. Otogardan inip, köprünün altına yerleştik. Burada yaşayanlar bize yatak ve giyecek eşya verdi, yemek ve diğer ihtiyaçlarımızı da onlar karşılıyor.

Çok zor bir hayat; ama çetelere yakın yerlerde yaşayamayacağız. Gelinim hamile ve 4 gündür kanaması var, doktora götüremiyoruz. Ben de şeker hastasıyım, vücudumda yara çıkmaya başladı. Buraya geldiğimiz günden beri ilaçlarımı içemedim. Burada ölsek de çetelere yakın yerlere gitmeyeceğiz, onlar oralara da gelirler. Biz çetelerin uzak olduğu yerde yaşamak istiyoruz.”