Özkal: Her yerde Kürtçe konuşmalıyız

Kurdî Der Amed Eş Başkanı Hacı Özkal, konuşulmayan dilin unutulacağını hatırlatarak Kürtçe’nin yaşamın her alanında kullanılmasının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

Cumhuriyet tarihinden bu yana sürekli asimilasyon politikalarına maruz kalan Kürt dili devletin tüm uğraşlarına rağmen varlığını sürdürdüğüne dikkat çeken Kurdî Der Amed Eş başkanı Hacı Özkal, anadilde eğitimin insani bir hak olduğunu söyledi.

Hint Avrupa dil ailesinde yer alan ve dünyanın en eski dillerinden biri olan Kürtçe tarihte birçok medeniyet tarafından kullanıldığı gibi Mezopotamya’dan Kafkaslara uzanan geniş bir coğrafyaya da yayılmıştır. Mezopotamya’nın kadim dillerinden biri olan Kürtçe; Kurmancî, Kirmanckî, Soranî ve Goranî olmak üzere dört ana lehçeye ve zengin bir kelime haznesine sahip olduğundan aynı coğrafyada kullanılan dilleri de etkileyip bu dillere birçok kelime kazandırmış olmasına rağmen Kirmanckî lehçesi UNESCO’nun unutulmaya yüz tutmuş diller listesinde yer almakta.

Kadim bir dil olan Kürtçe’nin zengin bir kelime haznesine sahip olmasına rağmen eğitim dili haline gelememesi ve devlet politikaları nedeni ile unutulmaya yüz tutmasının kabul edilemez olduğunu belirten Kurdî Der Amed Eş başkanı Hacı Özkal, “Kürt dili farklı devletlerin sınırları içerisinde yer alıp herhangi bir şekilde eğitim dili olarak kabul edilmediğinden gün geçtikçe bozulma ve unutulma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Halbuki Cumhuriyetin ilk yıllarına gidip 1921 Anayasasını incelediğimizde başta Kürtçe olmak üzere farklı dillerde eğitim hakkı tanınmasına rağmen 1924 ve sonrasında düzenlenen anayasalarda tek dil mantığı ile hareket edildiği için asimilasyon politikaları uygulanmaya başlanmıştır” dedi.

ANADİLİMİZ HAYATIN HER ALANINDA OLMALI!

“Çok konuş, Türkçe konuş” şiarıyla özellikle şehirlerin asimilasyon merkezleri haline getirildiğine dikkat çeken Özkal, “Kürtlerin kökenlerinin tarihe dayanması ve zengin bir kültüre sahip olamalarından kaynaklı asimilasyon çabalarının birçok yerde boşa çıktığını söyleyebiliriz ancak bu durum bizde bir rahatlamaya ve gevşemeye sebep olamamalı çünkü bu politikalar her geçen gün daha da ağırlaştırılıp karşımıza çıkarılıyor. Özellikle dil konusunda ciddi bir hassasiyete sahip olmalıyız çünkü diller de hava ve su gibi doğal bir şey. Her dil doğar, gelişir ve kullanılmazsa bir gün yok olur. O nedenle, sadece evde değil; dağda, köyde, şehirde, araçta, okulda, uçakta, iş yerinde ve aklınıza gelebilecek her yerde Kürtçe konuşmalıyız” şeklinde konuştu.

Anadilde eğitim hakkı için sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Özkal, şöyle devam etti: “Başurê Kürdistan’da Kürtler özerk bir statüye sahip oldukları için dil konusunda herhangi bir sorun yok. Rojava yine yeni getirilen kanton sistemi ile anadilde eğitimin alt yapısını oluşturmaya çalışıyor. Rojhılat’ta sadece akademik düzeyde bir serbesti söz konusu. Türkiye’de ise son yıllarda üniversitelerde yasal bir alt yapı olmaksızın Kürtçe kürsülerin açılması sağlanmasına rağmen yeterli gelmedi çünkü asıl olan bir çocuğun doğduğu andan ölümüne kadar yaşamını kendi dilinde sürdürmektir.”

ÇALIŞMALAR YETERLİ DEĞİL!

Kurdî Der’in dil alanında yürüttüğü çalışmalara ilişkin bilgi veren Özkal, “Kurum olarak Kürt dilini araştırıp geliştirerek kurslar yoluyla isteyen kişilere eğitiminin verilmesini sağlıyoruz. Bu çerçevede bugüne kadar ders verecek 900 öğretmen mezun ettik ve bu 900 kişiden 200’ü Kürt dili ve folklorüne ilişkin gerçekleştirdiğimiz çalışmalara katılıp yine gönüllü eğitim vermektedirler. Bunların dışında Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Fokloran Kurdî isimli bir dergi yayımlıyoruz. Bu dergide ata sözünden tutun hikaye ve masala varıncaya kadar edebi eserlere yer veriyoruz. Yine müzik, resim, okuma ve yazmaya ilişkin Kürtçe kitapların basımını yapıyoruz. Öte yandan sadece Amed’de değil diğer şehirler ve ilçelerde de şubeler açıyoruz. Resmiyetteki şube sayısı 36 olmasına rağmen yeni şubelerin açılması için taleplerde bulunuluyor. Kuşkusuz söz konusu çalışmalar Kürtçe’nin yaşatılması için yeterli değildir ancak gereklidir” cümlelerini kullandı.

Son olarak anadilde eğitim hakkının sağlanması için demokratik kesimlere ve halklara çağrıda bulunan Özkal, “Göz bizim değilse görüşte bizim değildir. Başkasının dili ile yaşamak ahlaki ve vicdani değildir. O nedenle ana dilde eğitim hakkı için sonuna kadar mücadele etmeliyiz” dedi.

...