GÖRÜNTÜLÜ

Zagros: Rojava halkı direnecektir

KONGRA GEL Eş Başkanı Hacer Zagros, Rojava halkının sömürgeciliğe karşı direnişçi ruhunu ortaya koyduğunu ve hiç kimsenin halkların birliğini yıkmaya gücünün yetmeyeceğini belirtti.

KONGRA GEL Eş Başkanı Hacer Zagros, Efrîn Kantonu ve Şehba bölgesine yönelik saldırıları ANF’ye değerlendirdi.

Ortadoğu’nun tarihi bir süreçten geçtiğini belirten Zagros “Bulunduğumuz durum üçüncü dünya savaşıdır. 20. yüzyılda başlayan bu savaşın merkezi de Kürdistan’dır. Üçüncü dünya savaşı demokrasi güçleri ile demokrasi karşıtı sömürgeci devlet zihniyeti arasında yaşanmaktadır.

Bundan ötürü, Rojava Devrimi’nin inşası ile birlikte bütün dengeler alt üst olmuştur. Bu da Ortadoğu’da yeni bir savaşın başlangıcı için zemin olmuştur. Kürt güçleri aktif bir aktör olarak bu savaşta yerlerini almışlardır. Kürtler karşısında ise bütün kapitalist uluslararası güçler yer almaktadır. Global güçler büyük bir korku içindedirler ve sistemlerini devamını sağlamak ve ömrünü uzatmak için yoğun bir çaba içindeler” diye konuştu.

‘TÜRK DEVLETİ ROJAVA’DAKİ KAZANIMLARI HEDEFLEMEKTEDİR’

Türk devletinin 21. yüzyılda ırkçı, ulusçu ve sömürgeci bir köprü rolünü Ortadoğu’da oynamak için bir çaba içinde olduğuna dikkat çeken Zagros şöyle konuştu: “Rojava devrimi, Türk devletinin kabusu durumuna gelmiştir. Kendilerini büyük bir tehlikenin içinde görüyorlar. Türk devletinin tek isteği Rojava Devrimi ile elde edilen kazanımları ortadan kaldırmaktır. Bunanla Kürt halkının iradesini kırmak istemektedir. Kürtlere karşı ırkçılık yapmaktadır. Özelikle Efrîn Kantonu ve Şehba bölgesi üzerindeki saldırılarını yoğunlaştırmış durumdalar. Türk devleti, bugün yine Osmanlı’nın sömürgeci zihniyetini yeniden yaşatmak için çabalamaktadır. Turanizm zihniyetinin son 500 yıldır hedeflediği Ortadoğu’yu ele geçirme çabalarını bugün Kürdistan’ın tümünü işgal etme çabaları ile yerine getirmek istiyorlar. Aynı zihniyet bugünkü siyaseti de yönlendirmektedir. Türk devleti tarihte sömürgeci güçler ile yaptıkları anlaşmaları Kürdistan nezdinde yenileme ve tekrarlama çabasındadır. Hepimiz iyi biliyoruz ki 1926’da Ankara’da yapılan antlaşma ile birlikte Kürtlerin statüsüzlüğü ve Musul’un İngilizlere verilmesi üzerine yapılmıştır. Misaki-Milli’ye göre davranılmamış çünkü Kürdistan’da Kürt halkını yok etme savaşı yürütülüyordu. Kürt halkına karşı yapılan katliamlara ve sömürüye sesiz kalınması için Musul İngilizlere peşkeş çekilmiştir.”

‘TÜRK DEVLETİ EN ZAYIF ANINI YAŞAMAKTADIR’

Türk devletinin Rojava’ya yönelik sömürgeci ve işgalci saldırılarına dikkat çeken KONGRA GEL Eş Başkanı Hacer Zagros uluslararası güçlerin sessiz kaldığını belirtti. Bugün yine Ankara antlaşmasının güncellenmesi çabasında olduklarını belirten Zagros, Kürtlerin eski Kürtler olmadığını Türk devleti ve uluslararası güçlerin bilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Türk devletinin en zayıf anını yaşadığını belirten Zagros, “Türk devleti büyük bir psikolojik savaş ile bölge ülkeleri üzerinde bir etki yaratma ve uluslararası güçlere gözdağı verme çabasında. Türk devleti Ortadoğu’da yaşayan Kürt, Arap ve bütün öteki halklara karşı vahşice bir şekilde siyaset yürütmekte ve intikam almak istemektedir. Türk devleti sömürgeci kirli bir zihniyete sahiptir. Bütün kamuoyunu yanıltma çabası içindedir. ‘Sınır güvenliği’ ve ‘Terör sorunu’ sözleri kandırmacadır ve sadece hikayedir. Kimseyi kandıramazlar. Şimdi Kürt topraklarını işgal etme çabasındadır. Bütün bölge güçleri bunu iyi görmelidirler. Irak devleti ve Suriye devleti de bunu görebilmelidir. Tabi halkımız da bu işgalci ve sömürgeci zihniyeti iyi bilmelidir. Çünkü bugün Rojava halkımız kendi çözümünü kendisi yaratmaktadır. Demokratik ulus modeli çerçevesinde bugün bütün farklılıklar yönetim içinde yer bulmaktadırlar. Askeri güçlerini örgütlemekte ve sistemlerini inşa etmektedirler. Bu artık demokratik Suriye’yi oluşturmaktadır. Türk devleti de zihniyetinde ısrarı sürdürmekte ve başka hiç bir farklı kimliği kabul etmemektedir. Onun içinde vahşice saldırılarını yükseltmektedir. Rojava topraklarını bombalamakta ve tanklarını Rojava topraklarına göndermektedir. Saldırıda bulunduğu bölgede hiçbir DAİŞ çetesi bulunmamakta ve terör örgütü yer almamaktadır. O bölgede sadece bölge halkı yaşamaktadır. Ceyş El Siwar ve QSD güçleri vardır. Kendi öz savunmaları ve halkını korumanın çabası içindedirler” dedi.

‘TÜRKİYE VE DAİŞ ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR, İKİSİ DE AYNIDIR’

Bölgedeki halkların işgalci ve sömürgeci Türk devletinin siyasetine karşı birlik olmaları gerektiğini vurgulayan Zagros ayrıca birlikte mücadele etmenin önemine de vurgu yaptı.

Mücadelenin büyütülmesi için çağrıda bulunan Zagros şöyle konuştu: “Direnişinizi ve birliğinizi güçlendirin. Türk devleti özelikle son 4 yıldır kirli bir siyaset ile Rojava Devrimine karşı saldırılarını sürdürmektedir. DAİŞ’i Rojava topraklarına gönderin Türk devletinin kendisidir. Türk devleti ve DAİŞ arasında hiç bir fark yoktur. Rojava devriminde Efrîn Kantonu ile Kobanê Kantonunu birleştirme derecesine gelinmiştir. Onun için de Türk devleti özelikle Efrîn Kantonuna saldırmaktadır. Burada tek bir amaçları vardır. Efrîn Kantonu ile Kobanê Kontonunun birleşmesini istemiyorlar. Efrîn Kantonundaki halk sistemini inşa etmiştir ve en uygun ve ileri model ile yaşamını inşa etmeye devam etmektedir. Bütün bunları 4 yılık yoğun ambargo ve dört bir yanının sarılmış olmasına rağmen yapmaktadır. Efrîn halkı mücadeleci ve gereken duruşu sergilemiştir. Şengal halkı, Şengal ve Kobanê örneğini görmektedir. Türk devleti Bakur Kürdistanı’nda şehirleri yıkmaktadır ve katliamlar gerçekleştirmektedir. Bugün de aynısını Efrîn Kantonunda uygulamak istiyor.

‘BÜYÜK ZAFERE ULAŞMAK İÇİN SON SAVAŞ YAPILIYOR’

DAİŞ Kobanê kantonuna saldırdığında, o zaman Erdoğan ‘Kobanê bitmek üzere, sıra Efrîn ve Cizîr’e de gelecek’ demişti. Kobanê, Şengal’de başarıya ulaşamadığı için bugün vahşice bir şekilde Rojava Kürdistanı’nı bombalamakta ve sivil insanları öldürmektedir. Efrîn halkı bunu iyi bilmelidir. Zafer için son savaş yapılmaktadır. Bu savaşta siz, faşist Türk devletine gereken dersi vermelisiniz. Ben kadın, genç ve bütün Efrîn halkına; topraklarınızı işgalci Türk devletine karşı koruyun, Arin Mirxan’ın ruhu ile Slav’ın ruhu ile bugün mücadele vermesi çağrısında bulunuyor. Çünkü bizler tarihi günlerden geçmekteyiz.

Arap halkından olan Aziz hevalin ruhu ile bugün biz kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz. Efrîn’de yaşayan bütün halklar birliklerini savunmalıdırlar. Halkların gücü karşısında hiçbir gücün zafere ulaşamayacağını bir kez daha göstermeliyiz. Halkların birliği olan yerde, halkların zaferi de olur.”