GÖRÜNTÜLÜ

YPG’ye sığınan asker yaşadıklarını anlattı

Suriye ordusundan firar eden asker, sivil insanlara çok iyi yaklaştığı ve tüm Suriye halkını koruduğu için YPG’ye sığınmaya karar verdiğini ifade etti.

Gördüğü ağır işkence ve kaba dayağa maruz kaldıktan sonra Hesekê’de rejim ordusundan kaçarak YPG’ye sığınan Ahmed Hesen Rauç, 2 yıl 4 ay ordu saflarında zorla tutulduğunu belirtti. Rauç, “Asker insan gibi değil. Kötü söz ve davranışlarla insanları aşağılayarak hiçleştiriyorlar. Ordu içinde ne kadar paran var, ne kadar komutana yedirirsen o kadar değerin var” diye konuştu.

Rauç, Baas rejiminin ordusunda farklılıklar ve ayrımın en üst düzeyde olduğunu belirtti. Hesekê savaşı çıktığında ordunun rastgele top ve tank atışları ile şehri vurmasına karşı olduğunu, ailesinin de içinde bulunduğu sivillerin yaşamının tehlike altında olduğu bilmesine rağmen elinden bir şey gelmediğini anlatan Rauç, “Rejimin bu topraklardaki insanları koruyacak güç ve güveni kalmamıştır” diye konuştu.

Rejim ordusu içinde gördüğü ayrım ve maruz kaldığı işkencelerden sonra YPG'ye sığınan Ahmed Hesen Rauç, “Yaşadığım bu kadar şeyden sonra Rojava asayişine girip evimi, şehrimi ve halkımı korumak istiyorum” dedi.

‘YPG’DE İNSAN OLDUĞUNU HİSSEDİYORSUN’

Birçok defa üstleri tarafından kaba dayak ve işkenceye maruz kalan, yine en son "nöbete geç kalktın" denilerek kaba dayağa maruz kalan ve vücudunda çürükler oluşan Rauç, şunları aktardı:

“Suriye ordusu içinde askerlerin bir değeri, kıymeti yoktur. Komutanlar askerleri, askerler de sıradan insanları basit olarak görüyorlar. Komuta kademesinde herkes kendi menfaatini düşünüyor. Eğer baban zengin ise ve sen komutanlarına bol para dağıtırsan sana her türlü imkanı veriyorlar.

Asker savaşta, nöbette, toz toprak içinde olmasına rağmen, komutanlarına para verenler evlerinde rahat içinde günlerini geçiriyor. Onun için rejim ordusu içerisinde adaletsiz bir sistem var. Askerler kendi vatanını korumak isterse de bu adaletsizlik ve baskıdan dolayı birçok asker kaçıyor. Birçok asker de kaçmanın yollarını arıyor.”

Rauç, Rejim komutanları ile YPG komutanları arasında kıyaslama bile yapılamayacağını vurgulayarak, "Bu yaklaşımı gördüğü için birçok arkadaşım eskiden Suriye ordusunda olmalarına rağmen ayrılıp, şimdi YPG saflarında yer alıyorlar. YPG, felsefesinden dolayı insanları seviyor, kıymet veriyor. İnsan YPG içerisinde değer görüyor ve insan olduğunu hissediyor. Ben de bunu kendi gözlerimle gördüğüm için orduyu terk ederek YPG’ye geldim" şeklinde konuştu.

‘HESEKÊ HALKI BİRLİKTE YAŞAMAKTAN YANA’

Kendisinin Hesekê’nin Xweran semtinden olduğunu ve ailesinin uzun bir zamandır burada ikamet ettiğini ifade eden Rauç, “Hesekê halkı Kürdü, Arabı, Süryani-Asurisi ile birlikte yaşamak istiyor. Bu birlikteliği bozan rejimin milliyetçi yaklaşımlarıdır” diye konuştu. 16 Ağustos’taki çatışmaların rejim ve ona bağlı güçlerin provokasyonlarından çıktığını savunan Rauç şöyle devam etti:

"Suriye ordusu Hesekê’de halkların birlikte yaşam hassasiyetlerini gözetmeden, şehri ağır silahlarla vurdu. Bu tüm Hesekê halkına zarar verdi. Ben rejimin kullandığı tank ve toplara karşıydım. Atılan toplar hedef seçilmeden rastgele atılıyordu, muhtemel o güllelerden biri, evime, babamın evine ya da başka sivil insanların evlerini vurabilirdi. Kaldı ki, şehit düşenler suçsuz sivil insanlardı. Zaten o savaşı yürütenlerin bir kısmının yabancılar olduğunu gördük.

Hesekê halkından olmama rağmen ordunun Hesekê halkına verdiği bir şey olmadı. Geçen yıl çeteler geldiğinde ordu kırıldı, geri çekildi ve Hesekê’yi çetelere teslim etti. Şehri koruyan ve çetelerden temizleyen yine YPG oldu. 50 yıldır ailemiz Hesekê’de oturuyor. Devlet Hesekê’yi korumadığı halde, provokasyonlarla sürekli savaş çıkarmaya çalışıyor. Bu provokasyonlar birçok askeri rahatsız ediyor. Hesekê halkı sürekli birlikte yaşamak istiyor. Ama devlet Hesekê çocukları arasında savaş ve çatışma çıkarmak istiyor.

'YPG BİZİ RAHATLATTI'

YPG savaş sahasında kalan insanları kurtarıp, onları güvenli alanlara götürdüğünde biraz rahatladık. Savaş başladığında şehir içindeydim. Biz asker olmamıza rağmen şehrin rastgele bombalanması bizi çok fazla rahatsız etti. Bir süre sonra zaten ordu kırıldı, teslim olmalar yaşandı. YPG güçleri bizleri de çembere almıştı. Savaş devam etseydi asker daha fazla YPG’ye teslim olacaktı.

Ateşkes olmuştu, biz de bir haftaya kadar çemberde hareket etmeden durmak zorunda kaldık. Ailem ile bağlantıya geçtim, ailem bana, ‘Xweran tarafına gelme, YPG buraların denetimini ele geçirdi. Seni de yakalar’ dedi. Ailem bana para vb. ihtiyaçları yolladı. Daha sonra YPG’nin bize açmış olduğu yoldan Kevke'ye geçtik. YPG halkların kardeşliği ve özgürlüğü için savaşıyor. İnsanlara iyi yaklaşıyor, sivil insanları kurtarmak için canlarını feda ettiklerini gördük. Rejim içindeki komutan ve asker ayrımı, yoktur. Herkes aynı ve eşittir.”

'ORDU BAZILARINI 5 YILDIR ASKERDE ALIKOYUYOR'

Rejim ordusu içinde milliyetçilik ve mezhepçilik üzerine yaklaşımlar olduğunu ve askerin zorla tutulduğunu anlatan Rauç, Arap olmasına rağmen kendisi ve Humus'tan gelen bir asker arasında büyük farklar olduğunu ifade etti. Ahmed Hesen Rauç, devamla şunları kaydetti:

“Komutanların kendisine yakın buldukları, güvendikleri bir kesim var. Gerisi onlar için birer araçtır. Kaybolması, ölmesi çok sorun yok. Mesela ben Arap olmama rağmen Humus ve Şam gibi yerlerden gelen ile aramızda çok büyük bir fark konuluyor. Onları daha fazla koruyor, onlara daha fazla hak tanıyorlar. Bizim gibi sıradan halk çocukları daha çok eziliyorlar. Onun hakları olan binim için yasak, yani onun yaptıklarını yapmaya kalkarsam belki hayatım ile cezasını öderim.

'EVİMİ VE ŞEHRİMİ KORUMAK İÇİN YPG'DE YER ALMAK İSTİYORUM'

Bazıları ordu içine ayak basmadığı halde askerliğini yapmış gözüküyor. Bazıları fakir oldukları için ordu içinde esir olarak tutuluyor. Geldiğim yerde Hesekê’nin Maxrum semtinden birine rejim 5 yıldır askerlik yaptırıyor. Bunun gibi yüzlerce insan var zor ve korsanca askerlikte tutuluyor. Bu insanların ne bir belgesi, ne bir yardımı ne de ne zaman biteceğine dair bir süresi var. Bu insanların aileleri devletin denetimdeki alanlarda olduğu için onlar da mecburi olarak askerlik yapıyorlar. Ordu sivilleri potansiyel suçlu gibi görüyor. Basit bir şey bile bulup insanları zindana koymaya çalışıyorlar. Böyle yaparlarsa insanlardan daha çok rüşvet ve çıkar elde edeceklerini düşünüyorlar. Yaşadığım bu kadar şeyden sonra Rojava asayişine girip, evimi, şehrimi korumak istiyorum.”

...