Vicdani Ret Derneği: Katliamın parçası olmayın

Vicdani Ret Derneği, AKP ve Türk devletinin Kürt halkına karşı başlattığı kirli savaş ve katliam saldırılarına karşı askerdekileri silah bırakmaya, askere çağrılanların ise vicdani retlerini açıklayarak katliamların bir parçası olmamaya çağırdı.

Vicdani Ret Derneği, AKP ve Türk devletinin Kürt halkına karşı başlattığı kirli savaş ve katliam saldırılarına karşı askerdekileri silah bırakmaya, askere çağrılanların ise vicdani retlerini açıklayarak katliamların bir parçası olmamaya çağırdı. 

Vicdani Ret Derneği, operasyonlara ve sokağa çıkma yasaklarına karşı bir bildiri kaleme aldı. “Bizler her türlü savaşın, çatışmanın ve ordunun karşısında olan vicdani retçiler. Askere çağrılan gençleri vicdani ret haklarını kullanmaya ve orduya katılmamaya çağırıyoruz" denilen bildiride "Ölmeyi ve öldürmeyi reddetmenin bir insan hakkı olduğunu ve hali hazırda asker olan kişilerin de bu haktan yararlanabileceğini bir kez daha vurgulayarak, şu anda zorunlu askerlik hizmetini sürdürmekte olan herkesi, ölmeyi ve öldürmeyi reddetmeye, hukuk dışı hiçbir emri yerine getirmemeye, bu katliamların bir parçası olmamak için birliklerini terk etmeye ve silah bırakmaya çağırıyoruz” diye belirtildi.

Vicdanı Ret Derneği'nin sürece ilişkin yayımladığı bildiri şunlara yer verildi; “İçinde bulunduğumuz savaş koşullarında artık kimse hatırlamıyor olsa dahi, devlet ile PKK arasında 2013 yılı Newroz’unda başlayan ve yaklaşık 2 yıldan uzun süren bir çatışmasızlık halinin yaşandığını unutmamak gerekir. Bugün nerede ise iç savaşa dönüşen yüzlerce sivilin katledilmesi bir süreç yaşanıyor. Bu çatışma sürecinin ardından, 2015 yılı Haziran genel seçimleri öncesinde cumhurbaşkanı sıfatıyla meydanlarda seçim mitingleri yapan Erdoğan, '400’ü verin bu iş huzur içinde çözülsün' derken; HDP ise aynı süreçte 'seni başkan yaptırmayacağız' sloganıyla kampanya yürüttü. 7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan tabloda tek başına iktidar olamayan AKP, elinde bulundurduğu geçici hükümetle, iki seçim arası ülkeyi bambaşka bir atmosfere sürükledi. Siyasi baskı, devlet terörü ve nihayet savaş.”

Yine aynı bildiri de "sokağa çıkma yasakları"nın olduğu bölgelerde ihlaller şu şekilde dillendirildi:

* Halkın yaşamını ve sağlığını tehlikeye atacak şekilde, bir çatışma başlatamaz, böylesi bir çatışmanın tarafı olamaz.

* Basının çatışma bölgesine erişimini ve burada görevlerini yapmasını engelleyemez, halkın iletişim ve haber alma hakkını kısıtlayamaz.

* Halkın içme suyu ve gıda gibi yaşam malzemelerine, sağlık hizmetine, su ve elektrik gibi hizmetlere erişimini hiçbir koşulda engelleyemez.

* Silahlı militanlara dahi, yakalama amacını aşarak, doğrudan öldürme kastıyla operasyon yapamaz.

* Silahlı militan olsalar dahi, yaralı insanlara sağlık hizmeti götürülmesini engelleyemez, hele hele yaralıların bulunduğu yerlere operasyon yaparak infaz yapamaz.”

Devletin Anayasa, yasalar ve imzaladığı uluslararası sözleşmelere bağlı ve bu düzenlemeleri ihlal etme inisiyatifinin olmadığı kaydedilen bildiri de Vicdani Ret Derneği, devleti derhal, en azından kendi hukukuna uymaya çağırıyoruz denildi. 

Vicdani Ret Derneği yayımladığı bildiride Türk devletine dair taleplerini de şöyle sıraladı:

* Sokağa çıkma yasakları derhal kaldırmalı ve şehirlerdeki operasyonlar derhal durdurulmalıdır.

* Sadece ve sadece “öldürme” amaçlı yürütülen operasyon mantığı koşulsuz olarak terk edilmelidir.

* Basının önündeki engeller kaldırılmalı, bölge halkının tahrip edilen iletişim kanalları açılmalıdır.

* Halkın gıda ve sağlık hizmetine erişimi önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.

* Sivil-militan ayrımı yapılmaksızın, bütün yaralı ve hastaların sağlık hizmetine erişimi önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.

* Bölgedeki kimi ilçelerin ve il merkezlerinin boşaltılması ve başka yerlere taşınması uygulamasına derhal son verilmelidir.

Bildirinin devamında şu açıklamalara yer verilerek çağrıda bulunuldu: "Biz vicdani retçiler her türlü savaşın, çatışmanın ve ordunun karşısındayız. Askere çağrılan gençleri vicdani ret haklarını kullanmaya ve orduya katılmamaya çağırıyoruz. Ölmeyi ve öldürmeyi reddetmenin bir insan hakkı olduğunu ve hali hazırda asker olan kişilerin de bu haktan yararlanabileceğini bir kez daha vurgulayarak, şu anda zorunlu askerlik hizmetini sürdürmekte olan herkesi, ölmeyi ve öldürmeyi reddetmeye, hukuk dışı hiçbir emri yerine getirmemeye, bu katliamların bir parçası olmamak için birliklerini terk etmeye ve silah bırakmaya çağırıyoruz.”