Vergiat: Avrupalılar mülteci şantajı karşısında diz çökmemeli

Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi ve Kürt Dostluk Grubu Eşbaşkanı Marie-Christine Vergiat, Avrupa ülkelerinin Kürtlere yönelik katliamlara sessiz kalmasını sert bir dille eleştirdi.

Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi ve Kürt Dostluk Grubu Eşbaşkanı Marie-Christine Vergiat, Avrupa ülkelerinin Kürtlere yönelik katliamlara sessiz kalmasını sert bir dille eleştirdi. Türkiye’nin savaş metotlarına dahi saygı göstermediğini söyleyen Vergiat, Avrupalı liderlerin Türkiye’nin mülteci şantajı karşısında diz çökmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı. 

Le Taurillion sitesinde yazan Vergiat, Kürtlerin haklarının Avrupalı ülkeler tarafından yok görülmesiyle başlayan süreci kısaca değerlendirdi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde Kürtlerin devlet olma hakkının tanındığı Sevr Antlaşması’nın uygulanmamasıyla Kürtlerin kurban edildiğini söyleyen Vergiat, o tarihten bu yana Kürtlerin baskı ve zulümlere maruz kaldığını hatırlattı.

Bu zulmün sonucu olarak 70’li yılların sonunda PKK’nin kurulduğunu ve 12 Eylül askeri darbesi sonrasında silahlı mücadelenin başladığını kaydeden Vergiat, 90’lı yıllarda yaşanan katliam ve yıkıma dikkat çekti. AKP’nin 2002 yılında iktidara geldiğinde haklarını tanıyacağına inandığı AKP’yi desteklediğini belirten Vergiat, 7 Haziran seçimleriyle birlikte aralıklarla da olsa süren barış süreçlerinin sona erdiğini vurguladı.

Marie-Christine Vergiat, yazısını şöyle devam ettirdi: “TBMM’de çoğunluğu kaybeden Recep Erdoğan, başkanlık rüyasının kaybolduğunu gördü. Abdullah Öcalan’ın Nisan 2015’ten bu yana tecritte olduğu bir dönemde Temmuz ayında 3 askerin ölümünü bahane eden Türk Cumhurbaşkanı, Kürtlere karşı görülmemiş bir baskı dalgasını hayata geçirdi. Kasım ayındaki seçimler bu durumu daha da ağırlaştırdı.

SAVAŞTAKİ METOTLARA BİLE SAYGI GÖSTERİLMİYOR

Bugün gelinen noktada bilanço oldukça ağır: “Temmuz 2015’ten bu yana 87’si kadın, 98’si küçük yaştaki çocuk olmak üzere 768 sivil katledildi. Bu çocukların terörist olduğuna nasıl inanabiliriz? Türk otoritelerinin uyguladığı metotlar savaş metotları ki, başta çatışma bölgelerindeki ölü ve yaralıların çıkarılması olmak üzere savaştaki metotlara bile saygı gösterilmiyor.

‘TÜRKİYE’NİN MÜLTECİ ŞANTAJI İŞE YARADI’

Mülteci sorununa saplanmış önde gelen Avrupa Birliği liderleri sessiz bir suçluluk içindeler. Evet, 850 bin kadar mülteci duyulmamış düzeyde riskler alarak Türkiye kıyılarından Akdeniz’i aşarak Yunanistan’a ulaştılar. Nasıl oluyorda Türk sahil güvenlik birimleri hiçbir şey göremediler ve insan kaçakçılarına göz yumdular?

İşin aslı, Türk otoriteleri bunun üzerinden Avrupalı yöneticiler üzerinde ideal bir şantaj imkanı buldular. Mülteciler konusundaki uluslararası hukuk ile Avrupa hukukuyla alay eden Avrupa Birliği’yle Türkiye arasındaki anlaşmanın da gösterdiği üzere bu şantaj işe yaradı.

AP ROLÜNÜ OYNAYACAKTIR

Bizlerin artık bu sessizlik duvarını yıkmamız, Türkiye’nin güneydoğusunda yaşananları ve başta gazeteciler ile akadamisyenler olmak üzere bu uygulamalara karşı çıkanlara yapılan baskıları kabul etmemeliyiz. Avrupa Parlamentosu bu alandaki rolünü oynayacaktır. Kürtlerin burada çokça dostları var.”