Van halkı kayyum atamasını kabul etmeyecek

Van’da bulunan STK temsilcileri belediyelere kayyum atanmasına ilişkin yasa değişikliği tasarısına tepki göstererek, uygulamanın 12 Eylül darbe uygulaması olduğunu ve buna karşı demokratik tepkilerini ortaya koyacaklarını söyledi.

Van’da yüzde 70 ve yüzde 90 oyla seçimleri kazanmış olan Belediyeler hükümetin kayyum tehdidi altında. Halkın büyük desteğiyle iş başına gelmiş DBP’li Belediyeler kayyum atanmasına ilişkin AKP hükümetinden sert açıklamalar gelirken, Van’da faaliyet yürüten STK’lar uygulamanın bir darbe uygulaması olduğuna dikkat çekti.

Bölgede yaşanan olaylardan sonra Doğu ve Güneydoğu’da bulunan il ve ilçelere kayyum atanacağı Başbakan tarafından ilk sinyalleri daha önce verilmişti. İçişleri Bakanlığı’nın, HDP’li belediyelere yönelik soruşturması sürürken geçtiğimizde günlerde Başbakan Binali Yıldırım, “Devletten parayı alacaksınız yol, park, kanalizasyon yapmak için, bu kaynakları çeşitli yollarla terör örgütüne aktaracaksınız. Yemezler! En kısa sürede verdiği kaynakları millet için kullanmayan bu yerel yöneticilerden bunun hesabını soracağız, burunlarından fitil fitil getireceğiz” şeklindeki açıklamasından sonra DBP’li belediyelere kayyum atama tartışması siyaset gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Hükümet yetkililerinin açıklamalarının ardından sonra sosyal medya üzerinden kayyum atanacak belediyeler açıklanmıştı. Açıklanan belediyeler arasında Van’da bulunan İpekyolu, Erciş, Edremit ve Özalp belediyelerin adları geçiyor.

‘HÜKÜMET HALKIN İRADESİNE DARBE VURMAK İSTİYOR’

Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) üyesi Avukat Cemal Demir, bölgede güç, iktidar ve itibar kaybeden hükümetin tümüyle meşruiyetini yitirdiğinden dolayı bir çıkış yolu olarak halkın iradesine darbe vurma arayışına girdiğini belirterek, “Kayyum ataması bir darbe yönetimi olacaktır. Kayyumun halka vereceği hiç bir şey de olmayacaktır. Halk bu atanmış kişileri başkan olarak kabul etmeyecektir” dedi.

HÜKÜMET MEŞRUİYETİNİ TAMAMEN KAYBETMİŞTİR

Siyasal iktidarın, DBP belediyeleri ve bu gelenekten gelen yerel yönetimlere karşı hasmane ve engelleyici tutum sergilediğini ifade eden Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) üyesi Avukat Cemal Demir, bölgede güç, iktidar ve itibar kaybeden hükümetin tümüyle meşruiyetini kaybettiğini söyledi. Hükümetin bir çıkış yolu olarak halkın iradesine darbe vurma arayışına girdiğini dile getiren Demir, “Kayyum medeni hukuka ait bir terimdir. Bir kişi veya kuruma ait malvarlığına yönetmek için kullanılır. Bölge belediyelerine bakıldığında oldukça sıkı teftiş ve denetimlerden geçirildiklerinden yönetememe, kötü yönetme gibi bir durum söz konusu değildir. Her ne kadar belediye başkanları ve eş başkanları hakkında akla ziyan soruşturmalarla tutuklama ve cezalar veriliyorsa da bu hiç bir şekilde belediyeleri başkansız ve yöneticisiz bırakmamıştır” diye konuştu.

KAYYUM ATAMASI BİR DARBE YÖNTEMİDİR

Demir, “Bu husus bölge partisinin yerel yönetimlere ilişkin uyguladığı halk belediyeciliği, eş başkanlık sistemi ile politikalarla ve çalışmalarının sonucudur. Kayyum ataması bir darbe yönetimi olacaktır. Meclisi ve yönetimi, personeli ile uyumsuz bir kayyumun halka vereceği hiç bir şey de olmayacaktır. Halk bu atanmış kişileri başkan olarak kabul etmeyecektir” şeklinde konuştu.

ÇEV-DER : HALK BUNU KABUL ETMEYECEK

Van Çev-Der Başkanı Ali Kalçık ise şunları söyledi :  “ 12 Eylül darbesi ile kayyum arasında bir fark yok. Halkın iradesini yok sayma ve bir gasp söz konusu. Militarist güçler ve anayasayı ihlal ediliyor. Halkın irade olarak kabul ettiği bir yönetim söz konusu. Seçimle alamadıklarını zulümle, faşist bir uygulama yapılıyor. Anti-demokratik uygulamalarla insanların sokağa çıkma açıklama yapma hakları bile elinden alınıyor. Sayın Demirtaş STK’lara çağrı yaptı. Bu halkın iradesini saf dışı edenlerde halk tarafından kabul edilmeyecek ve mutlaka gönderilecektir. Evren’in anayasası yüzde 92 ile kabul edildi ama cenazesine 10 kişi bile gelmedi. Tarih bize bunu öğretti. Tarifi olmayan bir uygulama. Yerleşim alanları yerle bir edenler, yaşam tarzımıza, belediyelerimize her şeye müdahale ederler. Bu baskıya karşı direneceğiz, demokratik tepkilerimizi ortaya çıkacağız.”

‘KAYYUMUN YASAL BİR DAYANAĞI YOK”

İMO Onur Kurulu Üyesi Şemsettin Bakır’da, “ Kayyumun yasal bir dayanağı yok. Bir şirkete kayyum atayabilirsiniz ama belediyeye bunu yapamazsınız. Belediyeler halkın oylarıyla seçilen yöneticiler var. Cumhurbaşkanına nasıl kayyum atanamazsa belediyeye de atanamaz. Burada anayasa ihlal edilmek istenmektedir. ‘Teröre yardım’ eden kimse onun hakkında işlem yaparsınız ama belediye bu yüzden kayyum atanamaz. Belediye yönetimi halk belirlemiş. Halkın iradesi gasp edilmek isteniyor. Demokratik tepkilerin ortaya konulması lazım.” İfadelerine kullandı.

“BUNU İZAH EDEMEZLER”

Mezopotamya Ekoloji Hareketi Aktivisti Fatih Şahin’de “ Eskiden beylerbeyi atanırdı, şimdi kayyum atanması var. Bu yasadışı bir işlemdir.  Seçilmişlerin halkın hakkını gasp etmesidir. Üstten bir merciinin halkın olanaklarını gasp etmek, tahakküm kurabilmek için yürütülen bir çalışmadır.

Kayyum şirketlere, partilere, sendikalara atanabilir,  taraflar arasında anlaşamamazlık durumunda devletin ihtiyacı duyması halinde sorun çözülene kadar oraya tarafsız birinin atanmasıdır. Fakat şu anda belediyelere yapılamaz, yapılırsa bu gasptır. Özel üniversitelere, hastanelere, yurtlara, şirketlere kayyum atandı. Durum o kadar abartıldı ki kayyum yasasının dışına çıkıldı. Herhangi bir belediye Başkanı mevcut hukukun dışına çıktı diyelim, böyle bir durum tespiti durumunda yine kayyum atanamaz. İl Encümenliği kendi arasında birisini Belediye Başkanı olarak atar. Belediyelere kayyum olayı devletin de kendi sisteminin dışına çıkmasıdır. Bunu izah edemezler” dedi.

...