Tutuklu Eş Başkanların iddianameleri aylardır hazırlanmıyor

Van DBP’li kadın Belediye Eş Başkanları aylardır tutuklu olmalarına rağmen haklarında henüz bir iddianame hazırlanmış değil.

DBP’li Özalp Belediye Eş Başkanı Handan Bağcı 9 Ekim 2015’ten bu yana, Saray Belediye Eş Başkanı 30 Eylül 2016’dan bu yana, Çaldıran Belediye Eş Başkanı Suna Atabay ise 3 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunuyorlar. Eş Başkanların tutuklanma gerekçesi ise ‘’örgüt üyeliği’’ ve ‘’örgüt propagandası” yapmak.

ATABAY SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMINDAN DOLAYI 5,5 AYDIR TUTUKLU

Tutuklu Başkanlardan Suna Atabay örgüt propagandası ile suçlanıyor. Atabay’ın sosyal medya paylaşımları suç unsuru sayıldı ancak iddianamesi 5,5 aydır hazırlanmış değil.

Tutuklu müvekkillerinin ilk duruşmada tahliye olmaları gerektiğini belirten Avukat Deniz Yıldız, eş başkanların iddianamesinin neden hazırlanmadığını değerlendirdi. Yıldız, “Darbeden sonra yargı iyice yavaşladı. Cemaatçi hakim ve savcıların devre dışı kalmasının ardından artık yargılama, adalet, sistem, mekanizma bunlar çok önemsiz bir duruma düştü. Asıl olan FETÖ olduğu için diğer insanların mağduriyetleri gözetilmiyor” dedi.

TUTUKLU BULUNMALARI ANORMAL

“Normal şartlarda bırakın iddianamenin geç yazılmasını, tutuklanma durumu bile söz konusu olmamalı” diyen Yıldız şöyle devam etti:

“Tutuklu olsalar bile TCK’de propagandanın üst sınırı 3 yıldır. Her halükarda ilk duruşmada tahliyedir. Ama şu anki sistem içinde bunların hiçbirinin bir önemi yok. Tutuklanma söz konusu olsaydı hükmün açıklanmasının geriye bırakılacağına kesin gözüyle bakılırken şimdi birkaç ay veya yıl içeride tutuluyorlar.” 

‘UYGULANAN HUKUK DEĞİL, SİYASİ KARARLAR’

Belediyelere kayyum atayarak belediye eş başkanlarının suçlu olduğunu ima etmenin, kayyumları meşrulaştırmaya çalışmak olduğunu kaydeden Yıldız “İddianamelerin yazılma süreci referandumu bekleyecek, referandum sonucuna göre iddianameler hazırlanacak. Yani tamamen siyasi bir durum ve hukuki değil.

Normal şartlarda belediye başkanlarının tutuklu olması mümkün değil. Olanlar ise tensip edildi veya bir iki haftada yapılan itirazlarla tahliye oldular. Ancak siyasilere, belediye başkanlarına, vekillere yönelik hukuk konsepti işliyor. Biz bu konuda itirazda bulunuyoruz ama bu itirazların bir karşılığı yok” ifadelerini kullandı. 

‘TUTUKLAMAYA İTİRAZLARIMIZ KARŞILIK BULMUYOR’

“Belediye Başkanlarının tutuklanmaları sadece propaganda suçlamasından dolayı. İddianamelerinin geç yazılması, yaptığımız itirazların karşılık bulamamasının nedeni ise ‘’örgüt üyeliği’’ adı altında oluşturdukları tutuklama gerekçesidir.

Ancak buna dair hiç delil yok. Örgüt üyeliği, katalog suçlardan olduğu için, kendilerine yönelik bir gerekçe oluşturduğu için bunu kendilerine zırh yapıyorlar. Hem propaganda hem örgüt üyeliği ile gerekçelendirerek itirazlar falan yapıldığından bahane gösterilerek itirazlar ediliyor.”

AİHM’E ARA MAHKEMELERİ SUNARAK KILIF HAZIRLIYORLAR

Avukat Deniz Yıldız, iddianamelerin keyfi bir şekilde nasıl geciktirildiğini ise şu şekilde anlattı:

“Bir Belediye Başkanının, seçilmişin iddianamesi 2 ayda düzenlenebilir. Tutuklanmadan önce soruşturma oldukça etkin yürütülüyor, ek delil gibi bir durum söz konusu değil. 2 ayda bunu araştırma yetkilerine sahipler.

Dava süreçlerinin uzatılmasından dolayı AİHM’nin Türkiye’yi cezalandırdığı birçok dava var.

Türkiye de bu noktada kendini aklamak için her ay ‘’tutukluluğun gözden geçirilmesi’’ adı altında bir ara mahkeme yapılıyor. Ara mahkemenin amacı tahliyeyi gözden geçirmek değil, AİHM’in ikna olmasını sağlayacak bir formalite bulmak.

Bunun da anlamı yok. Soruşturma dosyanın içeriğiyle ilgili. Normal şartlarda iddianame hazırlanması 1-2 aylık bir zamanı alır.”