Teyze ve yeğen teslimiyeti değil direnişi seçti

Teyze Sozdar Gasyak ile yeğen Tajdin Gasyak Türk devletinin İdil ablukasına karşı omuz omuza savaştılar.

Botan Tajdin (Tajdin Gasyak) Şırnak’ın İdil ilçesinde dünyaya gelir. Botan 9 kardeş içinde dördüncü çocuktur. Gastak ailesinin ekonomik durumları pek de iyi değildir.

Botan Tajdin daha ilk okul sıralarındayken Türk eğitim sisteminden rahatsızlık duymaya başlar. Anadilinde eğitim görememekten dolayı okulu bırakmak ister. Ailesinin baskısıyla ilköğretimini tamamlar. Bir yıl kadar eğitime ara verdikten sonra yine ailesi ve yakınlarının zoruyla eğitimine isteksiz de kaldığı yerden devam eder. Devletin eğitim sistemini antidemokratik gören Botan lise öğrenicisiyken, arkadaşlarına anadili Kürtçe’de eğitim görmek istediğini dile getirir.

EMEKÇİ VE MÜCADELECİDİR BOTAN TAJDİN

Tajdin Botan, kendisinden yaşça büyük 3 kardeşi olmasına rağmen, çok genç yaşında ailesine karşı sorumluluk alır. Çevresine karşı saygılı, sevgi doludur. Bunun için de sevilen bir kişiliktir. Arkadaşlarının anlatımına göre Botan’ın sessiz bir asiliği vardı. Alacağı kararları önce inceler, ölçer ve sonra da ısrarlı bir şekilde arkasında dururdu. Emekçi ve mücadelecidir Botan. Öyle ki yakalandığı brusella hastalığını kendi iradesiyle atlatabilmiştir.

Doğayı ve hayvanları da çok seven Botan, zozanlarda çobanlık yapan babasına zaman zaman yardıma gider. Doğaya ve hayvanlara verdiği değerle, köylülerin saygısını kazanmıştır.

KOBANÊ YAŞANIRKEN SÜRECE DAHİL OLUR

Hem paylaşımcı hem dayanışmacı bir kişiliğe sahip olan Botan, Kobanê süreci başlarken, bulunduğu şehirde gençlik çalışmalarına girer. İki yıl kadar dergi, gazete satar. Kobanê halkı için arkadaşlarıyla birlikte para toplamaya da başlar. Hastalığına aldırmadan çok çalışır Botan Tajdin. Ailesinden gizli de olsa mahalle komisyonlarında rol almaya başlar.

BOTAN, YDG-H’A KATILIR

Kürt halkının acılarının nedenlerini çok iyi bilen Botan, mücadelesini daha güçlü kılmak için Kobanê direnişi döneminde eğitim görür. YDG-H'a katılır. Özgür fikirleri ve büyük hayalleri olan Botan, artık bütün mücadelesini YDG-H çatısı altında vermeye başlar.

BİR SOZDAR DAHA DOĞAR

Sozdar Zinarin (Sozdar Gasyak), bir bahar mevsimi İdil dünyaya gelir. Sozdar, 5'i kız, toplamda 10 çocuklu, orta gelirli bir ailenin çocuğudur. Onun da yeğeni Botan Tajdin gibi yaş olarak kendisinden büyük 3 kardeşi vardır. Ailesi Kürt Özgürlük Hareketi'ni iyi bilen ve yürekten bağlı bir ailedir. Öyle ki Gasyak ailesi kızlarına, yıllar önce İdil'de yakalanarak 'müebbet hapis cezası' alan PKK'li bir kadın gerillanın ismini verir. Sozdar, ismini verdikleri PKK’li Sozdar’ı hiç görmediği halde çok sever. PKK'li Sozdar'ın cezaevinden gönderdiği mektuplarla büyür. Sozdar büyüdükçe, Kürdistan'a olan sevgisi de büyür.

SOZDAR, YDG-JİN’E KATILIR

Öğrencidir Sozdar. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okuyarak yaşamı ve kadın kimliğini anlamlandırmaya çalışır. Özgür bir kimlik ve özgür bir yaşam için öncelikle mücadelesini kendisiyle verir. Hem okula gider hem de tatil dönemlerinde mevsimlik işçi olarak çalışır. Çok utangaç, sakin ve ılımlı olan Sozdar, bir o kadar da hamarat ve çalışkandır. Bu yapısından dolayı arkadaşları ve ailesi tarafından çok sevilir. Hem kadın hem de Kürt kimliğini sorgulamasıyla başlayan mücadelesi, onu yeğeni Botan Tajdin'den çok önce YDG-Jin çalışmalarına götürür. Aynı zamanda lise öğrencisi de olan Sozdar, insanları iyi analiz eder. Yorgunluk nedir bilmeyen bir hareketliliği vardır. Sadece Türkiye’yi, Kürdistan’ı değil, dünyayı takip eder. AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürdistan coğrafyasında estirdiği zulmü, vahşeti çok öncesinden anlar ve kendisini hakikat mücadelesine şartlandırır.

SOZDAR VE YEĞENİ BOTAN YPS SAFLARINDA

Kürdistan'ın direniş kentlerinden biri olan İdil’de özyönetim ilan edilir. Özyönetimi hazmedemeyen AKP hükümeti ve devlet İdil’i ablukaya alır ve vahşetini uygulamaya başlar. O sıralarda Sozdar Zinarin ve Botan Tajdin de YPS saflarına katılır. Yüzlerce yoldaşlarıyla birlikte örgütlenip; devletin tank, toplarına karşı hendekler oluşturmaya, barikatlar kurmaya başlarlar. Şehirdeki hiç kimsenin evini, toprağını bırakmak istemediğini bilen AKP iktidarı, kendi özel olarak oluşturduğu güçlerine ''vur!'' emrini verir. Henüz direniş başlamadan, hendek oluşturma aşamasındayken, askeri bir panzer, Botan Tajdin'in ve arkadaşının seyir halinde üzerinde oldukları motosiklete çarpar. Botan yaralanır. Kırk gün boyunca yaralı bir şekilde mücadele eder. Hendeklerin arkasında, teyzesi Sozdar Zinarin ve onlarca yoldaşıyla birlikte omuz omuza savaşır.

TEYZE YEĞEN OMUZ OMUZA

Kürdistan illerinde, ilan edilen sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte 44 gün süren soykırım saldırıları, yaşam alanlarını talan eder. Şırnak’ın İdil ilçesi hem Türk devletinin vahşetini görür hem buna karşı verilen tarihi direnişe tanık olur.

Bu direniş saflarında yerini alan YPS'li Botan Tajdin ve teyzesi Sozdar Zinarin devlet güçlerince, onlarca yoldaşıyla birlikte Haziran 2016’da şehit düşerler.

Sozdar, Botan ve kendileri gibi şehit düşen 5 YPS’li arkadaşlarının cenazeleri günlerce bekletildikten sonra defnedilebilir.

‘TESLİMİYETİ DEĞİL, DİRENİŞİ SEÇTİLER’

AKP iktidarının Kürdistan coğrafyasında estirdiği vahşet rüzgarından binlerce insan etkilenir. Mikrofon uzattığımız Gastak ve Şaman ailesi için, Sozdar ve Botan’dan geriye kalan acı da mücadele inancı da hala çok taze.

Kızı Sozdar’la gurur duyduğunu dile getiren baba Ali Şaman, "O böyle istedi. Kendi isteğiyle bu yolu seçti. Devlette onu arkadaşları gibi zalimce katletti. Zulme karşı ve halkı için doğru yolu seçtiğine inanıyorum. Kızımın, torunumun ve bütün yoldaşlarının onurlu mücadeleleriyle gurur duyuyorum” dedi.

Tajdin Botan’ın annesi Fahriye Gasyak ise; “Hem kardeşim hem de oğlum teslimiyeti değil, direnişi seçtiler. Doğru olan da buydu. Çünkü bu uğurda canlarını veren gençlerimiz bu toprakların sahipleridirler. Başka kimsenin toprağında hak iddia etmediler. Haklarını, haklarımızı korudular. Hayallerinin, umutlarının uğruna canlarını feda ettiler. Bu katliamlar kimsenin yanına kalmaz. Kimsenin ahı kimsede kalmaz. Elbet hesabı bir gün sorulacaktır. Bundan hiçbir zaman kuşku duymadım. Çocuklarımızın haklı mücadelesinin arkasında olacağım” şeklinde konuştu.