YENİLENDİ

TEV-DEM: İşgale karşı seferberlik ruhuyla ayağa kalkılmalı

TEV-DEM Yürütme Konseyi: Cerablus işgaline karşı Arap, Asuri, Süryani ve Türkmen halklarına çağrımız Kürt halkıyla omuz omuza vermeleridir. Türk devletinin katliamı teşhir edilmelidir. Her şeyden önce de seferberlik ruhuyla ayağa kalkılmalıdır.

TEV-DEM Yürütme Konseyi, Türk devletinin işgal saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Türk devleti ve Erdoğan’ın Cerablus köylerine yaptığı katliamı şiddetle kınayan TEV-DEM, “Halkımıza başsağlığı diliyor, şehitler huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Bir kez daha söz veriyoruz ki şehitlerin anılarını tarihi zaferin temeli yapacağız” dedi.

“Suriye devrimi başlangıcından bugüne işgalci Türk devletinin Rojava ve Suriye toprakları üzerinde planları vardı” denilen açıklamada,  “Türk devleti ve Erdoğan’ın tarihsel işgal istekleri var. Nasıl ki 1516’da Mercidabık savaşıyla Yavuz Sultan Selim, Ortadoğu’nun kapılarını zorla açmak istemişse, bugün işgalci Türk devleti ve faşist Erdoğan insanlığın gözü önünde tarihi yeniden tekrarlatmak istiyor. Osmanlı torunu Faşist Erdoğan kendini 5. halife olarak görüyor ve bunu Cerablus işgalini Mercidabık savaşının başladığı güne denk getirerek göstermiştir. Osmanlı devletinin işgalci karakteri Ortadoğu toplumları üzerinde çok tehlikeli etkiler bırakmıştır. Bu düşmanlık sadece Kürt halkına değil Arap, Asuri, Süryani, Türkmen ve Ortadoğu’nun bütün toplumlarına ve kültürünedir. Faşist Erdoğan ve işgalci Türk devleti bazı Ortadoğu ve Arap ülkelerini Osmanlı kompleksinden dolayı halen kendi eyaleti gibi görmektedir. Türk devleti ve Erdoğan’ın bütün çabaları, umutları ve arayışları Ortadoğu’nun özgürlük ve demokrasi ilerleyişine karşıdır" ifade edildi.

TEV-DEM açıklamasında şu hususlara da dikkat çekildi:

İnsanlığın başına bela olmuş DAIŞ çetelerine her zaman destek sunup yardım eden, Paris, Brüksel, Ankara, Amed ve Dilok katliamlarında büyük rolü olan Türk devleti ve Erdoğan’ın bugün gerçekleştirdiği Cerablus işgali sadece Cerablus’a yönelik olmanın ötesinde Arap, Asuri ve Süryani halklarının varlığına, iradelerine karşı olduğundan bu çaba, Ortadoğu halklarının onuruyla oynamak demektir.

Bu işgalin amacının sözde DAIŞ’a karşı olduğunu zikretse de Erdoğan ve AKP’nin esas planı, DAIŞ’a yardım yollarının kapanmasını engellemektir.

Erdoğan ve AKP, daha önce de bu kirli ve kanlı planını DAIŞ çetelerini Kobanê üzerine saldırtarak açığa vurmuştur. Ancak buna karşı, bütün dünya ve insanlık Kürt, Arap, Asuri, Süryani ve Türkmen halklarının fedai bir ruhla, ağır bedeller ödeyerek insanlık onurunu koruduğuna şahit olmuştur.

Bu anlamda bugün Cerablus’a yönelik geliştirilen işgal ve saldırılar da özünde insanlığa karşı geliştirilmiş bir saldırı olup varolan krizi daha da derinleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.

Tarih boyunca uluslararası güçler Kürtleri kendi çıkarlarının kurbanı olarak seçildi. Fakat Kürtler halkı bugün bu alçak ve ahlaksız siyasete izin vermeyecek. Kürt Halkı kararlı ve örgütlüdür. Kürt halkı özgürlüğünü  ve onurunu  bedeli ne olursa olsun savunacak.

Kürt halkının Arap halkı ve  Ortadoğu’daki hiç bir kültürü ile herhangi bir düşmanlığının olması mümkün değil. Hiçbir komşu toplum ve devletlerle de hiçbir düşmanlığı yok. Fakat Kürt halkı onurlu bir halktır. Varlığı ve özgürlüğü her şeyin üstünde tutar. Kimki Kürt halkının özgürlüğünü ve varlığını hedef alırsa bilinmeli dünyadaki herhangi bir halk gibi o da kendini savunacak ve direnecektir. Kayıplarını ispat etmiş analiz yapmış ve daha sonra direnerek özgürlüğü yakalayan hiçbir zaman geri adım atmaz .”

DAIŞ ve onun türevi diğer çetelere karşı insanlık onuru adına direnen ve büyük bedeller vererek Kürt halkının direnişi görünmeli ve Kürt halkıyla birlikte insanlık adına verilen direnişe sahip çıkılmalıdır. Kürt halkının onur ve direnişi, kendi onuru ele alınmalıdır. Suriye ve Rojava topraklarında kendilerini rol sahibi gören güçler tarih ve insanlık katında kötü bir pozisyona düşmek istemiyor ve ayakta kalmak istiyorlarsa çıkarlarını Kürt halkının üzerinden geliştirmemelidirler. Türk devletinin ve Erdoğan’ın işgalci faşizan yaklaşımlarına karşı tavır sahibi olmalıdırlar.

Arap, Asuri, Süryani ve Türkmen halklarına çağrımız Kürt halkıyla omuz omuza vermeleridir. Türk devletinin Suriye topraklarını işgali tüm toplum ve kültürleri işgal anlamına gelmektedir ve böyle görülmelidir. O sebeple Suriye halkımızın tümü omuz omuza vererek mücadelelerini yükseltmeleridir.

Özellikle Rojava kantonlarındaki Kürt halkına ve ülke dışındakilere, siyasi parti, bağımsız şahsiyetler ve Kürt kurumlarına çağrımız Türk devleti ve Erdoğan’ın katliam saldırılarına karşı ayağa kalkmaları ve mücadelelerini örgütlü ve güçlü bir şekilde büyütmelidirler. Erdoğan ve türk devletinin baskı, zorbalık ve katliamı her açıdan teşhir edilmelidir. Her şeyden önce de seferberlik ruhuyla ayağa kalkılmalıdır. Kürt halkı örgütlü iradesiyle davasında haklıdır bu iyi bilinmelidir. Tarih Kürt halkı üzerinde yeniden bir tekrarı yaşamayacaktır. İnanç ve kararlılıkla Kürt halkı mücadelesini aralıksız bir şekilde sürdürecek ve ver her zaman eylem içerisinde olacaktır."