Taşdemir: Bu direniş Türkiye'yi demokratikleştirecek

Son dönemlerde halka yönelik saldırı ve psikolojik baskı yoluyla göçün dayatıldığı İdil'de bulunan Taşdemir, Kürtlerin özyönetim mücadelesinin yeni olmadığını ve yaşatılan katliamlara karşı da yabancı olmadığını söyledi

Son dönemlerde halka yönelik saldırı ve psikolojik baskı yoluyla göçün dayatıldığı İdil'de bulunan HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, Kürtlerin özyönetim mücadelesinin yeni olmadığını ve yaşatılan katliamlara karşı da yabancı olmadığını söyledi. Taşdemir, "İnanıyoruz ki bu direniş Türkiye'yi demokratikleştirecek bir çizgiye çekecektir" dedi.

Halkın öz yönetim iradesine karşı Kürdistan'da sergilenen devlet terörü her geçen gün vahşileşiyor. Özellikle Botan'da yoğunlaşan saldırılara karşı halk öz savunma örgütlülüğünü örerken, seçilmişler de halkın direnişinin yanında oluyor. Sık sık devlet saldırılarının yaşandığı Şırnak'ın İdil ilçesinde halkın yanında olan HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, 10 gündür İdil'de olduğunu, Sur'da gördüğü manzaranın aynısını İdil'de de gördüğünü söyledi. Taşdemir, "Bütün baskılar ve saldırılara karşısında İdil halkının da bir direniş refleksinin olduğunu gördük" diye belirtti.

'İDİL ABLUKAYA ALINMIŞ’

Devlet güçlerinin İdil halkı üzerindeki baskılarına değinen Taşdemir şunları söyledi: "İdil'de henüz resmi bir yasak ilan edilmemesine rağmen devlet güçlerinin özyönetim iradesinin olduğu Yeni ve Turgut Özal mahalleleri üzerinde gözle görülür bir ablukası var. İlçenin giriş-çıkışlarında arama noktaları kurulmuş, kimlik kontrolleri sıklaştırılmış bir durumda. İlçe halkı üzerinde ciddi bir psikolojik baskının olduğunu gözlemledik, fakat bütün baskılara rağmen halkın özyönetim inancını da gördük."

'İDİL’DE DE AYNI POLİTİKALAR UYGULANMAK İSTENİYOR’

Kürdistan'ın başta Cizre, Sur, Nusaybin ve Silopi ilçeleri olmak üzere Dargeçit ve Silvan'da daha önce neler yaşandıysa bugün de devlet güçlerinin İdil'de benzer politikalar uyguladığını vurgulayan Taşdemir, "İlçe merkezinde gezdiğimizde sokaklarda yoğun bir asker ve polis hareketliliğine rastlamak mümkün. Sur'da gördüğümüz manzaranın aynısı İdil'de var. Ama tüm bu baskılar karşısında İdil halkının da bir direniş refleksi olduğunu gördük" dedi.

'HALK SALDIRILARA RAĞMEN EVLERİNİ TERK ETMİYOR’

Hem İdil'de uygulanmak istenen baskıcı ve katliamcı politikalara hem de Kürdistan'ın diğer ilçelerinde devam eden katliamlara karşı İdil halkının büyük bir direniş sergilediğinin altını çizen Taşdemir şöyle konuştu: "Devlet güçlerinin bütün baskı ve saldırılarına rağmen İdil halkı kendi evinde, sokağında, mahallesinde ve ilçesinde kalarak şimdiden büyük bir direniş sergilemiştir. Ayrıca Cizre ve Sur'da yaşanan vahşete, yıldırma ve katliam politikalarına karşı ciddi bir öfke ve tepki var. Tepkilerini de devlet güçlerinin bütün saldırılarına rağmen evlerini terk etmeyip direnerek gösteriyorlar" diye aktardı.

'DEVLET HER TÜRLÜ SAVAŞ TEKNİĞİNİ KULLANARAK, HALKI GÖÇE ZORLUYOR’

Devlet güçlerinin insanlar üzerinde bir korku imparatorluğu yaratarak insanları yerlerinden, yurtlarından zorla göçertmek istediğine vurgu yapan Taşdemir, "Devlet güçleri Cizre'deki vahşet bodrumu ve cenazeler üzerinden halkımıza bir korku salmak istiyor. Fakat devlet ne yaparsa yapsın halkımız yerinden, yurdundan göç etmeyecek ve bulunduğu her alanda saldırı ve katliamlara karşı direnecek" dedi.

Devlet güçlerinin uyguladığı bu insanlık dışı yöntemlerle halkın iradesini, mücadelesini ve gücünü kırmak istediğini ifade eden Taşdemir, devletin Kürt halkının direnişini kırmak için her türlü savaş tekniğinin yanında psikolojik savaş taktiğini de kullandığını ekledi.

'BÜTÜN SALDIRILARA KARŞI DİRENİLECEKTİR’

Kürtlerin, Ortadoğu'da başlayan yeniden şekillenmeye karşı yeniden pozisyon aldığını ve bu yeniden şekillenme içerisinde söz sahibi olduğunu dile getiren Taşdemir, şunları kaydetti: "Egemen güçler Kürt halkının arasına 70-80 yıl önce olmayan suni sınırlar getirerek parçalara böldüler. Kürtler bu parçalanmışlığa ve trajediye karşı bedel ödeyerek ve direnerek kültürel ve ulusal varlıklarını koruyarak bugünlere geldiler. Bugünden sonra da bütün saldırılara karşı da direnecekler."

'AMAÇ KİMLİKSİZ, STATÜSÜZ VE DİLSİZ BIRAKMAKTIR’

Devlet güçlerinin özyönetim direnişlerine saldırma amacının Kürtleri kimliksiz, dilsiz ve statüsüz bırakmak olduğuna dikkat çeken Taşdemir, "Bugünkü saldırıların amacı Rojava devrimi, özellikle de Kobanê direnişi ile birlikte Kürtlerin elde ettiği kazanımları ortadan kaldırmaktır. Ama artık Kürtler bir yüz yıla daha Kürt sorununu taşıyarak, çocuklarına miras bırakmak istemedikleri için direnişte çok kararlıdır. Çünkü bugün hem konjonktürel hem de siyasi anlamda Kürtler bir güçtür. Kürtleri hesaba katmadan hiçbir güç plan yapamaz" dedi.

'BU DİRENİŞ TÜRKİYE’Yİ DEMOKRATİKLEŞTİRECEKTİR’

Kürtlerin özyönetim mücadelesinin yeni olmadığını ve yaşatılan katliamlara karşı da yabancı olmadığını belirten Taşdemir, Kürt halkının her zaman küllerinden yeniden doğmasını bilen bir halk olduğunu vurguladı.

Taşdemir “Kürt halkının taleplerine devlet savaşla karşılık veriyor. Fakat hiçbir savaş diyalogsuz ve müzakeresiz çözülmemiştir. İnanıyoruz ki bu direniş Türkiye'yi demokratikleştirecek bir çizgiye çekecektir. Kürtlerin yüzyıllık tarihsel sorunları olan, kimlik sorununu ve statü sorununu da çözeceğine inanıyorum" diye konuştu.