GÖRÜNTÜLÜ

Tarihten bir fotoğraf çalmak...

Bazen bir fotoğraf birileri için bir tarih anlatabilir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın eğitim akademisinde eğitim gören YJA Star Askeri Komuta Konsey Üyesi Hezil Özgür, Halk Önderi Abdullah Öcalan ile geçen günleri anlattı.

 

YJA Star Askeri Komuta Konsey Üyesi Hezil Özgür, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile birlikte kaldığı yılları ajansımıza değerlendirdi. Özgür, 1993 yıllında Öcalan ile çektirdiği fotoğrafların dünden bugüne kendisi için ‘en anlamlı yıllar’ olarak niteledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile birlikte olduğunuz bu fotoğrafın sizin için farklı anlamı olmalı; bu fotoğrafı gören herkes çok etkileniyor. Yaşadığınız o anı anlatabilir misiz?

O fotoğrafın çekildiği anı hatırladığım zaman çok zorlanıyorum. Çünkü bir ayrılık anıydı. Bu Önderliği son görüşümdü. Önderliğe sarılıp ondan ayrılmak çok farklı bir duyguydu. Bu duyguları dillendirmek de bizim için o kadar kolay değil. Önderliğin yaşam tarzına şahitlik etmek tüm arkadaşlar için büyük hasretti. Şehit düşen her arkadaş için önderliği görmek, ona sarılmak, 5 dakika olsa da Önderlik ile konuşmak bir hayaldi. Tüm savaşçılarını görmek ve tanımak da Önderliğin hayaliydi. Bir Önderlik için en acı şey savaşçılarını görmeden onların şehit düşmesidir. Ancak devrimimizin koşulları tüm arkadaşların Önderliği görmesine izin vermedi. Ama biliyoruz ki Önderliği görmeyen arkadaşlar her zaman kendini Önderliğin kanatları altında hissediyor.

‘KENDİMİ ÖNDERLİĞİN VARLIĞI VE EĞİTİMİYLE TANIDIM’

Ben de bir süre Önderlik ile kaldım. Bir yılla yakın hem Önderliğin evinde hem de eğitim akademisinde kaldım. Önderlik ile kalmak öyle kolay değil; bu çok büyük bir sorumluluk ve yük demektir. Önderliğin anılarını yüreğinde ve beyninde saklamak; bu kendi başına bir tarihtir. Onunla kaldığım yıl hayatımda yaşadığım en anlamlı ve dolu olan yıldı. Aslında hayatımı anlamlandıran bir süreçti. Önderliğin yanına gelerek tarihimi, irademi, gücümü, Önderliğin varlığı ve eğitimleri ile tanıdım. Kendimi tanıyarak neden yaşadığımı ve neden savaştığımı anladım. Bu benim yaşamım için attığım temelin ilk adımıydı. Bunu da hep biliyordum, bir gün Önderlikten ayrılacaktım. Önderlik de her zaman psikolojimizi bir gün fiziki olarak ondan ayrılacağımıza göre hazırlıyordu. Ben ve Önderliğin yanında kalan tüm arkadaşlar, Önderliğin yanındayken kendimizi güvende hissediyorduk.

‘EN BÜYÜK KORKUM ÖNDERLİKTEN AYRILMAKTI’

Hep korktuğum bir şey vardı, o da bir gün Önderlikten ayrılırsam bunu nasıl karşılayacağımdı. O gün Önderlik okula gelmişti. Artık arkadaşları gönderiyordu. Onlarla tek tek vedalaşıyordu. Önderlik beni en son sıraya bıraktı. O an tüm arkadaşlar çok duygulandı. Bir çoğu hasretle Önderliğe bakıyordu. Tüm arkadaşların Önderlik ile farklı bir fotoğrafı vardı. Önderliğin etrafında dönüyordum. Önderlik ile ayrılma anını yaşamak istemiyordum. Önderlik en son beni çağırdı ve “Haydi Hêzil, sıra sende” dedi. beni dört defa kucakladı.

Bir yandan dağa gelmek ve savaşmak büyük bir aşktı bizim için ama Önderlikten ayrılmak da çok zordu. Benden bir şeylerin eksileceğini biliyordum. Ayrıldığım o anda Önderlikte gördüğüm özgürlüğü, iradeyi, kendine güveni, ayrılırsam da acaba devam ettirebilir miyim diye düşünüyordum. Ama hiçbir zaman Önderliği bir daha görememe düşüncesine kapılmadım. Şimdi de beyni, yüreği Önderlik için atan her arkadaşın onu göreceğinin umudundayım. Bir yandan Önderlik ile ayrılıyordum ama bir yandan da Önderlikten aldığım güç ile yaşayacaktım. Bunları sadece bir anı olarak değil bir yaşam gerçeği olarak kendim ile yaşatıyorum.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sizi en çok etkileyen diyalogunu bizim ile paylaşabilir misiniz?

Aslında Önderlik ile birçok diyalog gelişti aramızda. Bir gece bir arkadaş ile önderliğin evinde nöbetçiydik. Önderlik yanımıza geldi. Saat gece 12.00 idi. Ay da dolunay halindeydi. Biz o zaman Önderliğin yanına yeni gelmiştik. Bizi tanımak için ismimizi ve neler yaptığımızı sordu. Önderlik bize “Sabırlı mısınız?” diye sordu. Biz de “evet” dedik. Sonra şöyle devam etti: “Bir devrimci için sabırlı olmak çok önemlidir. Sabrım olmasaydı bu güne kadar gelemez ve başaramazdım. Sabırlı yaklaştım ve başarıyorum" dedi. Ardından aya bakarak; “Ben bu ayda saklıyım. Her aya baktığınızda beni görebilirsiniz. Ama tüm kadınlar da kendini bu aya benzetmeli. Kadınlar olduğu yerde bir ay gibi etrafını aydınlatmalı” dedi.

Evde de bir anımız olmuştu. Önderliğin doğaya olan yaklaşımı çok farklıydı. ‘Kadın devrimi gül devrimidir' deyince aslında öylesine demiyordu. Bugün Önderliğin bize sunduğu projeler temelsiz değildir. Önderliğin tüm çözümlemelerinin mutlaka güçlü bir temeli vardır. Önderlik gül koparmamıza karşıydı. “Gül yerinde güzeldir” diyordu. Biz de bir riski göze alarak, Önderliğin gideceği zaman ona bir demet gül toplayarak uzattık. Kendimizi eleştirilere hazırlamıştık. Ben gidip Önderliğin eline verdim. Kendimi eleştiri için hazırladım. Önderlik gülleri aldı, çok sevindi. Alıp o güllerle fotoğraf çekti. Gülleri koparmamızı içten hazım edememişse de bizi kırmak istemedi. Bu fotoğrafı da bu şekilde çekmiştik. Ondan sonra Önderlik akademiye giderken o gülleri kendisi ile götürdüğünü duyduk. Akademideki arkadaşlara göstermişti.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

En zor olan şey konunun Önderlik olmasıdır. Düşman bizi Önderliğin yokluğuna alıştırmak istiyor. Bizim de asla hazım edemeyeceğimiz, kabul edemeyeceğimiz şey Önderliksiz yaşamaktır. Yürek ister ki Önderlik bugünlere kendisi tanıklık etsin. Bizler bunun olması için mücadelemizi yükseltmeliyiz. Önderliği o esaretten kurtarmak için değerli neyimiz varsa feda etmeliyiz çünkü Önderlik bütün yaşamını bizim için feda etmiştir. Özellikle kadın olarak mücadeleyi büyütme sorumluluğumuz artmıştır. Artık sabrımız kalmamıştır. Bu gerçeği pratikleştirmenin vaktidir.