Soykırım ironisi-Aziz Köylüoğlu

Yahudi soykırımı olduğunda dünya derin bir sessizlik içindeydi. Bu sessizliğin arka planı çok fazla aydınlatılamadı. Öne çıkan Hitler ve yanındaki faşist ekibi idi. Ancak Hitlerin arkasındaki sermaye gücü ve destekçileri pek aydınlatılmadı.

Yahudi soykırımı olduğunda dünya derin bir sessizlik içindeydi. Bu sessizliğin arka planı çok fazla aydınlatılamadı. Öne çıkan Hitler ve yanındaki faşist ekibi idi. Ancak Hitlerin arkasındaki sermaye gücü ve destekçileri pek aydınlatılmadı. Ya da üzerinde çok durulmadı.

O zaman Batı dünyasının temel önceliği Sovyetlerin yayılmasını önlemekti. Bunun için Hitlerin çılgınlaşmasına sesiz kaldılar. Vatikan bile sesini çıkartmadı, üstelik Alman faşizmini destekledi. ABD artık faşizminin çöküşünün başladığı bir süreçte devreye girdi.

Şimdi ise Kürtlere karşı soykırım yapılıyor ve dünya buna pek ses çıkarmıyor. Bu soykırım bir yandan DAIŞ gibi çete grupların eliyle, diğer yandan Türk-AKP devleti katliamlarıyla sürüyor.

Yahudi soykırımı tarihteki en büyük soykırımdı. Fakat aynı zamanda trajik bir soykırımdır Çünkü soykırımı gerçekleştiren Adolf Hitler’in finansmancıları arasında ne yazık ki siyonistler de vardı. İkinci dünya savaşı boyunca Almanların kullandığı topların üretimini bir Yahudi şirketi olan SKF yapmıştı. Jacob Wallenberg sahibi olduğu şirket Yahudiler fırınlarda soykırımdan geçerken, bu işini sürdürmüştü. Standard Oil de Nazilere ait askeri araçların petrol ihtiyacını karşılamıştı. Üstelik toplama kamplarında kullanılan gazların üretimi bile Yahudi kimya firması olan Farben şirketi tarafından karşılanmıştı.

Gelelim Kürtlere…  Saddam’ın yaptığı Enfal olarak uluslararası soykırım olarak edilmese de bu büyük bir soykırımdır. Tabi burada İran ve Irak’ın 8 yıl süren savaşını ve KDP’nin İran yanlısı siyasetinin de payı olduğu söylemek gerekir. Elbette Kürtlere yapılan katliam ve soykırımlar bununla sınırlı değil. Bir yandan İran İslam Cumhuriyeti’nin yürüttüğü katliamalar, diğer yandan Türk devletinin sürdürdüğü katliam politikalar, Kürtlerin 21. yüzyılda halen katliamlar yüz yüze kalmasına neden oluyor.

Bugün Kürtler de tıpki Yahudiler gibi ironik bir katliamla yüz yüzeler. Bu ironiyi yaratan ise Mesut Barzani’nin liderliğindeki KDP’dir.

Türk-AKP devleti uzun süredir kendi iktidarı için Kürtlere karşı katliam siyasetini sürdürüyor. Türk ordusuna ait savaş uçakları yıllardır Kürtlerin köylerini ve dağlarını bombalıyor. Zergele köyünde görüldüğü gibi siviller katlediliyor. Kuzey Kürdistan şehirlerinde onlarca Kürt çocuğu Türk-AKP devleti tarafından katlediliyor. Yine Türk-AKP-DAIŞ yıllardır Rojava’da Kürtlere karşı katliamlar yapmaktadır.

Nasıl ki siyonistler Hitleri finanse etmişlerse bugün Barzani liderliğindeki KDP’de Güney Kürdistan’da bir devlet kurmak için Türk-AKP devletini finanse ediyor.

Uzun süredir KDP ile Türkiye arasından petrol ticareti sürüyor. En son yapılan anlaşmayla bu sadece belgelendi. Varil petrolün fiyatı 100 doların üzerindeyken, KDP’e Türk-AKP devletine varili 29 dolardan satış yapıyordu. Tabi Kerkük-Ceyhan hattından satılan petrolün parasının da Türk bankalarında olduğunu belirtmek gerek. Ne Güney Kürdistan hükümeti yetkilileri ne de bakanlar bu petrol ticaretinin ayrıntıları ve gelirler hakkında bilgi sahibi değil.

Güney Kürdistan köylerini, dağlarını, çocuklarını, kadınların öldüren uçakların yakıtları bu petrol gelirlerinden sağlandığı bilenen bir durumdur. 

Türk yetkililerinin yaptıkları açıklamalara göre Güney Kürdistan ile yapılan yıllık ticaret 11 milyar doların üzerindedir. Türk devleti Almanya’dan sonra en fazla ihracatı Güney Kürdistan’a yapmaktadır.  Eğer bugün Türk-AKP devleti ekonomik kriz içinde değilse, KDP ile yaptığı tek taraflı kara dayanan ekonomik ilişkilerden kaynaklanıyor. Tabi burada KDP yetkileri de paylarını alıyorlar. Onlar zenginleşirken, Güney Kürdistan halkı fakirleşiyor. Habur sınır kapısının Güney Kürdistan’daki İbrahim Halil kapısı müdürü bu duruma işaret ettiğinden bu yana görünürde yok.

Türk devletinin yüzlerce şirketi Güney Kürdistan’ı kişisel çiftlikleri haline getirmişken, KDP bu şirketlere ortak olmayı ihmal etmemektedir. KDP ve çevresi bir yandan zenginleşirken, Türk-AKP devleti onlardan aldığı siyasi ve ekonomik destekle Kürtlere karşı soykırımı derinleştiriyor.

Türk devletini desteklemekle bir devlet çıkaracağını düşünüyorsa Barzani büyük yanılıyordur. Bu krizden devlet değil, daha fazla Kürt ölümü çıkar.