SAMER'in 'Cizre' çalıştayının sonuç bildirgesi

SAMER, Cizre'ye ilişkin düzenlediği çalıştayın sonuç bildirgesini açıkladı.

Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER), "Raporlar ışığında Cizre ne yapmalı?" başlığı altında Cizre'deki soykırımcı saldırıların sonuçlarını rapor haline getiren sivil toplum örgütleriyle düzenlediği çalıştayın sonuç bildirgesini açıkladı.

Sümer Park Resepsiyon Salonu'nda 23 Nisan günü düzenlenen çalıştayın sonuç bildirgesinde, saldırılar ve 'sokağa çıkma yasakları' ile yüz binlerce insan evinden edildiği belirtildi.

Yüzlerce insanın da yaşamını yitirdiğinin vurgulandığı bildirgede, Kürdistan genelinde yaşananlara atıfta bulunularak, "Kentlerin birer Cizre olma riski henüz bertaraf edilmiş durumda değil" denildi. 

'ANA-AKIM HAKİKATİ GİZLİYOR'

Ana-akım medyanın olumsuz rolüne de vurgu yapılan bildirgede, bağımsız habercilik yapmaktan uzak, dezenformasyonu yoğun haberciliğin; raporların etki alanını sınırlamaya yol açtığı, var olan süreçlerin hakikatleri konusunda kamuoyunu flulaştırıp, aydınlatma işlevini kısıtladığı kaydedildi.

Kadın ve çocuk odaklı çalışmaların geliştirilmesinin önemine de işaret edilen bildirgede, hazırlanan raporlarda tespit edilen ihlal ve yıkımların takipçisi olmak gerektiği, işlenen suçların tekil, yalıtık, kriminal vakalar olarak sunulmasının böyle engellenebileceği ifade edildi. Bildirgede, bir dokümantasyon merkezinin oluşturulması gerektiği de belirtildi.

Bildirgede, şu ifadelere de yer verildi:

"Görsel, sözel, yazılı tüm verilerin derli toplu bulunduğu, paylaşıldığı, takip edildiği, doğru veriye erişim mekanizmalarının işletildiği; verilerin kıyaslanıp, kategorileştirilebildiği böylesi bir olası merkezin bir tür data başvuru odağı olarak işlevlendirilemesi yanında; raporlama sonrasında ki süreçleri de takip edebileceği, bu durumun çalışmaların daha sonuç alıcı olmasına katkı sunacağı katılımcıların hemfikir olduğu görüşlerden oldu."

'KAMUOYUNA YANSITILMALI; DAYANIŞMA SAĞLANMALI'

SAMER'in "Raporlar ışığında Cizre ne yapmalı?" başlıklı bildirgesinin devamında da şu maddeler yer aldı:

*Hakikat ve yüzleşme de zaman faktörünün önemini ısrarla vurgulayan katılımcılar, Cizre gibi olaylar özgülünde rapor hazırlama sürecinde görüşülen, tanıklıklarına başvurulan birçok kişinin ya tutuklandığı ya da bulunduğu yeri terk etmek zorunda kaldığı, raporlama süreçlerinde verilerin kaybolmaması ve tanıklıkların ilk elden hızlıca ele alınabilmesi çalışmaların çok ertelenmeden başlatılmasının önemi somut olaylarla örnekledi.

*Çalıştayımız da ayrıca raporların, halk toplantıları ile tanıtılarak Türkiye kamuoyuna yansıtılmasının etkili bir yöntem olabileceği görüşüne de yer verildi. Raporlama çalışmalarının, sivil toplumun mücadele etme yöntemlerinden biri olduğunun altı tüm katılımcılar tarafından çizildi.

*Yürütülen yardım kampanyalarına STK'lerin daha aktif katılması da istenen çalıştayda; "Onarım, dayanışma ve hayatın yeniden inşası sürecinde halkın, STK'ların katılımı yaşamsaldır. Her özne kendi duyarlılığı ve uzmanlığı ölçüsünde ve hatta sınırlarını zorlayarak katkı yapmalıdır. Raporlar profesyonelce ancak yardım kampanyası amatör ruhla düzenlenmelidir" görüşü dile geldi."

Bildirgenin sonunda, çatışma ortamının sona erdirilmesi ve müzakereye geçilmesi de istendi.