‘Rojava devrimi asimilasyon politikalarını yerle yeksan etti’

Kobanê Termik köyünde gönüllü öğretmen olarak görev yapan 22 yaşındaki Jiyan Osman, Rojava’nın 21 Şubat dünya ana dil gününü çok dilli eğitim sistemi ile karşıladığını söyledi.

Kobanêli gönüllü öğretmen Jiyan Osman anadilin önemini, Rojava devriminin Kürt dili üzerinde yarattığı etkiyi ve eğitim anlayışını ANFye anlattı.

Anadilin toplum açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

21 Şubat, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 17 Kasım 1999'da Uluslararası Anadil Günü olarak ilan edildi.

21 Şubat’ın anadil günü ilan edilmesinin üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, halen Ortadoğu’da yasaklar, baskılar ve yok olmakla yüz yüze kalan diller var. Bunlardan biri de Kürt dili. Her halk dilini, kültürünü, kimliğini koruyabildiği kadar var olabilir.

Dil bir halkın varlık göstergesi ve kültür, kimlik, kendine olan inancın geliştirilme aracıdır. Her toplum varlığını diliyle ifade eder. Tüm halk ve inanç toplulukları için dilin çok büyük bir önemi var. İnsanlar kendi dillerini konuşmayan diğer insanlarla iletişim geliştirebilmek için dilini geliştiriyor.

Her halkın varlığını diliyle ifade ettiğini söylediniz. Dört parça Kürdistan’da Kürt toplumu açısından anadilin önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürdistan, egemen devletler arasında dört parçaya bölünmüştür. Kürtler dört parça Kürdistan’da da baskı ve asimilasyon politikalarına tabi tutuluyor.

Kürdistan toplumu büyük oranda asimile olmuş, Kürt dili, kimliği ve kültürü yok olmak ile yüz yüze kalmıştır. Bundan kaynaklı olarak anadilin Kürt toplumu için önemi çok çok önemlidir. Belki 4 parçada da fiziki olarak varlığımızı sürdürdük, fakat egemen devletlerin baskı ve asimilasyon politikaları nedeniyle Kürt dili yok olma ile yüz yüze kaldı.

Kürtler üzerinde her 4 parçada da kültürel soykırım politikaları uygulandı. Egemen devletler kültürel soykırım politikalarını önce dilden başlattılar. Yine egemen devletler dilimizi yasakladılar. Anadilde eğitimi engelleyip yürüttükleri sömürgeci politikalarla kent, kasaba ve köylerimizde sömürgeciliğe hizmet eden okullar açarak Kürt dilini tümden yok etmeyi amaçladılar. Bununla da hedefledikleri esas olarak Kürt varlığını bitirmekti.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerinin Kürtler üzerinde uyguladıkları politikalara bakın hepsi aynıdır. Kültürel soykırım ve asimilasyon politikaları esastır. Fakat 19 Temmuz devrimi sonrası başlayan ve gelişen Rojava Devrimi mevcut durumu yerle bir etmiştir.

Rojava devrimi öncesi eğitim de durum neydi? Baas rejiminin bugün Kürt diline yaklaşımı nasıldı?

Baas rejimi Kürtler üzerinde Türk devletinin aksine daha sistematik bir baskı ve asimilasyon politikası uyguladı.

Baas rejimi döneminde Rojava’da Kürtler evlerinde Kürtçe konuşuyordu. Fakat devlet kuruluşlarında ve okullarda Kürtçe konuşmak, dil kurumları açmak, ana dilinle siyaset, eğitim, edebiyat vb. yapmak yasaktı. Kürtçe bir kitap çıkarmak bile yasaktı.

Örneğin 90 ve 2000’li yıllarda Kürt aydınlarının çoğunluğu kendi dilleriyle okuyamadıkları, yazamadıkları bir yerde yaşamak istemediler. Bu nedenle bir kısmı Güney Kürdistan’a gitti. Bu durum toplumda aslında bir travma yaratıyordu. Okullarda verilen eğitimle Kürt çocukları zamanla kendi dilinden uzaklaştırılıyordu.

Baas rejimi döneminde Rojava’da Kürt dili çalışması yürütüldü. Ama bütün çalışmalar gizlice ve evlerde yürütüldü. 10 kişi bir evde çalışma yürütüyorsa, 5 kişi de diğer bir evde çalışma yürütüyordu. Bu noktada Baas rejiminin çok açık bir baskısı vardı.

Baas rejimi hiçbir zaman halkların anadilini ve bizim dilimiz olan Kürtçeyi resmi olarak kabul etmedi. Baas rejimi sadece Kürtleri değil, Süryanileri, Ermenileri, Türkmenleri vb. halkları azınlık olarak dahi görmedi. Yok saydı. Arapları ve Arapça’yı hep üstün kıldı.

Rojava devriminin Kürt dili üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Rojava kantonlarında hem Kürtçe’nin hem de diğer halkların anadil ve kültürlerinin geliştirilmesi nasıl bir sistemle sağlanıyor?

Bugün Rojava Kürdistan’ında demokratik özerklik bünyesinde çok dilli bir eğitim sistemi mevcut.

Yok sayılan, ötekileştirilen tüm halk ve inançlar Rojava Devrimi ile yeniden tarih sahnesinde çok güçlü bir şekilde kendi dilleri, kimlikleri ve kültürleri ile kendilerini temsil edebilme imkanına kavuştu. Örneğin bugün Rojava’da 3 resmi dil var. Kürtçe, Arapça ve Süryanice bu her 3 dilde demokratik özerk yönetimin resmi dilleri.

Eğitim sistemimiz de bu anlayış ve esasa dayanıyor. Demokratik özerklik ve demokratik-ulus anlayışına dayanıyor. Zaten Rojava Devrimi’nin başarısının en büyük sırrı da bu. Bütün kimliklerine yeniden hayat vermesidir. Rojava devrimi sadece Kürt dili ve kültürünün değil, diğer dil ve kültürlerinde kendisini yeniden var etmesini sağladı. Böylesi bir etkide bulundu.

Rojava devrimi bugün halkların özgürlük ve demokrasi umudu olarak gelişmeye devam ediyor. Bunun için her halk ve topluluk hem kendi rengi diliyle yaşamalı hem de bu şekilde tüm toplumsal faaliyetlere katılmalı. Eğer bu geliştirilmezse geliştirdiğimiz devrimi özgürlük ve demokrasi devrimi olarak tanımlayamayız.

Son olarak birden fazla anadilin var olduğu ve de tanındığı ve her alanda kullanıldığı çok dilli ve çok kültürlü bir eğitim ve yaşam sisteminizi geliştirmek için geleceğe dönük ne gibi planlamalarınız var?

Sistemimiz yenidir, eksiklikleri var. Fakat gittikçe eğitim kalitesini daha da yükseltmeye çalışıyoruz. Rojava devrimi başladığında anadil çalışmalarımızın temeli zayıftı.

Ama dilimizi geliştirmek, siyaset, sanat, kültür, bilim vb. her alanda kullanılabilecek standartlara kavuşturmak için yoğun çalışmalar yürüttük ve hala daha yürütüyoruz. Bu doğrultuda adım adım ilerleyecek planlamalarımız var. Uzun ve kısa vadeli hedeflerimiz var. İlk aşamada anadil çalışmalarını yürütecek, Kürtçeyi halka öğretecek çok sayıda kadro yetiştirildi.

Ama bugün bu kadroların sayısı ihtiyacı karşılamakta yine de yetersizdir. Bu kadrolarla çok dilli kültürlü anadilde eğitim sistemi başlatıldı. Şimdi bunu bütün okullarda geliştirmenin hazırlıkları yapılıyor. Tabi bu okullarda eğitim verecek öğretmenlere ihtiyaç var. Örneğin ben gönüllü olarak bu görevi üstlendim. Ve bunu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.

Yine eğitim komitesine bağlı dil kurumları var. Eğitim komitesi ile yürütülen tartışmalar ardından okullardaki eğitim sistemi yanında tüm topluma Kürtçe dilini öğretecek dil eğitimleri başlatılmasını önerdik. Bu talep kabul gördü. Gerçekten bugün kadını, genci, yaşlısıyla 100 binlerce insanımız Kürtçe dil eğitimi almak istiyor.

Bu temelde dil kurumumuzun çalışmaları da hem kendi çalışma alanını geliştirme hem de toplumun eğitim ihtiyacını karşılamak için her geçen gün büyüyor. Rojava Devrimiyle birlikte demokratik özerk yönetim bünyesinde oluşturulan Demokratik Toplum Eğitim Komitesi de anadilde çok dilli ve kültürlü eğitim sistemini geliştirerek Rojava’daki eğitim sisteminin mihenk taşı olmayı sürdürüyor.