Öz örgütlenme ve öz savunmasını geliştirme amacıyla konferans gerçekleştirip meclisleşen Şengalli Êzîdî kadınlarını kutlayan, Êzîdî Kadın Meclisi’nin kuruluşunu selamlayan REPAK, "Geçtiğimiz yıl 3 Ağustos’ta DAİŞ çeteleri ve onların destekçileri tarafından gerçekleştirilmek istenen 74. fermana ana topraklarında örgütlenerek yanıt veren Şengalli Êzîdî kadınlarının bu adımı büyük anlama sahiptir" dedi.

'KATLİAM GİRİŞİMİ VE ÇEŞİTLİ GÜÇLERİN PLANLARI BOŞA ÇIKIYOR'

REPAK, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Şengal katliam girişiminin birinci yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde, 'Êzîdî kadınların örgütlülüğü tüm fermanlara cevap olacak' şiarıyla Şengal Dağı'nda düzenlenen 1. Şengal Êzîdî Kadın Konferansı, önemli tartışmaların ardından meclis kuruluşu ile sonuçlanmıştır. İlanı yapılan Şengal Êzîdî Kadın Meclisi, birçok açıdan büyük anlam, önem ve değer teşkil etmektedir. Fermanların kader kılınmak istendiği Êzîdî toplumunun, kendi iradesini sahiplenip örgütlülüğe kavuşturması, kendi başına ciddi bir adımdır. Ama bunun yanında kadınların da 'Fermanlar kader değil, kendi geleceğimizi kendimiz belirleyeceğiz' duruşu hem katliam girişimini hem de çeşitli güçlerin Êzîdîler üzerindeki planlarını boşa çıkarmaktadır. Zira kutsal Şengal’in bütün yaşam pınarları kurutularak yok edilmek istenmiştir. Bunun içinse ilk hedef olarak Êzîdî kadınlar seçilmiştir. Êzîdî kadınlar katledilerek, tecavüz edilerek, ganimet diye kaçırılıp köle pazarlarında satılarak, intihara sürüklenerek bütün bir toplum fiziki ve kültürel soykırımdan geçirilmek istenmiştir.

'DİRENİŞ DUVARI ÖRÜLECEK'

Buna karşı herhangi bir yerde değil de katliamın gerçekleştirilmek istendiği mekanın kendisinde DAİŞ’in temsil ettiği simsiyah karanlığa Melekê Tawus’un çok renkli kanatları altında özgür yaşamı yeniden inşa etmek, büyük anlam içermektedir. Çünkü ölüm çölüne dönüştürülmek istenen bir yerde kadın öncülüğünde yaşam ve özgürlük yeniden filizlendiriliyor. Şengal’deki Êzîdî kadınlar, her türlü saldırılara karşı öz savunmasını ve öz örgütlenmesini meclis çatısı altında geliştirerek, kolektif iradelerini güçlendireceklerdir. Bu şekilde Êzîdî toplumunun ve özellikle de kadınlarının varlığına kast eden bütün yönelimlere karşı güçlü bir direniş duvarı öreceklerdir. Başta Kürt kadın özgürlük hareketi olmak üzere bütün özgürlükçü ve devrimci Kürt kadın örgütlenmeleri de bu yolda örgütlü Êzîdî kadınlarına her türlü desteği sunacaklardır."