ANALİZ

Qamişlo Katliamı: Cevabını arayan sorular ve siyasi ahlak

ENKS kalıntıları olan A. Hekim Beşar, İbrahim Biro vb. birkaç kişilik 2013 yılında Tel Aran ve Tel Hasıl'da gerçekleştirilen katliamda olduğu gibi Qamişlo Katliamı'nda da aynı sözlerle sahneye çıktılar.

İki gün önce Qamişlo'da vahşi bir sivil katliamı yapıldı. Katliamı daha yarım saat geçmeden insanlık düşmanı, barbar DAİŞ üslendi. Katliamda kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden her yaştan sivil insan hedef alındı. Katliamın sonuçları da yavaş yavaş netleşiyor. Şu ana kadar netleşen sonuçlara göre, içinde çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olan 50 sivil, günahsız insan yaşamını yitirdi. 9 kişinin akıbeti belli değil. Yaklaşık 200 kişi yaralandı. 500'den fazla ev büyük hasar gördü. Ona yakın ev çöktü. Bazı ailelerden hiç kimse kalmadı. Yine 500 civarında iş yeri hasar gördü. 30'ün üzerinde araba yandı, bazıları da hurdaya dönüştü.  Onlarca can gitti. Milyonlarca dolar maddi hasar meydana geldi. Saldırıya ilişkin birçok tepki geldi. Saldırı kınanıp lanetlendi. Ancak iki güç bu saldırıyı lanetlemediği gibi fırsata dönüştürmeye çalıştı. Bu güçlerden biri Türkiye'dir. Aynı gün Türkiye'de Meclis'te yapılan oturumda HDP dışında hiçbir parti saldırı görmedi. Ve saldırıya ilişkin olumlu yada olumsuz hiçbir tepki göstermedi. Diğer güç ise KDP'dir. KDP Genel Başkanı Mesut Barzani adeta "dostlar pazarda görsün" tarzında bir açıklama yaparak saldırıyı kınadı. Ancak kınamasından hemen sonra güdümünde olan ve bu vahşet sonrasında da ortaya çıkan tutumlarından dolayı siyasi ahlaktan yoksun sözüm ona Rojavalı çeteler bunu fırsata dönüştürme, kan üzerinden siyaset yapmaya çalıştılar. Bu durum beraberinde bazı soruları gündeme getiriyor. 

KATLİAMLARIN YIL DÖNÜMÜNDE

Qamişlo Katliamı rastgele bir tarihte gerçekleşen bir katliam değil. O yüzden akla birçok soru geliyor. Katliam 2013 yılında dönemin sözde Suriye Muhalefeti Halep Askeri Sorumlusu A. Cabbar Egidi'nin Antep'te 60 sözde komutanla gerçekleştirdiği toplantıdan sonra, Tel Aran ve Tel Hasıl'da üç yıl önce gerçekleştirilen katliamın yıl dönümünde gerçekleştirildi. Tel Aran Tel Hasıl katliamı Antep'te planlandı ve yaklaşık bir ay sonra da gerçekleştirildi. Bu katliam Mesut Barzani tarafından herhangi bir katliam yapılmamış açıklamasına neden oldu. Barzani'nin o dönemde yaptığı açıklama Kürtler tarafından büyük bir tepki gördü. Uzun süre Tel Aran ve Tel Hasıl katliamı üzerinden hiçbir varlığı kalmayan şimdiki ENKS kalıntıları bu durumu siyaset malzemesi yaptı. Şimdi olduğu gibi o dönemde de Rojava Peşmergeleri dedikleri Rojava çeteleri Rojava'ya girerse bu yönlü saldırıların önü alınacak gibisinden sözler ettiler. O dönemde de kan üzerinden siyaset devşirmeye, çıkar hesaplarını yapmaya çalıştılar. O dönemde de Rojava'nın güvenlik sorunu varmış gibi bir hava yaratmaya çalışarak çetelerine meşruiyet kazandırmaya çalıştılar. Oysa Rojava'nın ne o dönemde ne de bu dönemde güçten kaynaklı bir güvenlik sorunu var. Aslında kendilerinin çetelerle yaptıkları işbirliği sonucu Rojava'ya yönelik gerçekleştirilen saldırılar var. Yani bir anlamda siyasi ve toplumsal ahlak sorunu yaşayan bu güçler kan üzerinden siyaset yapmak için yaptıkları hesap sonucu Rojava'ya yönelik saldırılar gerçekleştiriliyor. Bunun üzerinden sadece kendi çıkarlarını gördükleri iktidar olma hesaplarının olduğu artık herkes tarafından anlaşıldı.

CENAZELER DAHA YERDEYKEN...

ENKS kalıntıları olan A. Hekim Beşar, İbrahim Biro vb. birkaç kişilik 2013 yılında Tel Aran ve Tel Hasıl'da gerçekleştirilen katliamda olduğu gibi Qamişlo Katliamı'nda da aynı sözlerle sahneye çıktılar. "Rojava'da güvenlik sorunu var. PYD ve YPG peşmergelerimizin Rojava'ya girişine izin vermediği için bu katliamlar yaşanıyor." Henüz cenazeler yerde iken bunları diyen Rojavalı sözde bu siyasetçilerin bir başsağlığı bile dilemeden bu tür söylemlerle sahneye çıkmaları beraberinde birçok soru işaretini getiriyor. Bu söylemlerin insanda uyandırdığı ilk soru işareti, "Hiçbir varlığınız olmamasına rağmen bir siyasi rant elde etmek için böyle bir fırsatı mı bekliyordunuz" oluyor. Bunun daha ötesinde akla gelen diğer bir soru ise "O halde bu saldırı ile bir biçimde ilişkiniz mi var" oluyor. Zira bu saldırı ve insanların yaşamlarını yitirmesine adeta sevinç duyulmuş gibi bir durum ortaya çıkıyor. 

Çünkü bu saldırı yaklaşık bir ay önce Urfa'da gerçekleştirilen ve adı geçen İbrahim Biro, Hekim Beşar'ın da katıldığı Urfa toplantısından sonra gerçekleşti. Urfa toplantısına katılanların aldıkları tek bir karar vardı, o da Rojava'ya karşı gerçekleştirecekleri saldırılar kararıydı. Elbette onların tek başına Rojava'ya saldırı gerçekleştirme güçleri yok. O zaman DAİŞ ile birlikte bu saldırıları gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri gibi cevabını vermeleri gereken bir soru ile karşı karşıyadırlar.  Bu kişilikler olduğu kadar bu durumda KDP de töhmet altındadır. Zira aynı toplantıyı KDP'nin de destekliği biliniyor. 

KDP BASINININ PROPAGANDASI

Diğer önemli bir nokta ise saldırıdan sonra Qamişlo için yapılan ilaç yardımında izlenmek istenen yoldur. KDP göndermek istediği ilacı ENKS yani bu çeteler üzerinden göndermek istedi. Rojava Özerk Yönetimi ve onun Sağlık Konseyi olmasına rağmen ilacı ENKS'li çeteler üzerinden göndermek istemek KDP'nin de bu katliamı çetelerini meşrulaştırmak için kullanmak amacında olduğu ortaya çıkarıyor. Ancak Rojava Özerk Yönetimi bu şekilde gönderilecek ilacı kabul etmeyeceklerini bildirdiği için ilaç zorunlu bir şekilde Cezire Kantonu Özerk Yönetimi Sağlık Konseyi'nden bir heyete teslim edilmek zorunda kalındı. Diğer önemli bir nokta ise böyle bir günde KDP basınının saldırı ve katliamı örtecek düzeyde gönderilen ilacın propagandasını yapması... Gönderilen ilacın miktarındaki abartı da ayrı bir nokta. Kardeşe uzatılan elin minneti olmaz. Hele hele kardeş denilenlerin çocuk, kadın, yaşlılarının parçalanan cenazeleri yerde iken hiçbir şekilde uzatılan elin minneti olmaz. Ahlak bunu gerektiriyor. Kardeşlik hukuku budur. Eğer bu bir siyasal malzeme ve şova dönüştürülüyorsa ki öyledir, o zaman bu kardeşe uzatılan elden çok siyasal ve iktidar amaçlı bir yaklaşımdır. İnsanlığı, toplumsallığı işleyen bütün kitaplar bunu böyle yazıyor.

NEDEN QAMİŞLO?

Bir diğeri ise "Neden Qamişlo" sorusudur. Qamişlo, Rojava'nın sembolüdür. Ayrıca Rojava Devrimi 2004 yılında Suriye Baas Rejimine karşı başkaldırının bir ürünü olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden Qamişlo'nun hedeflenmesi devrimin tümden hedeflenmesidir. Devrimin başladığı yerde devrimin vurulmasıdır. Başta Türkiye ve KDP ollmak üzere birçok güç geride bırakılan devrimin dört yıllık sürecinde devrimi vurmak yada kendi çizgilerine çekmek için birçok plan ürettiler. O yüzden ister istemez saldırıda bu güçlerin payı ne kadar, diye birçok çevre, siyasetçi, siyaset uzmanı, analist kendisine sorup duruyor. 

Qamişlo'nun hedeflenmesinin diğer önemli nedenlerinden biri de Suriye'deki savaşın bitmesini istemeyen güçlerin devreye girmesidir. Zira Qamişlo geçtiğimiz günlerde toplumsal sözleşmesi kabul edilen Kuzey Suriye Federasyonu'nun başkenti olarak ilan edildi. Kuzey Suriye Federasyonu'nun giderek uluslararası alanda kabul görmesi, Suriye'deki iç savaşın bitmesi ve Suriye sorununa çözüm bulunması demektir. Zira şu ana kadar Suriye'de taraf olanların bunun dışında geliştirdikleri herhangi bir çözüm modeli, projesi bulunmuyor. Böyle bir dönemde Qamişlo'nun hedeflenmesi, Suriye sorununa çözümün bulunmasının istenmemesi, Kürtlerin de bir irade olarak kabul görmemesi demektir. Kuzey Suriye Federasyonu'nun ilan edildiği gün Sêmalka Sınır Kapısı'nın 200 milyon Dolar karşılığında kapatılması, Rojava'yı boğmak ve Federasyona karşı bir tavır demekti. O yüzden bir biçimde bu saldırı ile ilişkileri olduğu yönünde Rojava'da bir kanı oluşmuş durumda. Bu da aslında katliamlarla kendini kabul ettirme plan ve yaklaşımlarının öfke olarak döneceğinin göstergesidir. Zira katliama tepki gösteren başta Qamişlolular olmak üzere tüm Rojavalılar katliamın hesabını soracaklarını da büyük bir öfke ile dile getiriyorlar.  Öfkeleri bundan çıkar sağlamaya çalışanlaradır aynı zamanda.