GÖRÜNTÜLÜ

‘Ortadoğu’daki kaos ihanetçi sistemin sonucudur’

Uluslararası komplonun üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen Kürtlerin özgürlük mücadelesinin devam ettiğini ve bu komplonun boşa çıkartılacağını belirten Güney Kürdistanlılar, faşizme karşı ortak mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Ortadoğu kaosunun 1999’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen uluslararası komployla başladığına işaret eden Güney Kürdistanlılar, ancak halkların özgürlük mücadelesiyle bu komplonun tümden boşa çıkarılabileceğini düşünüyor.

Ajansımız ANF’ye konuşan Güney Kürdistanlı Givara Ali, “Önder Apo’yu teslim alarak özgürlük mücadelesini bitireceklerini sandılar ama mücadele büyüyerek tüm halklara mal oldu” dedi.

‘TARİH TEKRARLANMAK İSTENDİ’

Ortadoğu’da yaşanan kaosun sorumlularının, Önder Apo’nun fikirlerinin bu kadar geniş bir çevreye yayılabileceğini tahmin etmediklerini dile getiren Givara Ali, “İmralı sürecinde Önder Apo’nun fikirleri daha çok gelişti ve bu mücadeleye de yansıdı. Mücadele büyüdü. Buna sebep Önder Apo’nun yeni paradigmasıdır. Mücadele gittikçe Ortadoğu’ya yayıldı. Sadece Kürtler değil, tüm bölge halkları özgürlüklerini Önder Apo’nun felsefesinin zaferinde görüyor” ifadelerini kullandı.

Komplonun amacının Kürt halkını Önderliğinden yoksun bırakmak olduğunu vurgulayan Şemal Hesen ise bununla tarihin tekerrür edilmek istendiğine dikkat çekti. Hesen, “İşgalci devletler tarihte yaptıkları gibi bir kez daha Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı tasfiye ederek mücadeleyi sonuçsuz bırakacaklarına inanıyorlardı. Apocu hareketi tasfiye edip teslim alacaklardı. Ama bunu başaramadılar” dedi.

‘APOCULUK TÜM HALKLARIN KURTULUŞ UMUDU OLDU’

Apoculuğun sadece Kürtler açısından değil, bölgede yaşayan halklar açısından da yeniden kimliklerine sahip çıkmak olduğunu belirten Şemal Hesen, Apoculuğun halkların var oluşlarına ilham kaynağı olduğunu, ezilenlerin Önder Apo’nun fikirlerinden, ideolojisinden güç aldıklarını söyledi.

Şemal Hesen, komplonun aslında Abdullah Öcalan’ı tasfiye ederek, Kürt mücadelesini yok etmeyi amaçladığını ama beklenenin tersi olduğunu ve mücadelenin büyüdüğünü belirtti.

Kuzey Suriye Federasyonu’nun bu gerçeğin sonucu olduğunu vurgulayan Hesen, ‘’Kuzey Kürdistan’da her türlü saldırıya karşı eşsiz mücadele gelişti. Son yıllarda gelişen tecrit durumuyla da kuzeyde YPS öncülüğünde gelişen görkemli direnişi kırmak amaçlanıyor. Kuzeyi tümden teslim almak, Rojava’yı tasfiye etmek istiyorlar. Ama başaramayacaklar, yaşanan gerçekler bunu gösterdi. Bir de dört parçada ulusal mücadele gelişti. Ortadoğu açısından umut hareketi oldu. Artık bunun önünü tutmaları mümkün değil’’ dedi.

Tevgera Azadi yöneticilerinden Seyit Xalit ise, Kürt halkının 18 yıl boyunca komploya karşı görkemli bir direniş geliştirdiğini hatırlatarak, “Bu da komployu sonuçsuz kıldı. Kürt hareketini, Apocu hareketi giderek Ortadoğululaştı. Aslında Ortadoğu halkları bugün o komplonun bedelini ödüyorlar. Bugün Suriye’de, Rojava’da, Güney’de, Türkiye’de özcesi Ortadoğu’da yaşanan kaos bu ihanetçi sistemin sonucudur” dedi.

‘ÖZGÜR BİR YAŞAM İÇİN KOMPLOYA KARŞI MÜCADELE YÜKSELTİLMELİ’

Seyit Xalit, son iki yıldır geliştirilen ağır tecridin kırılması ve komplonun tümden boşa çıkarılarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ve halkların özgür geleceği için yapılması gerekenlere dair ise şu hususları sıraladı:

“Herkesin temel sorumluluğu özgürlük ve demokrasi için Önder Apo’nun felsefesine sahip çıkmaktır. Kürt halkı 18 yıldır adım adım mücadelesini yükseltti. Önderliğine sahip çıktı. Hem küresel iktidar güçlerini hem de Türk devletini Önder Apo’yla görüşmek zorunda bıraktı. Çünkü bu mücadele de onlar başarılı olamadılar. Özellikle Rojava ve Güney Kürdistan’da işgal planlarında başarılı olamadıkları için son yıllarda Önder Apo’ya yönelik daha sıkı bir tecrit uygulamasına gittiler.

Kuzey’de bunun için katliamlar, yıkımlar yaptılar. Kürt halkı ve bölgenin özgürlük ve demokrasi güçleri, çok daha güçlü bir mücadele yürütmeliler. Bölgede ve dünyada buna karşı bir mücadele veriliyor ama bu mücadeleyi daha da büyüterek, komployu tümden boşa çıkarmak gerekir. Faşist Erdoğan ve Türk devletinin başlatmış oldukları halklar savaşını boşa çıkararak birlikte eşit-özgür yaşamı hakim kılmak gerekir.”