ÖHD’den Xerabê Bava raporu

ÖHD: Koruköy’de yaşananlar; birçok ilçede ve köyde 2015 yılından bu yana ilan edilen yasakların hukuk dışı uygulamaların sürdüğünü ortaya koymaktadır

ÖHD, Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava köyünde yaşanan işkence, insan hakları ihlalleri ve devam eden ablukaya ilişkin hazırladığı raporda, “Koruköy’de yaşananlar; birçok ilçede ve köyde 2015 yılından bu yana ilan edilen yasakların hukuk dışı uygulamaların sürdüğünü ortaya koymaktadır” dedi.

Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHD) Xerabê Bava köyü için hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. Mardin’in Nusaybin ilçesinin Xerabê Bava (Koruköy) köyünde yaşanan işkence, insan hakları ihlalleri ve devam eden ablukaya ilişkin, gözaltına alınan ve yaşananlara tanıklık eden köylüler ile 26 Şubat’ta yaptığı görüşmeler sonucunda hazırlanan raporda ilk olarak Xerabê Bava köyüne 15 kilometre uzaklıkta bulunan noktada askerler tarafından geçişlerin engellenmesine dikkat çekilerek, bu nedenle köyde inceleme yapılamadığı vurgulandı. 

Mardin Valiliği tarafından 11 Şubat’ta “Sokağa çıkma yasağı” ilan edilmesi ardından yaşananlara dikkat çekilen raporda, işkence gören ve gözaltından çıkan yurttaşlar ile Nusaybin ilçesinde bekleyişini sürdüren tanıkların anlatımlarına yer verildi.

Yapılan inceleme ve tanık beyanlarına göre, raporun sonuç ve tespit bölümünde şu ifadelere yer verildi:

“Nusaybin’e bağlı Koruköy köyünde operasyon gerekçesi ile ‘Sokağa çıka yasağı’ ilan edilmesi ardından gözaltına alınma şeklinin kanuna uyulmadan yapılması, köylülerin ihtiyaçlarının giderilmesine izin verilmemesi, köylülere aşağılayıcı davranışlarda bulunulması, hakaret ve küfür edilmesi, köyde saatlerce bekletilmesi, gözaltında olanlar ile köyde bulunanların farklı şekilde tehdit edilmesi, gözaltına dair bilginin ne şahıslara ne de ailelere verilmemesi, sürekli defalarca arama yapılması, fiziki olarak kaba dayak ve kimi yöntemler ile uygulananların, sistematik olarak ülkede yaşananların devamı niteliğinde olması ve tüm köyün etkilenmesi itibariyle ayrı ayrı işkence biçimleridir.

Koruköy’de yaşananlar; birçok ilçede, köyde 2015 yılından beridir yaygın olarak uygulanan ‘Sokağa çıkma yasağı’ politikalarının hukuk dışı uygulamaların sürdüğünü ortaya koymaktadır.

Bu nedenle;

1. Öncelikle İl İdaresi Kanunu’nun 11/C Maddesine dayanılarak ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının hukuki dayanaklarının olmadığını belirtiyor, hukuki denetiminden uzak sokağa çıkma yasağı uygulamalarından derhal vazgeçilmesini ve sokağa çıkma yasağının bir an önce kaldırılması gerektiği ifade ediyoruz. Köy halkının temel gıda maddelerine ve sağlık hizmetine erişimi konusunda her türlü imkan sağlanmalı, köye giriş çıkışlar açılarak sağlıklı bilgi alınmalı ve endişeler giderilmelidir.

2. Koruköy’de yaşanan hak ihlalleri, kamuoyuna yansıyandan daha büyük ve ağır niteliktedir. Ölümlerin yaşandığı bilgisi ifade edilse de sayı ya da kişi netleştirilememiştir.

3. Köyde bulunan güvenlik güçleri ve Jandarma Merkezi’nde askerler tarafından gerçekleştirildiği beyan edilen ağır yaşam hakkı ihlali, vücut bütünlüğünün ihlali, zorunlu ihtiyaçların karşılanmasına izin vermeme, özgürlüğünden yoksun bırakma, işkence, ayrımcılık ve ırkçılık içeren tutum, eylemlere dair yüzlerce beyan ve bilgi mevcuttur. Söz konusu ihlallerin bire bir ayrıntılandırılması gereksiniminin yanı sıra bir bütün olarak sokağa çıkma yasakları ve bağlı operasyonların Koruköy sakinlerinin tamamı için işkence ve kötü muamele kapsamında değerlendiriyor, incelenmeyi gerektirdiğini tekrarlıyoruz.

4. Köye temizlik görevlileri, kepçeler, boya malzemeler vb. girişi dikkate alındığında soruşturmalar için delil olacak birçok olgunun, görüntünün ortadan kaldırılma gerçeği karşısında Cumhuriyet Başsavcılığı derhal soruşturma başlatarak delilleri toplamalıdır. Bu konuda insan hakları kurumları ve hukuk kurumlarının girişine izin verilmelidir.

5. Koruköy sakinleri, Mardin Valiliği ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları ile ‘terörist’ ya da ‘potansiyel terörist’ olarak nitelendirmekte, kriminalize edilmişlerdir.

6. Güvenlik güçlerinin, ağır insan hakları ihlalleri içeren eylemlerinden dolayı yargılanmayacaklarına dair inanç ve güvenle hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Yapılan incelemelerinden, ortaya çıkan hak ihlali iddialarına yönelik olarak; mağdurların ayrıntılı beyanları alınmalı, gözaltı birimlerindeki kamera kayıtları ve mağdurların hastane raporları ivedilikle celp edilip; mağdurların Adli Tıp Kurumu’na sevki sağlanmalı ve sorumlu kişiler hakkında etkili ve tarafsız bir soruşturma yürütülmelidir.

7. Yaşananların ortaya çıkması için TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun acilen bir alt komisyon kurarak inceleme başlatması, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun ciddi hak ihlalleri ile ilgili inceleme yapması, Adalet ve İçişleri bakanlıkları tarafından mevzuata aykırı işlemlerde bulunan kamu idarecileri hakkında etkin adli ve idari soruşturma yürütülmesi gerekmektedir.

8. Ulusal ve uluslararası mevzuat ile güvenceye alınan başta yaşam hakkı ve işkence yasağı olmak üzere en temel haklar ihlal edilmiştir. Yaşanan diğer örnekler maalesef ki güvenlik operasyonu yapılan il ve ilçelerdeki hak ihlalleri ile ilgili etkili bir soruşturma yapılmadığı göstermiştir. Bu konuda başta hukuk kurumları, insan hakları kurumlarının yaşanan ağır insan hakkı iddialarına karşılık duyarlı olmaya çağırıyoruz.”