GÖRÜNTÜLÜ

'Öcalan'ın sağlık ve güvenliğinden endişe duyuyoruz'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren ağırlaştırılan tecrit ve izolasyon politikası, 15 Temmuz darbe girişimiyle yeni bir ivme kazandı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren ağırlaştırılan tecrit ve izolasyon politikası, 15 Temmuz darbe girişimiyle yeni bir ivme kazandı.

Öcalan’ın sağlık ve güvenlik durumuna ilişkin kaygılarını dile getiren Amed’deki Sivil Toplum Örgütü temsilcileri, görüşmelerin tekrar başlamasını talep ettiler.

4 Nisan 2015 tarihinden bu yana Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi ve ardından Türkiye ve Kürdistan’ın tamamında ilan edilen OHAL ile birlikte yeni bir aşamaya geçti. Bu durum Türkiye, Kürdistan ve uluslararası kamuoyunda Öcalan’ın sağlık durumuna ilişkin ciddi kaygılar yarattı.

Konuya ilişkin ANF’ye konuşan Amed’deki Sivil Toplum Örgütü temsilcileri, Öcalan’ın sağlık ve güvenlik durumunun önemine dikkat çekti.

İmralı’daki gelişmelerin kaygıları arttırdığını belirten Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkanlık Divanı Üyesi Hilmi Aydoğdu, “Kürt halkının en büyük önceliği ve hassasiyeti bir yıldan uzun bir süredir ağır tecrit koşulları altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşam koşulları ve sağlık durumudur. Bizler DTK olarak darbe girişiminin hemen ardından Sayın Öcalan’ın yaşam ve sağlık koşullarına ilişkin bir açıklama yapılması için Adalet Bakanlığına seslenmişti. Ama Öcalan’ın sağlığı ve yaşam koşulları ile ilgili belirsizlik hala devam ediyor. Dolayısıyla Kürt halkının bu konudaki endişe ve kaygıları da devam ediyor. Söz konusu bu kaygı ve endişeleri gidermenin tek yolu ise bağımsız bir heyetin İmralı’ya gidip Sayın Öcalan ile görüşmesidir” dedi.

Öcalan’ın sağlık koşullarının Kürt halkı için hayati önem taşıdığına vurgu yapan Aydoğdu, “Öcalan ile görüşmenin sağlanması sadece Kürt halkı için değil, demokratik bir atmosferin oluşabilmesi için de önemli. Bu anlamda bizler AKP iktidarını Kürt halkının hassasiyetlerini doğru yorumlayıp cevapsız bırakmamaya davet ediyoruz. Evet belki darbe bugün itibari ile bastırıldı fakat Türkiye’de Kürt sorununa çözümsüzlük, inkar ve imha temelinde yaklaşıldıkça darbe mekaniği asla ortadan kalkmayacak dolayısıyla Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi darbelerin panzehiridir” ifadelerini kullandı.

TECRİDİN KALDIRILMASI İÇİN EYLEM VE ETKİNLİKLER DÜZENLEYECEĞİZ

Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin bir an önce sonlandırılması çağrısında bulunan KJA aktivisti Hatice Makas ise , “Bir halkın liderine tecrit uygulamak aynı zamanda o halka da tecrit uygulamak demektir. Ülkede yaşanan son gelişmeleri de göz önünde bulundurursak, Sayın Öcalan’ın sağlığına ve güvenliğine ilişkin ciddi endişe taşımaya başladık. İşte bu nedenle Öcalan’ın üzerindeki tecrit kaldırılıncaya kadar eylem ve etkinlikler gerçekleştirerek, tıkanan bütün kanalları zorlayacağız. Bu çerçevede bütün halkımızı gerçekleştireceğimiz eylemlere destek olmak amacıyla sokaklara davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

BAHANE ÜRETİLEREK GÖRÜŞMELER ENGELLENİYOR

Öcalan’ın durumuna ilişkin kaygılarını dile getiren bir kurum ise Sağlık Emekçileri Sendikası Amed şubesi. SES Amed Şube Eşbaşkanı Ramazan Kaval konuya ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor: “Bir yılı aşkın bir süredir çeşitli bahaneler öne sürerek Sayın Öcalan ile görüşmeler engellenip, Sayın Öcalan’ın şahsında Kürt halkına tecrit uygulanmak istenmektedir. Çünkü Kürt halkı kendi özgürlüğünü Öcalan’ın özgürlüğü ile bağdaştırmıştır.

ÖCALAN, BARIŞ İNSANIDIR

OHAL çerçevesinde mahkumlarla 3 ay görüşmenin yasaklandığına dair kararnamenin çıktığını hatırlatan Kaval, “Biz bu durumu kesinlikle kabul etmiyoruz. Sayın Öcalan’ın şartlarının mutlaka düzeltilmesi gerekir. Bir insanın insanca yaşayabilmesi için kendine ait haklarının olması lazım. Bu çerçevede Sayın Öcalan’ın da durum bizim için önem teşkil etmekte. Biz sağlıkçıyız. Bir insanın sağlıklı şartlarda yaşamasını, yaşamını bu doğrultuda sürdürmesini sağlamak bizim sorumluluklarımız arasındadır. Kaldı ki Öcalan sıradan bir birey değil Kürt Halkının Önderi ve bir barış insanıdır” cümlelerine yer verdi.

TECRİT KALDIRILARAK MÜZAKERE SÜRECİNE DÖNÜLMELİ

7 Haziran’dan bu yana yaşanan şiddetli savaş ortamının Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sonucu olduğuna işaret eden Amed 78’liler Derneği Başkanı Gani Alkan ise, “Öcalan ile görüşme istemlerinin sürekli olarak çeşitli bahanelerle reddedilmesi, Kürt halkını ciddi şekilde endişelendiriyor. Çünkü bir yıldan fazladır Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile herhangi bir görüşme yapılamadığı gibi, sağlık durumuna ilişkin bilgi de verilmiyor. O da yetmezmiş gibi OHAL bahane edilerek 3 ay daha Öcalan ile görüşülmeyeceğinin bildirilmesi, ortamı daha gergin hale getirdi. İşte bu nedenle Türkiye’deki bu gergin havanın dağıtılması ve demokrasinin önünün açılması için, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerekir ” dedi.