Nusaybin’de 14 gün devam eden yasağın ardından konuşan Nusaybin halkı, yasak ve saldırılara boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak,  “Tüm saldırı ve yasaklara karşı dim dik ayaktayız, devleti mahallelerimize sokmayacağız” diyor. 

Bundan sonra sokağa çıkma yasağı kararlarını asla tanımayacaklarının altını çizen Nusaybinliler sokağa çıkma yasaklarını sokakta karşılayacaklarını söylüyor. 

Nusaybin’de 14 gün süren ve ülke tarihini en uzun sokağa çıkma yasağı olarak kayıtlara geçen yasağın ardından, öz yönetim ilan edilen mahallelerde kararlılık ve öz yönetim direnişini sürdürme ısrarı dikkat çekiyor. Yasak ve saldırıların en yoğun uygulandığı Fırat, Dicle, Yenişehir ve Newroz mahallesinde yaşayan Emine Kulak, Emine Akyüz, Taybet Aykut, Ayşe Aydın ve Ali Özden, yaşananları ve öz yönetim direnişini ANF’ye anlattı. 

‘ARTIK ÖZGÜRÜZ, BİZİ KİMSE YENEMEZ’

Emine Kulak: Bizim toprağımız, kendi toprağımızda yaşıyoruz, kanımızın son damlasına kadar da burada yaşayacağız. 13 gün boyunca beş çocuğumla birlikte merdivenin altında yaşadık. Bizden ne istiyor Erdoğan? Para pul, mal mülk, saraylar yapmış, bizden ne istiyor. Biz gidip başkasının toprağında öz yönetim ilan etmedik, kendi toprağımızda ilan ettik. Kürt halkının iradesini kırabileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Biz bu toprakları özgürleştireceğiz. Birimiz şehit düşse yerine geçecek onlarcamız var, Kürt halkını yenemezler. Biz artık özgürleştik, artık Kürt halkı özgürlüğünü elde etmiş, bunu kimse elinden alamaz. 

Elimizde silah yok, bize tankla, topla onlar saldırıyor. Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu. Davutoğlu, ‘Kürt kardeşlerim’ diyor, nerede kardeşlik. Biz onların toprağına gidip işgal etmedik. Gelip Kürdistan’da, toprağımızda bizi işgal eden onlar. Biz vazgeçmeyeceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz. Özgür olana kadar direneceğiz. 

‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI TANIMAYACAĞIZ ARTIK’

Emine Akyüz: Dün gece boyunca bize yine ağır silahlarla saldırdılar. Biz yasağı tanımadık ve sokaklara indik, bir daha asla yasak tanımayacağız. Bundan sonra devletin sokağa çıkma yasaklarını tanımayacağız. Erdoğan, savaşa kendi çocuklarını göndersin, başkalarının çocuklarını ölüme yollamasın. Tanklara, toplara karşı çocuklarımızla birlikte direniyoruz. Damadını Bakan yapıyor Erdoğan, çocuklarına servet yaratıyor, bize de saldırıyor. Hırsızsın Erdoğan, çalarak iktidar oldun, bu halkın oylarını da çalarak iktidar oldun, yalanla, hileyle iktidar oldun. Elinden geleni ardına koyma, ne yapıyorsan yap, biz özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz. 

‘ŞEHİTLERİMİZİN YOLUNDAN GİDECEĞİZ’

Ayşe Aydın: Evimizi bırakmadık, gençlerimiz, yaşlılarımız katledildi ama biz direndik. Her gün eylem yaptık, gürültü eylemi yaptık. Bomba attılar, boyun eğmedik bombalarına. Şehitlerimizin, önderliğimizin, gerillamızın yolunda gitmeye yürümeye devam edeceğiz. 

‘BURADA GERİLLA DEĞİL, HALK DİRENİYOR’

Taybet Aykut: Erdoğan, Kürt çocuklarını katletmekten vazgeçsin, biz Erdoğan’dan korkmuyoruz, katliamla, çocuklarımızı katlederek bizi korkutamaz. Başka ülkeleri örnek alsın, başka ülkelerin hükümetleri uzayda çalışmalar yürütürken, Erdoğan, bize tank, top ve katliam getiriyor. Çocukları katlediyor Erdoğan, 14 günüdür elektrik, su yok, halk hastalıktan kırılıyor. Devlet bizim mahallelerimize giremez, kesinlikle giremez. Burada gerilla yok, halk var. Erdoğan, buralarda  “Gerilla var” yalanı ile katliam yapmasın. Hepimiz bu mahallelerin halkıyız. Burada yaşıyoruz. 

Erdoğan, bizi yenemez, boyun eğmeyeceğiz Erdoğan’a, son kanımızın damlasına kadar direniriz. 14 gündür bebekler, çocuklar ne yaptı, ne yaşadı, açlık, soğuk, hastalık, hepsini yaşadık. Ama biz yine de boyun eğmedik. Eğmeyeceğiz. 

Erdoğan, o saraydan düşecek, o koltuktan düşecek. Yanına kalmayacak yaptıkları. Nusaybin halkı burayı terk etmedi. Biz bu sokaklarda kanımızı döktük, öyle kolay mı kolay mı bizleri buradan çıkartmak, kölece yaşamaya zorlamak? Biz korkmuyoruz, korkmayacağız. ‘Biji Kürdistan’, ‘Biji berxwedana Kurdistan.’

‘TERKETMEYECEĞİZ’

Ali Özden: Nusaybin halkı 14 gündür bombardıman altında, gece gündüz saldırılar durmadı. Tabii biz de direneceğiz. Biz direnmek dışında bir yol düşünmüyoruz. Burada mahallelerimizde kalacağız, terk etmeyeceğiz. Gençlerimizin yanında yer alacağız.